Baruch Spinoza* (1632-1677) Mutlak iyi ve mutlak kötü diye bir şey yoktur; sadece bi­zim için yararlı ya da zararlı şeyler vardır, ahlakın işlevi bizi bu konuda doğru bilgilendirmektir. Yani biz bir şeyi, iyi olduğunu düşündüğümüz için arzu etmeyiz, tersine bir şeyin iyi olduğunu düşünmemizin nedeni onu arzu­lamamızdır. Ahlaksal, siyasal ve dini değerlerin temelin­ de arzular vardır. Varlığımızı korumanın güvencesi olan, eylem gücümüzü koruyan ya da artıran şeyi arzu ederiz. Dolayısıyla erdem güçle, hayatta kalma, kendini ifade etme kapasitesiyle eşanlamlıdır. Kötülük hiçbir zaman mutlak değildir ama bu gücü engeller. Erdemli olmak, insana dışardan baskı kuracak ve muhtemelen güçsüz­lüğünü gösterecek aşkın bir değere itaat etmek anlamı­na gelmez. Erdemli olmak insanın kendi doğasına göre davranması, kendi doğasını olabildiğince yaşamasıdır; kendini gerçekleştirmek, yani eylemlerinin doğru nede­ni olmaktır.
Sayfa 96 - Say Yayınları / Birinci Baskı 2017 - Fransızcadan çeviren: lsmail YerguzKitabı okudu
Filozof Baruch Spinoza ( 1632-1677)-daha çok Benedictus ya da Bento Spinoza olarak bilinir- hayatını mercek yontuculuğuyla kazanıyordu. Kısa ömrünün en yoğun yıllarını "Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine" ve Ethica'yı yazmakla geçirdi. Her iki eser de ölümünden sonra yayımlandı. Başkalarının anı ve günlüklerinden filozofun çizim yaptığını da biliyoruz.
Sayfa 11 - Metis
Reklam
"(Bir şeyi) istediğimiz, araştırdığımız ve arzu ettiğimiz için onun iyi olduğunu zannederiz" Baruch Spinoza* (1632-1677) Mutlak iyi ve mutlak kötü diye bir şey yoktur; sadece bi­zim için yararlı ya da zararlı şeyler vardır, ahlakın işlevi bizi bu konuda doğru bilgilendirmektir. Yani biz bir şeyi, iyi olduğunu düşündüğümüz için arzu etmeyiz, tersine bir şeyin iyi olduğunu düşünmemizin nedeni onu arzu­lamamızdır.
Baruch Spinoza (1632 - 1677)
Spinoza için gerçek felsefe, “hakiki iyi”nin keşfedilmesinden başka bir şey değildir. Onun gözünde, insanın mutluluğa erişebilmesi, gerçek nedenlerin bilgisine, neyin gerçekten iyi olduğuna ilişkin bilgiye bağlıdır. Mutluluk bu tür bir bilgi olmadan, imkânsızdır. Bundan dolayı, felsefe, yalnızca entelektüel ya da teorik bir faaliyetten alınan haz olmayıp, pratik bir nitelik arz eden bir ihtiyaç veya zorunluluğun ifadesidir.
Say Yayınları
Leibniz iyimserliğin en önemli temsilcisi olarak karşımıza çıkmış ve onun Teodise adlı çalışması felsefi iyimserliğin bir özeti olmuştur. Ona göre "Bizim dünyamız mükemmeldir." demek yerine "Bizim dünyamız Tanrı tarafından olabilecek dünyalar arasında en iyi dünya olarak seçilmiştir." denilmelidir. Leibniz'e karşın Baruch Spinoza (1632-1677) daha ileri giderek kötülüğün hiçbir realitesi yoktur, dünya ve tabiat mükemmeldir, demek suretiyle mutlak iyimserlik düşüncesini ortaya koymuştur.
Sayfa 14 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
AKLA DÖNÜŞ.
Sıradan hayattan, sıradan insandan ve sıradan heveslerden yorulan Spinoza (1632-1677), artık sadece felsefeyle dinlenmek istiyor. Ruhunu ve aklını duyuların, duyguların karmaşasından kurtarıp yepyeni bir düşünme ve yepyeni bir yaşam tarzı hedefliyor. Kendini, kendinin olmayan her şeyden özgürleştirip, bir tek halis iyinin, bir tek halis bilginin peşinden gitmeye adıyor. Zihnine dönüyor, ruhunun derinlerine dalıyor. Çünkü aradığı hakikatin sadece orada olduğunu seziyor. Ama beklenenin tersine, bu keşif yolculuğunda kalabalıkları terk etmiyor, elini eteğini toplumdan çekmiyor, aksine olabildiğince çok insanın olabildiğince kısa sürede kendisi gibi düşünmesini, kendisi gibi anlamasını ve ve kendisinin istediği hedefe ulaşmasını diliyor. Çünkü Spinoza toplumu bilinçlendirmeyi kendisine başlıca görev ediniyor.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.