Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Bir Tereddüdün Romanı,Mualla adinda bir kızın tavsiye üzerine bir kitabı okumasıyla başlar.Okunan kitap biraz marazi.Tıbkı Genc Wether'in Acıları adli kitabı okuyanlarin intihar egilimi göstermesi gibi insanı hasta eden bir kitaptır bu. Kitap bende ters köşe etkisi bıraktı.Nasılını anlatayım.Ilk sayfalarda hastalıgı ve ölümün kokusunu anlatan satırları okurken öyle baglandım ki kitaba işte dedim tıbkı Açlık romanında oldugu gibi okurken nasıl açlık hissettiysem bu kitapta hastalıgı hissedecegim, aynen roman icinde roman okuyan Mualla gibi.Derken iste ters köşe oldum ve kitap farklı bir şekilde gelismeye başladı.Mualla baş kahraman derken bir bakmışım neler oluyor.Orası kitabı okumak isteyenlere kalsın. Peyami Safa'nin hayatından izler taşıyan bu kitap adı gibi tereddüdlerin romanı.Kurgudan ziyade kahramanlarının içinde bulundukları ruhsal durumlar ve buna dahil olarak davranışlarındaki kopukluklar,ikilemleri kararsızlıkları ve geçmişi bugünlerine taşımaları kısacası farklı kişilikleri ile daha dikkat çekicidir.Yazarın kalemini ve anlatım tarzını sevenler bu kitapta da fazlasını bulacaklardır.Kitap icerisinde bulunan eski kelimelerin varlıgı ise rahatsız etmeyecektir okuyucuyu,sayfa altlarında açıklaması verilmiştir.Bir sonraki Peyami Safa kitabım ne olacak bilmiyorum ama okumalara devam.
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
Büyük bir otelin açılışında , otelin sahiplerinin, konukların nasıl kişiler olduğu , başlarından neler geçtiği, hatta orada görevli olan garsonların bile iç dünyası ve hayatının anlatıldığı sade , anlaşılır bir biçimde okuyayacağınız, son 10 yıldaki toplumun değişimini de film gibi izleyeceğiniz anların olduğu Livaneli eseri.. Zehra otelin
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,4bin okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Merhaba Kitap severler; Yazarın kalemini çok beğendiğimi söylemeden geçemiceğim...Ben böyle yazılan aşk romanlarını nedense daha özel buluyorum.Her duyguyu,öfkeyi,drami,aile içi şiddeti hayatın içinden ince dokunuşlar ve mesajlar vererek okuyucuyu mest ediyor... Kitap Yorumu; Avşin 4 kız kardeşler...Evde babası ve aile içi şiddetle baş etmeye
Mucizem Sensin
Mucizem SensinMelek Kaş · Efsus Yayınları · 202175 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Okumaktan en keyif aldığım yazarlardan biri Agatha Christie'dir. Kalemine, diline, konularına, detaycılığına ve zekasına hayran biriyim. Günümüzde her ne kadar cinayet vakalarına ilişkin araştırma metod ve yöntemleri değişmiş ve gelişse de, Agatha Christie hala oldukça okunan ve sevilen polisiye yazarlardan biri.   Yazarın kitapta bize eşlik eden baş karakteri Hercule Poirot. Konusu ise; kendisine gelen bir yardım çağrısına karşı arkadaşı yüzbaşı Hastings ile birlikte Fransa'ya giden Hercule Poirot ne yazık ki işlenecek cinayete engel olamamasıyla hikaye başlıyor ve devamında gelişen olayları okuyoruz.  Oldukça klişe  devam ettiğini düşündüren bir şekilde ilerleyen roman okudukça hayrete düşüren,  "Vay be! , Yok artık " dediğim bir şekilde sonuca ulaştı. Şuana kadar okuduğum kitapları arasında en çok şaşırdığım ve ters köşe yaptığı kitabı bu oldu. Ayrıca yazar bu eserinde kendisinin romantik bir yanını göstererek de, okura ufak da olsa bir aşk hikayesi de sunuyor.   Polisiye, gerilim gibi bu tür kitaplarda konuyla ilgili bilgi vermeyi çok fazla tercih etmiyorum. Çünkü kimi okur arka kapak yazısını bile okumayı tercih etmiyor. Bende olabildiğince kısa bir şekilde üstün körü birer cümle ile açıklamaya çalışıyorum.   Yıllar geçse de güncelliğini koruyan ve koruyacak olan Agatha Christie'nin en sevdiğim eserlerinden biri oldu, Dersimiz Cinayet. Okumayı düşünen varsa ve polisiye kurgu seviyorsanız bir çırpıda okuyup, beğeneceğiniz güzel bir eser.
Dersimiz Cinayet
Dersimiz CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20222,816 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
buneee.... Bu tarz romanlar hiç okumamıştım. Dünya klasikleri, Rus edebiyatı, felsefe, psikoloji derken biraz nefes almak için balkonumu değiştirdim. Ve o hava ciğerlerimde bir gram bile boşluk bırakmadan doldurdu içimi. Yazarın çocuklar üstünden yazdığı bir romanı. Geçmişle geleceği eş tutarak olayları anlatıyor. Lisa karakterimiz olayın baş yapıtı gibi gözükse de ben bi ters köşe oldum açıkçası :) Lisanın gizlice ortadan kayboluşundan sonra, onun peşine düşen kardeşi kuzenleri bi iz arama derdindelerdi. Bu iz peşinde neler yaşandı gram anlatamam :) okumalısınız. Geçmişi Lisanın ağzından okuyoruz, kaybolduğu ana kadar. Geleceği ise kaybolan Lisa'yı aramaya çalışan kuzenleri abisi eş dost derken Phoebe den okuyoruz. Phoebe, Lisanın erkek kardeşi olan Sam'ın sevgilisi. Gerçekten çok iyi bir kız :) Direk fesatça düşünmeyin. İyiliği çok olmuştur Sam'a. Ama Sam ? Kitap boyunca düşüneceğiniz en gizemli kutu olabilir. Minnacık bir ipucu vermemin ziyanı olmaz diye düşündüm. Ben bir oturuşta kitabı bitirdim diyebilirim. Pek korku kitabı değil ama aşırı derecede gerilim. Gidip yazarın diğer kitaplarını inceleyim. Bu bile çok zevk veriyor şuan. Harika bir dili düşüncesi hayal dünyası olan bir MCMAHON'la tanışmayı geciktirmeyin. Kendinize ayıp edersiniz benden demesi :)
Sakın Arkana Bakma
Sakın Arkana BakmaJennifer McMahon · Ephesus Yayınları · 2019447 okunma
472 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Cennetteki ırmağı kirleten her kötülüğe... Öncelikle yazarın ilk kitabı olmasına rağmen okuru böylesine etkileyen ve şoka sokan bir son yazmayı başardığı için tebrik ederim. Hiç bir açıdan tahmin edemediğim bir sondu. Kitabı şu an bitirdim ve etkisi hala üzerimde. Kitaba sekiz verme sebebim bazı yerlerinde olay olarak değil ama karakterlerin davranış şekillerinde benim için aşırı göze batan ve sürekli olduğu için artık beni bunaltan bölümler vardı. Ve Asel'in her zaman değil ama belirli yerlerde sergilediği tutum ve davranışlar pek beni memnun etmedi. Konu bakımından değil ama karakterler bakımından kırdığım puanlar bunlar. Ama ilk kitabı olması gerçeğide var. Belki de okuyan pek çok kişinin aksine Ener'in vicdan azabıyla değil gerçekten pişmanlık duygusuyla hareket ettiğine inanıyorum. Hangi karakteri ne kadar sevdim bilemiyorum, en sevdiğim karakteri bulamıyorum. Kitap geçmiş ve günümüz şeklinde yazılmıştı. Doğruyu söylemek gerekirse geçmişteki olayları okumak bana daha fazla keyif verdi. Baş karakterimiz Asel olmasına rağmen Eylül'ün yaşadıkları benim daha fazla ilgimi çekti ve beni daha fazla etkiledi. Benim için Asel uğradığı ihanet sonucu ne kadar psikolojik hasar görmüşse, karşı tarafta bir o kadar hasar görmüştü. Kitabı genel anlamıyla sevdim. Bence ters köşe bir son yapan kitap arayışındaysanız kesinlikle şans verin. Cehennemdeki ateşi körükleyen her iyiliğe...
Asel
AselSena Nur Işık · İndigo Kitap Yayınları · 20212,476 okunma
Reklam
304 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
''Hayvanlar, yaşadıkları ülke hakkındaki gerçekleri gösterir,'' dedim. ''Hayvanlara olan yaklaşım yani. İnsanlar hayvanlara vahşice davrandıklarında, hiçbir demokrasi biçimi onlara yardımcı olmaz, aslında hiçbir şey yardımcı olmaz.'' Polonya’ nın bir köyünde yaşayan, insanlar yerine hayvanlarla vakit geçiren, çevresindeki insanların onu deli olarak gördüğü ama aslında sadece kendi halinde takılan, kış günlerini yıldız haritalarını inceleyerek, Blake’in şiirlerini tercüme ederek (hatta kitabın ismi şiirlerden birinin dizesi) ve bölgedeki yazlık evlere göz kulak olarak geçiriyor Janina. Bir gün komşusunun gizemli bir şekilde ölümüne tanık oluyor ve bundan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Aksine sonraki günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getiriyor. Çevresinde deli olarak görülmeseydi ve belki birileri ona kulak verseydi her şey böyle mi olurdu oysa… Kitap ilk başta polisiye- gerilim türündeymiş gibi düşündürttü beni ama değildi. Bence en az polisiye- gerilim kitapları kadar ilgi çeken ve merak uyandıran bir kurguya sahip. Hele o sonu yok mu sonu mükemmel bir ters köşe yaptı. Kitabın konusu ilgi çekici ve baş karakteri Janina’ nın dünyanın düzenine bakış açısı, karakterinin çok yönlü olması ve garipliği onu çok sevmemi sağladı. Lakin çevirmen ve editör hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Birçok yazım hatası var. Yazarın isteğiyle hayvan isimlerinin büyük harfle başlamasından bahsetmiyorum. Onun haricinde yakaladığım hatalar rahatsız etti beni. Umarım basım hatasıdır ve düzeltilir.
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,871 okunma
·
Puan vermedi
İlk 2014’te okumuştum. Arkadaşla kitap üzerine konuşurken onun yaptığı çıkarımlar dikkatimi çekti ve tekrar okudum. Her okuyuşta farklı bir tat alabileceğiniz kitaplardan. Okurken güldüğünüzü farkedip bunun biraz tadını çıkaracakken sonraki cümle ile düşüncelere dalacaksınız. Tüm yenilgilerini zaferlerini bir kadına armağan eden yiğit sadık şövalye. Senin yaşadığın şu özgürlüğün binde birini yaşamak için tüm servetimi verirdim. Zamanın ve ölümün yok edeceği tüm güzellikleri sunardım. Bana bir tek masumiyet, huzur ve özgür bir ruh kalsın isterdim. Küçük bir bölümü sizlere aktarıyorum. Kasabamızda soylu beylerden biri bir şölen vermişti. Yoksul ama dürüst çok sevdiği çiftçiyi yemeğe çağırmıştı. Sofraya oturmaya hazırlanırken çiftçi soylu beyin baş köşeye oturmasını istiyor diğeri de bu evde ancak benim dediğim olur diyerek, baş köşeye çiftçiyi oturtmak için direniyor. Bu durum uzunca bir tartışmaya dönüşmek üzereydi ki canı sıkılan bey, sonunda omuzlarından kavradığı gibi zorla baş köşeye oturtmuş adamı ve şöyle demiş: ’’ Otur artık, sen de biliyorsun ki aslında, ben nereye oturursam, baş köşe orası olur.’’ Hepsi bu kadar
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes · İskele Yayıncılık · 202122,9bin okunma
87 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Öyle ters köşe bir kitapla geldim ki ... “Gönül rahatlığıyla öneririm”diyebileceğim bir metin oldu. Büyük ve küçük sıfatıyla anlatılan derin bir kuyuya düşmüş iki kardeşin tutunma öyküsünü okuyoruz. Ama ne okumak? Su yok, yiyecek yok. Yanlarında Büyük kardeşin annelerine ait olduğunu belirterek yemelerine engel olduğu bir çanta dışında hiçbir şey yok. Kuyudan çıkış da yok, zorla ayakta tuttukları dirim gücünün getirisi umut var ümit yok! Yaşamlarını devam ettirebilmek için topraktan çıkan her şeyin tüketildiği, geçen zamanla kendilerinin de tükendiği; hezeyanların, şiddetin baş gösterdiği, anksiyetenin dibini kazıdıkları, akıl sağlıklarının neredeyse yitim noktasındaki çocukların hikayelerini okurken o çaresizliği, “-e rağmen”i çok derinden hissettim. Giriş cümlemde belirttiğim “ters köşe” finaliyle, insanı insanlığından çıkaran koşullarda, büyük çaresizliklerle hayata tırnaklarıyla tutunmanın ve gerçek fedakârlığın altını çizen bu metni, #okuyunuzlütfen
Atilla'nın Atını Çalan Çocuk
Atilla'nın Atını Çalan Çocukİvan Repila · Dergah Yayınları · 2020554 okunma
843 öğeden 551 ile 560 arasındakiler gösteriliyor.