Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Beni koydukları hücreyi inceliyorum. Fransa gibi yeryüzünde özgürlüğün beşiği olarak bilinen, İnsan Haklarını dünyaya getiren ülkenin, Guyana' da, Atlantik Okyanusu üzerindeki yitik ve avuç içi kadar bir adada, Saint-Joseph Cezaevi gibi barbarlık örneği bir baskı tesisi kuracağı asla akla gelmezdi.
Önemli olan insanlar değildir. doktrin’dir. önemli olan en son sınırina kadar itilmiş siyasî siyonizmdir. İnsan sıfatına bürünmüş bir barbarlık...
Reklam
nerede kaos var olay var bunlar sahnede
"Üç yaşındaki küçük çocukları öldüren, hamile kadınları ve yaşlıları baltalarla parçalayan, İslamın şartlarını sayamayanları benzin dökerek yakan ve ırza geçen" bu saldırganlar dinci yanları ağır basan ülkücüler ve onların yönlendirdiği mezhepçisağcı bir güruhtu. Faşist barbarlık Türk sağının aklını ve vicdanını teslim almıştı!
"Stalin, Türkçeyi geriletme amacıyla, her halkı başka bir adla anarak her birini ayrı bir millet gibi eğitmeye çalışır ve ayrı alfabeler uygulatır. Sonuçta bugünkü Türk Cumhuriyetleri ortaya çıkar."
Sayfa 316
Kaplumbağa yürüyüşü ile ilerliyor ve hâlâ barbarlık içinde yürüyoruz.
Sayfa 345
Ruh ve şahsi gelişim asla belli ölçülere vurulamaz. Hatta eğitimin bile bu durumda ölçü sayılması mümkün değildir. Herkesten önce ben en cahil, en dar çevrede en ince bir ruh gelişimine rastlamıştım. Hapishanede bazen birkaç yıldan beri tanıdığın bir adamı çoğu zaman hayvan yerine koyup küçümsediğin olur. Ama bazen de öyle bir an gelip çatar ki, aynı adamın ruhu gayriihtiyari dışa açılır; işte o zaman içindeki hazineyi, duyarlılığı görür, kalp taşıdığını anlar, kendinin ve başkalarının ıstıraplarına karşı gösterdiği anlayışın farkına varırsınız. Gözleriniz birdenbire açılır; ilk anda bütün bunları görüp duyduğunuza bile inanamazsınız. Bazen de tersi olur: Tahsil, barbarlık ve sinizm ile öylesine bir uyuşur ki, nefretten boğulacak gibi olursunuz; ne kadar iyi kalpli ne kadar saf olursanız olun buna bir özür ya da hafifletici sebep bulamazsınız.
Sayfa 314
Reklam
ideolojiler, yüzyıllar boyunca ayakta duran barbarlık temeline bir cila çekmek için, bütün insanların paylaştığı caniyane eğilimleri örtmek için icat edilmişlerdir.
"Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum -ruhunda artakalmış barbarlık duygusunun da baskısıyla soyguncularina karşı hayranlık duyar." - André Maurois, İngiltere Tarihi
Sayfa 11
Barbarlık mutlaka ikizini yaratır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Bugünün insanı pek çok bakımdan barbarlık çağı insanından daha üstün görüşlü olduğu halde, aklın, bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamıştır.
Sayfa 26
Reklam
Bunun kime, ne getirisi vardı?
Devrimler bazen bir milletin bilgeliğini, bazen de kendine ihanet ettiğini gösterir. Bu bağlamda, Japonya ve Türkiye örneği çağdaş tarihin klasik örneklerinden biridir. Geçen yüzyılın sonu ile bu yüzyılın başlarında bu iki ülke, birbirine benzer, mukayese edilebilir ülkeler gibi görünüyorlardı. İkisi de tarihte önemli bir yere sahip, kendilerine
Uyarıcı ihtiyacı;
Acı kültürü yoksa barbarlık ortaya çıkar: “Anestezi altındaki bir toplumdaki insanlara canlılık hissi verebilmek için giderek daha güçlü uyaranlar gerekir. Kendini deneyimleyebilmeyi sağlayan uyaranlar olarak sadece kimyasal maddeler, şiddet ve terör kalmıştır.
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Buralarda "kafir" kelimesi bile dikkatle kullanılıyordu. Hemen hiçbir kötüleme kelimesi yoktu düşmanı anlatırken. Onlar da kendi gerçekleri, düşünceleri ve duygularıyla karşımıza konuyor, emel ve istekleri ne kadar aleyhimize olursa olsun, insan oldukları unutulmuyordu. Bu yüzden kahramanlık vardı ve barbarlık yoktu.
Uygarlık ve barbarlık, huzursuzluk ve umut arasındaki sınır bulanaktır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.