Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fakat kuzeyden gelen ve barbar olarak nitelenen bu kavimler, kültür ve inanç bakımından gelişmemiş oldukları için, Roma devrinden kalma bütün müesseseleri yıkmışlar ve bunların yerine yeni müesseseler kuramamışlardı. Böylece eski Roma okulları kapatılmış, okuma yazma bilenlerin sayısı azalmış ve Batı Avrupa derin bir cehalet uykusuna dalmıştı. Kilise, putperest olan bu insanları Hıristiyanlaştırmayı başarmış ve kendi isteği doğrultusunda yönlendirmiştir. Bir süre sonra bilim, kültür ve düşünce, papazların tekeline girmiş; onlar da, insanlara lazım olduğu kadarından fazla bilgi vermeyi gereksiz gördüklerinden ve lazım olan bilginin de kutsal sayılan İncil ve Tevrat'ta açıklan- dığını, dolayısıyla bunun dışında bir bilgiye gerek olmadığını, hatta bunun zararlı olduğunu iddia ederek halkın bilinçlenmesini önlemişlerdi. İşte Batı dünyasının, dokuz asırlık bu dogmatik ve skolastik uykudan uyanmasını ve içine düştüğü karanlıktan kurtulup aydınlığa kavuşmasını sağlayan asıl faktör, İbn Rüşd tarafından geliştirilen bu yeni metodolojik yaklaşım olmuştur.
440 syf.
10/10 puan verdi
·
50 günde okudu
#araştırmainceleme kitapları gerçekten de kolay bir okuma değildir. Bazen ince bir kitabı bile uzun sürede bitirebilirsiniz. Bu kitap kalın ve Ramazan'a denk geldiği için de aç karına çekilmediğinden okumam 40 gün sürdü. Kitap 2017 basım ve sanırım artık aktif olmayan bir yayınevine ait. Bu üzücü çünkü içeriği incelerken çok titiz
Kelt Mitleri Ve Efsaneleri
Kelt Mitleri Ve EfsaneleriT. W. Rolleston · İlya Yayınevi · 201525 okunma
Reklam
Flaubert'in dediği gibi, Atilla benim.
"O, göçmenin ilkörnegidir. Ona, 'Artik bir Roma yurttaşısın!' deselerdi, bir togaya sarınır, Latince konuşmaya başlar ve imparatorluğun silahlı kuvveti olurdu. Ama ona: 'Sen bir barbar ve dinsizden başka bir şey değilsin!' dediler ve o da ülkeyi yakıp yıkmaktan başka bir şey düşlemez oldu."
Sayfa 310
352 syf.
·
Puan vermedi
Bir zamanlar… Bizler…
Bozkır-göçebe toplulukları daha iyi anlamama bu kitap yardımcı oldu. Bu toplulukların günümüzde hangi etnisitelere karşılık geldiklerini kesin olarak tespit etmek zor ve hassas bir konu olsa da, bu gibi hususlar, bilimsel çalışmalarla ele alınmaya elbette müsait. Bozkır-göçebe topluluklar (örneğin Orta Asya’daki Türkler), yerleşik medeniyetler
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020874 okunma
İspanya, Galya ve İtalya'yı içine alan Batı Roma İmparatorluğu imparatorluk sınırları dışında yaşayan Gotlar,Vandallar, Lombardlar, Franklar, Jütler ve Saksonlar gibi çoğu Germen kökenli barbar kavimlerinin sü­rekli hücumuna maruz kaldı. Hun saldırıları karşısında tutunamayarak Tuna ırmağı'nın güneyine itilen Vizigotlar, 410'da Alarik'in önderliğinde Roma kentini ele geçirdiler. 5. yüzyılda Roma'nın kurumları iyice çökmeye başlamıştı. Batı'nın son imparatoru Romulus Augustus 476'da barbar kral Odoacer tarafından tahttan indirildi. Bundan sonra bir daha taparlanamayan Batı Roma İmparatorluğu nihayet 476'da sona erdi. Batı Roma'nın yıkı­lışı Orta Çağ'ın başlangıç tarihi kabul edilmektedir.
352 syf.
9/10 puan verdi
Kısa bir Roma İmparatorluğu tarihçesi. Sıkılmadan okunabilir. Yazar doğu ve batı roma imparatorluğu olarak bölündükten sonra batı romanın çöküşüyle anlatımını bitirmiş. Oysa doğu Roma daha uzun yıllar varlığını sürdürmüştü. Yazar Roma İmparatorluğunu , genel kanının aksine Tamamen bir sömürü düzeni ve barbar olarak gördüğünü belirtmiş. Çöküşün temel sebebinin ise sömürü sisteminin kapsatıcı nitelikten çıkmasına bağlamış...Büyük yüz ölçümü kontrol edilmesi güç bir ekonomik ve sosyal düzen ister.Kapsayıcı düzene sahip olmayan toplumların zamanla nasıl yozlaşıp yok olduğu tarihte örnekleri ile doludur..Bir çok insanın tarihe bakışı burda ayrılıyor sanırım. Roma İmparatorluğunun son yüzyıllarında hristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesi ve katoliklerin devlet içinde devlet gibi yapılaşması da cabası...
Roma
RomaNeil Faulkner · Yordam Kitap · 201575 okunma
Reklam
Medeniyet İlerleme ve Çöküş
Toynbee ve çağdaşlarının Batı medeniyetine ve ilerleme fikrine olan inancını derinden sarsan eser, Oswald Spengler'in Batı nın Çöküşü kitabıdır. Batı medeniyetinin kendi içinden yıkılmakta olduğunu haber verir ve geniş bir 'düşüş' ve 'çöküş' literatürünün ortaya çıkmasına öncülük eder. Tipik bir Alman olarak Spengler,
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Roma Hukuku
Karmaşık ve gelişmiş Roma hukuku ile Germen örf ve âdet hukuku ara­sındaki entegrasyon, Roma-Barbar krallıklarının oluşumu hakkında başlı başına bir bölüm teşkil eder.
Barbar göçleri, göçebeler ile yerleşik halklar arasında bin yıldır süren çatışmanın sadece bir dönemi olarak görülebilir. İmparatorluk, başlıca özelliği siyasal istikrar olan; kuzeyden ve doğudan gelen halkların bas­kısına tepki veren engin bir bölge olarak karşımıza çıkar. İmparatorluk ile komşu halklar arasındaki gerilimli dönemlerin ardından 375 yılında Tuna bölgesinden büyük bir göç başlar ve bir yüzyıl içinde Batı Roma İmparatorluğu'nun üniter iktidarını yok eder.
“Balamir'den sonra 378 yılında Alypbi, Hun İmparatoru olmuştur. 378 yılında Hunlar, Tuna Nehri'ni geçmişler ve Trakya'ya kadar ilerlemişlerdir. Hunlar, Trakya'ya kadar ilerlemelerine rağmen Roma İmparatorluğu'ndan bir direniş görmemişlerdir. Hunların baskısı altındaki barbar kavimler, Roma İmparatorluğu'nu zorlamaya başlamışlardır. Roma İmparatoru I. Theodosius'un 17 Ocak 395 tarihinde ölmesi üzerine Hunlar tekrar harekete geçmişlerdir. 395 yılında Hun orduları Balkanlar üzerinden Trakya'ya akın yapmışlardır. Yine aynı yıl Kafkasya'dan gelen Hunlar, bugün Lübnan'da bulunan Sur- şehrinde, Şanlıurfa'da ve Antakya'da bir süre kalmışlar sonra tekrar Karadeniz'in kuzeyindeki topraklara dönmüşlerdir. Bu olay ile Türkler ilk defa Anadolu'ya gelmişlerdir...”
Reklam
İskender kalkıp Hindistan'a kadar gidince Büyük İskender oluyor, Attila kalkıp Roma'ya gelince barbar.
barbar Almanlar Romanın esareti altında
"Waldgirmes'te caddeleri, pazaryeri ve bir toplanma ala- nı olan tam bir askeri ve sivil şehir gün yüzüne çıkarılmıştır. Orada MS 5 yılından 9 yılına kadar Roma işgaline tarihlenen sikkeler bulundu"
İstanbul, Doğu Roma'nın (Bizans) başkenti o zamanlar
Roma 476 yılında "barbar" adını verdikleri kavimlerin eline düşerken Hıristiyan "Doğu Roma" varlığını 1453 yılına kadar sürdürecektir.
Yıkılması neden bu kadar ani ve toptan olmuştu? Hunlar, bir kuşaklık bir zaman dilimi içerisinde göçebe çobanlardan askerî yağmacılara dönüşmüştü. Kendi başlarına herhangi bir üretici güce sahip olmaktan çıkıp devletlerini ayakta tutmak için başkalarından haraç, mali destek ve ganimet almaya bağımlı duruma gelmişlerdi. Sayıca azdılar ama hükmettikleri alan uçsuz bucaksızdı; yani imparatorlukları, insan gücü kıtlığının had safhada olduğu, aşırı genişlemiş bir devletti. Korku ve kuvvet, güçlü gözüktüğü müddetçe sistemi sürdürebilmelerini sağladı. Ama genişlemenin sona ermesi, beylerden, maiyetlerden ve savaşçılardan oluşan devlet altyapısını sürdürmek için gereken, gasbedilmiş üretim fazlası akışını kesintiye uğrattı. Bu, kendi üretici tabanından yoksun ve şiddetle desteklenen dinamik bir hırsızlık sistemine içkin bir aşırı genişlemeydi. Ne var ki bu motorun devinim şiddeti, Cermenleri ve Gotları, Batı Roma İmparatorluğu’na doğru itmiş, imparatorluk devlet aygıtının nihayetinde çökerek yerini barbar krallarının yönettiği bir yeni devletler yamalı bohçasına bırakmasını sağlamıştı. Ancak değişim, gözüktüğünden daha azdı. Barbar krallar, antik uygarlığı büyük ölçüde kucakladılar; yani Roma, Ortaçağ dünyasının şekillenmesine fazlasıyla katkıda bulundu. Kültürel dönüşümün asli aracı, Hristiyan Kilisesi idi.
Bozkır göçebelerinin müdahalesi ani ve yıkıcı olmuş ama tarihe olumlu bir katkı yapmamıştı. Batı Roma İmparatorluğu, Cermenlerin ya da Gotların yönettiği çok sayıda barbar krallığa bölündü. Doğu Roma İmparatorluğu kemikleşerek bürokratik, muhafazakâr ve durgun bir yapıya büründü. Ama Hun İmparatorluğu yeryüzünden bütünüyle silinip gitti.
572 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.