616 syf.
10/10 puan verdi
Fi, Çi, Pi üçlüsünden sonra tabii ki çok büyük bir beklenti ile başladım kitaba ve fazlasıyla tatmin oldum diyebilirim. Dilinin sadeliği, anlatımın samimiyeti ve birçok konunun dahil olduğu bu harika kitabı tavsiye ederim. Azra Kohen önceki üçlemesinde de olduğu gibi bu kitabında da hayvanlardan, doğaya, tevekkülden insanlığa, enerjiden bankalara, kozmetikten beslendiğimiz gıdaya, üretimden tüketime ve daha faydalı onlarca bilgiyi aktarmış bize hem de roman tadında okutarak. İnsanlığı, dünyayı, varoluşumuzu nasıl da anlamadığımızı o kadar iyi tahlil edip yazmış ki, şekilciliğimizden, egomuza, vurdumduymazlığımızdan robot gibi yaşamamıza, hayatın anlamını görmezden gelip nasıl da hunharca günlerimizi harcadığımıza dikkat çekmiş. Sonje ile Numi'nin çelişkisinde göreceğiz kendimizi, aşklarında tanıdık gelecek yaşadıklarımız, azimlerinde umutlanıp biz de yapabilirizi düşüneceğiz, Baruh Baba ile ayrıntıyı görüp telepati, empatiyi öğreneceğiz, Usta'dan hayatın özünde bir olduğumuzu... Canlıya ve maddeye olan sevgi, saygıyı ilmek ilmek işlemiş, yargılarımızdan kurtulup Yaradan'a tekamüle sevgiden geçeceğimizi anlatmış... Çok daha fazlasını anlatmış, çok güzel aktarmış kalemine, yüreğine sağlık... İyi okumalar dilerim.
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612.7k okunma
584 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 8 days
Aeden küçük bir gezen ve 18 ırktan oluyor. Bunlardan sadece bir aile insan ırkından.Baruh baba,Surza (anne), Jax (küçük kardeş,)Sonje(erkek) sonradan aileye dahil olan Numi(kız) öyle belirtmemin sebebi Sonje karakterini ilk başta kız zannetmiştim :) Kendi üreten ,sağlıklı beslenen,teknoloji konusunda en üst seviye olan bir topluluktur. Numi'nin diğer aileye göre çok açık tenli olması ve kendi annesi merak edip sorgulaması ile ,düşünce hızıyla Sonjeyle dünyaya gelip ve bundan sonra olayların başlaması. Gerçekleri yazar öyle bir işlemişki etkilenmemek mümkün değil. Mesela ben iyiki makyaj kullanmıyorum dedim. Bir bölümde sonjenin küçük bir çikolata yemesi ile zehirlenmesi ,insanların çok zeki olupta hep tüketmesi üretememesi ,akıllarının hep kötülüğe işlemesi .... Çok çok anlamlı ve bir çok bilgi veren bir kitap. Okuyun okutturun insana birşey katan kitaplar iyiki var. Yazarın kalemine sağlık. Hiç sıkılmadan keyf alarak okudum. Okuyacaklara şimdiden Keyfli okumalar...
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201812.7k okunma
Reklam
584 syf.
·
Not rated
Azra Kohen önceki üçlemesinde de olduğu gibi bu kitabında da hayvanlardan, doğaya, tevekkülden insanlığa, enerjiden bankalara, kozmetikten beslendiğimiz gıdaya, üretimden tüketime ve daha faydalı onlarca bilgiyi aktarmış bize hem de roman tadında okutarak. İnsanlığı, dünyayı, varoluşumuzu nasıl da anlamadığımızı o kadar iyi tahlil edip yazmış ki, şekilciliğimizden, egomuza, vurdumduymazlığımızdan robot gibi yaşamamıza, hayatın anlamını görmezden gelip nasıl da hunharca günlerimizi harcadığımıza dikkat çekmiş. Sonje ile Numi'nin çelişkisinde göreceğiz kendimizi, aşklarında tanıdık gelecek yaşadıklarımız, azimlerinde umutlanıp biz de yapabilirizi düşüneceğiz, Baruh Baba ile ayrıntıyı görüp telepati, empatiyi öğreneceğiz, Usta'dan hayatın özünde bir olduğumuzu... Canlıya ve maddeye olan sevgi, saygıyı ilmek ilmek işlemiş, yargılarımızdan kurtulup Yaradan'a tekamüle sevgiden geçeceğimizi anlatmış... Çok daha fazlasını anlatmış, çok güzel aktarmış kalemine, yüreğine sağlık... İyi okumalar dilerim.
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201812.7k okunma
616 syf.
7/10 puan verdi
Azra Kohen'den beklentim çok daha fazlaydı. Fi,Pi,Çi serisini okuduğum için Aeden kitabında çıtayı biraz daha yükseltmiştir diye düşündüm ama kitabın son 100 sayfasını zorla bitirdim. Arileri nasıl yendiler, ordan nasıl çıktılar ve kim çıkardı? Kitapta bu yazmıyor ve dünya ondan sonra nasıl bir yer oldu yazmıyor, bu kadar ayrıntıcı bir kitapta bunlar da yer almalıydı bence. Aeden'deki yaşayan varlıklar çok fazla yer almış bence, romanda ütopya yaratılmaya çalışılırken biraz dozu kaçırılmış sanki. Baruh Baba her şeyi bilen kişi doğal olarak çocuklara onun bir şeyler katması gerek ama çok soru sormayın amacınızdan çıkarsınıza gelen bir cümle kuruyor sonlara doğru bu beni rahatsız etti okurken, bence baba daha açıklayıcı teşvik edici olmalıydı. Bir çok soruyu cevaplamak istemiyor herkesin kendinin deneyimlemesi gerektiğini savunuyor ama Aeden insanları zaten tekamüldeler babanın rolü biraz değiştirilebilir. Bir de Numi'nin annesinin ve babasının nerede olduğundan, neden Aeden'e geldiğinden, ailesini bulup bulamamasından bahsedilmemiş. Roman biraz eksik kaldı benim için.
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612.7k okunma
Baruh Baba'nın dediği gibi..
Analiz edilmeyen duygular başıboş esen fırtınalardı, analiz edip fırtınayı anlamak, estiği kaynağı bulmak fırtınayı dindirebilmenin tek şartıydı.
Sayfa 37 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Yargilayarak tükettiklerimiz..
Sadece tüketmeyi deneyimleyen bir organizma asla kendi potansiyeline ulaşamaz.Tükettigini üretebilir misin Numi? Numi düşündü ,tabiki de tükettiğini üretebiliyordu,yediği her şeyi yetiştirmeyi Baruh Baba öğretmişti,kendinden emindi... -Peki ya fikirler? Yargilayarak tükettiğin fikirlerin yerine yenisini üretebiliyor musun? ........... Bir şeyi, özellikle de bir kişiyi her yargiladigimizda onu tüketiriz.Yargilar bilgiyi depolamamizi sağlar ama kişilerle ilgili yargimiz,o kişinin içindeki Çi'ye rağmen olasılıklarını sınırlandırmamıza neden olur...
Reklam
Bu insansılar daha telepati seviyesinde bile değildiler. Buraya gelirken Aedendeki gibi bir tek belki de birkaç insan ailesiyle karşılaşacaklarını düşünmüşlerdi ama yüzlerce insansı yaratık vardı etrafta hepsini toplasan tek bir insan eder miydi acaba? Yanlarından geçenler onlara dikkatle bakıyor ama hiçbiri soru sormuyordu. Yere çökmüş acizlik içindeki bir varlığın yanından umursamadan geçip gidebilmek için insanlıktan epey uzak olmak şarttı. Baruh baba dememiş miydi insanın insanlığı evrendeki merhametin temsilcisidir diye. Yüzlerce insansı vardı etraflarında ama belliki zerre kadar merhamet yoktu burada.
Sayfa 132Kitabı okudu
Baruh Baba dememiş miydi "İnsanın insanlığı evrendeki merhametin temsilidir."diye. Yüzlerce İNSANSI vardı etraflarında ama belli ki zerre kadar merhamet yoktu burada.
Sayfa 134Kitabı okudu
Tükettiğini üretmeye başlayan her uygarlık henüz ancak ilkel seviyedeydi.Aeden'in insanları ilk seviyede, tükettiğini üretebilen bir seviyede olsalar da, gençlerin düşüncedeki hiperaktifliklerini, merakını ehlilleştirerek kontrol altına almayı öğrenmesi şarttı.Çünkü kendi gelişimi için gereksiz olan şeyleri merak etmemek ilk seviyede olabilmenin şartıydı, yoksa hâlâ sıfır seviyesinde kalıyorlardı varoluşları.Bu yüzden Baruh Baba sürekli bir meditasyonla düşüncelerimizi sıraya sokmanın, ayıklamanın tekamülümüzün temel ihtiyacı olduğunu söylerdi.Evrende henüz bu ilk seviyeye dahi çıkamamış, sıfır seviyesinde yaşayan zavallı uygarlıklar olması inanılamazdı.Parazit gibi kendi gezegenlerini öldürürcesine, kaynaklarını tüketiyorlardı, hatta bazıları gezegenlerinin canlı olduğunu bile anlamıyorlardı, Baruh Baba uzun uzun anlatmıştı.Ama şükürler olsun ki ısrarla sıfır seviyesinde kalan varlıklar evrene asla yayılamıyorlardı, çünkü mutlaka kendilerini imha ediyorlardı.Yaşam, hayatın değerini bilmeyen organizmaların yaşamasına izin vermiyordu.
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.