Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tekrar hikâyenin başlangıcına, Cegerxwîn'in “Kî ne em" parçasının seçilmesine dönelim. Şivan Perwer şöyle anlatıyor, “Rahmetli Avukat Kemal Badıllı bana Cegerxwîn'in Agir û Birûsk (Ateş ve Şimşek), Sewra Azadîye (Özgürlük Devrimi) ve Kî me ez (Ben Kimim) kitaplarını vermişti. Orada Kî ne em üzerinde çalışmaya başladım. 1971-1972 yıllarında bu şarkıya başladıktan kısa süre sonra ezberlemiştim. Sonra Avrupa'ya geldim ve çalışmaya devam ettim. Bu stran üzerindeki uzun çalışması 1979 yılına kadar devam eder, Perwer bu eseri albümde okumadan önce şarkının etkisini öğrenmek ister. O dönem kayıt cihazları ve cep telefonları da olmadığından kendi izni olmadan dağıtılmasından korkmadan şarkıyı rahatlıkla okur. “Ki ne em” parçasını ilk defa Köln'de okur.
Sayfa 99 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Harflerini senden alan merhaba, Hangi demin âteşidir içimde. Söyle bana hindiba, Sen nasıl bu kadar gönül hanesi...
Reklam
Ekmek elden su gölden olunca böyle oluyor.. - Çobanlık yapar mısın? - Yok almayayım. - Kim yapacak? - Afganlar.. - Tarımda çalışır mısın? - Daha neler yav!
Peygamberimiz (sas) şöyle buyurdu;
"Allah bana dört kişiyi sevmemi emretti. Kendisinin de onları sevdiğini bana bizzat bildirdi." Dediler ki: "Kimdir onlar yâ Resûlallah! Adlarını bize söyler misin?" Buyurdu ki: "Ali onlardandır. -Bunu üç kez tekrar etti- Diğerleri Ebû Zer, Mikdâd ve Selmân'dır. Rabbim bunları sevmemi emretti ve kendisinin de onları sevdiğini bana bildirdi." Rabbim bizleri muhafaza etsin ve onların yolundan ayırmasın kirlettirmesin pak bir yüz ile huzuruna varmayı hepimize nasip eylesin.
Şivan Perwer organizatörlere sahneye çıkıp Kürtçe söyleyeceğini bildirir. Bazı arkadaşları Ankara'nın göbeğinde Kürtçe şarkı söylemenin sorun yaratacağını ve komite başkanının da perişan olacağını söylerler. Perwer de şöyle der, “Bir kere de de bu iş için perişan olsun, bana bir bağlama getirin, Kürtçe söyleyeceğim.” Şivan Perwer sahneye çıkar ve söze başlar, "Şimdi sizin dilinizde ve otantik haliyle gerçek Xezal'ı söyleyeceğim. Şimdi Xelat Dağı'nın başındaki Xezal'ı alıp buraya getireceğim.” Perwer sazını çalarak Xezal'ı söylemeye başlar.
Sayfa 51 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
11.1.1937'de vefat eden Nuri Conker için Atatürk bana hitaben Cenevre'ye 16.1.1937 'de yazdığı mektupta aynen söyle demektedir. " Hatay üzüntüsüne Conker'in ölüm acısı karıştı; bu acının açtığı yaranın derinliğini tahmin edersin."
Reklam
Lord Daren (7/son)
"Söyle ona senden uzak dursun." "Hayhay," dedi. Çenesiyle boşluğu işaret etti. "Söyle ona senden uzak dursun." "İyi. Bu bir anlaşma haberin olsun." "Kanla yazdım, haberin olsun." Gitmek için kalktığımda burnumdan soluyordum ama yine de kollarımı sıkı sıkı boynuna sarıp prensesin biraz önce durduğu boşluğa baktım. Benim. Benim kazağım. Benim ikiz alevim. Benim Daren'im. "Ne dedin?" "sesli mi söyledim onları?" "sesli söyledin Onları." "iyi," dedim kendimi toparlayarak. "Netleştirmek istiyordum zaten." (syf 672) ... "Her gözyaşında bir yıldız sönüyor," diye mırıldandı. Baş parmakları gözlerimin altını sildi. "Ağlama Artık." "Ağlatma o zaman. Ama burada duracağım. Zaten rezil olacağım kadar oldum bari değsin." "Rezil olmak mı?" Ayıplar gibi başını salladı. Gözlerime dikili kaldı. "Bana kızgın mısın? Ben sana daha çok kızgınım. Bana kırgın mısın? Ben sana daha çok kırgınım. Benden nefret mi ediyorsun? Ben senden daha çok nefret ediyorum. Beni özlüyor musun? Ben daha çok özlüyorum. Benden hoşlanıyor musun? Ben senden daha çok hoşlanıyorum." (syf 674)
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.