Çamura bulanarak kafa derisine yapışmış ıslak saçlarıyla bile, daha ilk görüşte Stephanie’yi kendine çeken kalite ve zarafetini korumayı başarıyordu. Keşke bu kadar baş belası olmasaydı ve başkasını deli gibi sevmeseydi.
Sayfa 15
Ateşi insanlar alınca (insanlar=erkeklermiş)
İşte bunun gibi bulutlarda gümbürdeyen Zeus Yarattı baş belası olarak Kadınlar soyunu ölümlü insanlara, O kadınlar ki kötülüktür işleri güçleri, İyiliğe karşı kötülük sağladı onlarla.
Reklam
Savaşa sırtını dönenler az değildi; kimi hayallere dalıyordu, kimi ahlaksızlığa, kimi de çılgınca bir neşeye. Falcılar çok rağbet görüyor, barlar deli gibi iş yapıyordu. Ama insanlar her şeye nüfuz eden korkudan ve umutsuzluktan kaçmak için içe, özel mutluluklarla trajedilere de dönüyordu. Günümüzde bunu unutmuş olmamız garip değil mi? Birinci Dünya Savaşı'nı hızlı bir zafer olarak hatırlıyoruz: bayraklar, bandolar, yürüyüşler, şakalaşmalar, savaştan dönen askerler, barlarda savaşı kendilerinin kazandığını zanneden baş belası Con Kikiriklerle kavgalar. O kış mevsiminde Ludendorff’un yenilgiye uğratılamadığını, birçok insanın zihinsel ve ruhsal olarak kendini savaşı kaybetmeye hazırladığını ne çabuk unuttuk.
Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? Paul Auster cevaplıyor: "Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu." Yeni bir
İdrakin biricik kaynağı ıstıraptır. Başlangıçta idraki insanın baş belası saydığımı söyledim, ama insanın bunu sevdiğini, dünyadaki hiçbir hazza değişmeyeceğini de biliyorum.
Esmer, uzun boylu,hassas, baş belası ve yeri doldurulamaz biriyim, teşekkürler.
Reklam
Kızların çığlık atmaları, bayılmaları ya da altlarına sıçmaları falan umurumda değildi, ki zaten sıçmak üzereydiler. Boynunda dua tespihi ve korkudan morarmış karnıyla kaçık Agnes’a bakarken kutsallarına hakaret niteliğinde bir dans yapmayı tasarladım ve bir elimle taşaklarımı kavrarken ötekiyle yıldırıma ve gök gürlemesine nanik yaptım. Yağmur hem sıcak hem soğuktu. Çimler yusufçuk kaynıyordu sanki. Kanguru gibi hoplayıp avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım, “Ey Tanrı, seni kurtlanmış yaşlı orospu çocuğu, çek artık yıldırımlarını yoksa Agnes sana inanmayacak! Duyuyor musun beni, yaşlı puşt, kes şamatayı... Agnes’ı delirtiyorsun. Sana söylüyorum, sağır mısın, yaşlı baş belası?”
Sayfa 136Kitabı okudu
İnsanda gazap, kibir, gösteriş, makam sevgisi, kendini üstün görmek gibi sıfatlar hâkim olduğu zaman, insan bunlardan kurtulmaya güç yetiremez. Bu huylardan birini temizlemek büyük bir gayret ve mücahede isterken, insan hepsiyle nasıl baş edebilir?
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.