Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çin'e bağlanmayı reddeden Kuzey Hun Devleti, tamamen bağımsız idi. Ancak, ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalıyordu. Bunu bazen Çin' e karşı akınlar düzenleyerek temin etmeye çalıştı. Bu akınlar karşısında Çinliler barış isternek zorunda hissediyorlardı. Çinliler, Kuzey Hunlarını savaş meydanlarında yenemeyince doğudaki Hsien-pi'leri, Ting-ling'leri ayaklandırdı. Zor durumda kalan Kuzey Hunlarının hükümdarı savaş meydanında ölünce kabilelerin çoğu Çin'e itaat etti. Üstelik ağır bir kıtlık daha çıktı. Neticede çöken Kuzey Hun Devleti MS 93 yılında tamamen tarihe karıştı.
"Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin düşmesidir. Bu gerçeği bizden çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlardır, çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarılı da olmuşlardır. Bu maksatla şahıslarımıza kadar temasa gelebilen bozguncu mikropların, vasıtaların mevcudiyetini iddia etmek uygundur."
Sayfa 385 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Efendiler, maddi ve manevi düşüş, korku ile… acz ile başlar… Derler ki: 'Biz adam değiliz ve olamayız! Kendi kendimize adam olmamıza imkân yoktur. Biz kayıtsız şartsız, mevcudiyetimizi bir yabancıya bırakalım.' Türkiye'yi, böyle yanlış yollarda yok oluş ve çöküş vadisine sevk edenlerin elinden kurtarmak lazımdır… Bunun için keşfolunmuş bir hakikat vardır: Türkiye'nin düşünen kafalarını büsbütün yeni bir imanla donatmak… Bütün millete taze bir maneviyat vermek…"
Sayfa 384 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Başkonsolos'un yorumları
Görülüyor ki, kendi deyimleriyle " kullanışlı aptal " olanlar , görevlerini yerine getirmişlerdi.
Sayfa 205Kitabı okudu
Orduların lideri insanların kaderlerine hükmeden kişi olarak bilinir, ülkenin barış içinde yaşaması veya tehlikede olması ona bağlıdır.
Reklam
"Osmanlılar, yapacakları harekâtın kapsamıyla orantılı şekilde ihtiyatlı ve tedbirli davranmadıkları için, daha çok, his ve hırslarının tesiri altında hareket ettiklerinden, Viyana'ya kadar gittikleri halde, geri çekilmeye mecbur olmuşlardır. Ondan sonra, Budapeşte'de de duramadılar geri çekildiler. Belgrad'da da mağlup ve geri çekilmeye mecbur edildiler. Balkanları terk ettiler. Rumeli'den çıkarıldılar. Bize, içinde henüz düşman bulunan bu vatanı miras bıraktılar. Bu son vatan parçasını kurtarırken olsun, hırslarımızdan, hislerimizden vazgeçerek temkinli olalım. Kurtuluş için… bağımsızlık için önünde sonunda düşmanla bütün mevcudiyetimizle vuruşarak onu mağlup etmekten başka karar ve çare yoktur ve olamaz! Ordu ile, muharebe ile, inat ile bu işin içinden çıkılmaz tarzındaki, kaynağı dışarda bulunan nasihatlere tabi olmakla, bir vatan, bir millet bağımsızlığı kurtarılamaz. Tarih, böyle bir hadise kaydetmemiştir…"
Sayfa 383 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Muhaliflerde oluşan kanaat, ordumuzun taarruz kabiliyeti kazanamayacağı noktasında yoğunlaştı. Bunun üzerine taarruza yönlendirme cereyanını durdurdular. Başka bir teori ortaya attılar. Bu defa dediler ki: 'Bizim asıl hasmımız Yunanlılar, Yunan ordusu değildir. Zaten Yunan ordusunu tamamen mağlup etsek de, bununla bizim davamız son bulamaz. İtilaf devletlerini, bilhassa İngilizleri fiilen mağlup etmek gerekir. Bunun için, Yunan ordusuna karşı bir perde hattı bırakmak, asıl orduyu Irak kuzey sınırına yığıp, İngilizlere taarruz etmek lazımdır. Muharebe ile davamızın halli teorisi takip olunuyorsa, yapılacak iş budur.' Bu derece mana ve mantıktan uzak fikirlere iltifat etmedik. Onun üzerine, muhaliflerin başındakiler yeni bir propaganda çıkardılar: 'Nereye gidiyoruz? Bizi kim, nereye sevk ediyor? Meçhullere? Koskoca bir millet, belirsiz, karanlık hedeflere serserice sürüklenir mi?' Bu propaganda, Meclis binasından, Ankara'daki kimselerden ordu saflarına kadar yaydırıldı.
Sayfa 381 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Gülen öldüğünde ne olacak?
Bu ifadelerin doğru olmadığını, yaşanan gelişmeler gösteriyor.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
"Tam bağımsızlık denildiği zaman doğal olarak siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel vs. her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün bağımsızlığından yoksun olması demektir. Biz bunu temin ve elde etmeden barış ve sükûna kavuşacağımız kanaatinde değildik…"
Sayfa 381 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Ferdin iktisadi varlığı da serbest ticaret mücadelesine dayanabilecek bir güce gelmemişti. Tanzimatın açtığı serbest ticaret devri, Avrupa rekabetine karşı kendisini koruyamayan ekonomimizi bir de iktisadi kapitülasyon zincirleriyle bağladı. Teşkilat ve ferdi değer yönünden iktisadi alanda bizden çok kuvvetli olanlar, memleketimizde bir de fazla olarak ayrıcalıklı durumda bulunuyorlardı. Gelir vergisi vermiyorlardı. Gümrüklerimizi ellerinde tutuyorlardı. İstedikleri zaman istedikleri eşyayı, istedikleri şartlar altında ülkemize sokuyorlardı. Bütün ekonomimizin her bölümüne bu şekilde kesin olarak hâkim olmuşlardı. Rakiplerimiz bu davranışlarıyla gelişmeye elverişli sanayimizi de öldürdüler. Tarımımıza da zarar verdiler. Ekonomi ve maliyemizin gelişmesi ve olgunlaşmasının önüne geçtiler…"
Sayfa 376 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.