Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve 60 metreden düşerler. Kavrulmuş Toprak ya da kükürt kokusunu romantik bir yanı yoktur. Herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk, umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönemeyecek... ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu böyle adım attığımızdan beri savaştayız. Yani kendinizi toparlayıp yaşamak için savaşmayacaksınız, hayır, başaramayacaksınız.
Sayfa 121 - Olimpos YayınlarıKitabı okuyor
Bu kapıyı bozmak isteyenler; başaramayacaksınız.
Sen seni bil sen seni Sen seni bilmezsen Patlatirlar enseni Şehit Bayram Ali Öztürk
Reklam
Siz kadınlarımızı,çocuklarımızı önce Venizelos'un ,şimdi de Kostantin'in sürülerine öldürterek, bize Batı emperyalizminin boyunduruğunu kabul ettirmeyi başaramayacaksınız vesselam.
“Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve altmış metreden düşerler. Kavrulmuş toprak ya da kükürt kokusunun romantik bir yanı yoktur. Bu” –eliyle kaleyi işaret etti– “herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk ve umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönmeyecek… ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu bölüğe adım attığımızdan beri savaştayız.” Hafifçe öne doğru eğildi. “Yani kendinizi toparlayıp yaşamak için savaşmayacaksınız, hayır, başaramayacaksınız.”
"..Barış ümidi vererek Londra'da görüşmeye çağırdığınız halde, Konstantin'e de hücum emrini verdiniz ve bizi en yalancı vaatlerle uyutmaya çalıştınız. Türk milleti ve kalben kendisiyle birlikte olan bütün Müslümanlar, Londra hükümetinin bu hareketini asla unutmayacaklar; İngiltere hükümetinin, ücretli köleleri olan Yunanlılar aracılığı ile yaptırdığı kıyım ve yıkımı, her zaman hatırlayacaklardır. Siz kadınlarımızı, çocuklarımızı önce Venizelos'un, şimdi de Konstantin'in sürülerine öldürterek, bize Batı emperyalizminin boyunduruğunu kabul ettirmeyi başaramayacaksınız vesselam!"
"Başaramayacaksınız kefereler. Bu yiğitlerde bu yürek oldukça asla başaramayacaksınız!"
Sayfa 10
Reklam
Mollaoğlu'nun yolladığı sert notayı okumaktaydı: Barış ümidi vererek Londra'da görüşmeye çağırdığınız halde, Konstantin'e de hücum emrini verdiniz ve bizi en yalancı vaatlerle uyutmaya çalıştınız. Türk milleti ve kalben kendisiyle birlikte olan būtun Müslümanlar, Londra hükümetinin bu hareketini asla unutmayacaklar; Ingiltere hükümetinin, ücretli köleleri olan Yunanlılar aracılığı ile yaptırdığı kıyım ve yıkımı, her zaman hatırlayacaklardır. Siz kadınlarımızı, çocuklarımızı önce Venizelos'un, şimdi de Konstantin'in sürülerine öldürterek, bize Batı emperyalizminin boyunduruğunu kabul ettirmeyi başaramayacaksınız vesselam!"
..başaramayacaksınız. Önünde sonunda yenileceksiniz. Hayat sizi alt edecek.
Sayfa 291Kitabı okudu
“Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve altmış metreden düşerler. Kavrulmuş toprak ya da kükürt kokusunun romantik bir yanı yoktur. Bu” –eliyle kaleyi işaret etti– “herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk ve umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönmeyecek… ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu bölüğe adım attığımızdan beri savaştayız.” Hafifçe öne doğru eğildi. “Yani kendinizi toparlayıp yaşamak için savaşmayacaksınız, hayır, başaramayacaksınız.”
Sayfa 121 - Olimpos Yayınları, Çeviren: Elif ÜnerKitabı okudu
'Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve altmış metreden düşerler. Kavrulmuş toprak ya da kükürt kokusunun romantik bir yanı yoktur. Bu herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk, umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönemeyecek... ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu bölüğe adım attığımızdan beri savaştayız. Yani kendinizi toparlayıp yaşamak için savaşmayacaksanız, hayır, başaramayacaksınız.'
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
"Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve altmış metreden düşerler. Kavrulmuş toprak ya da kükürt kokusunun romantik bir yanı yoktur. Bu" -eliyle kaleyi işaret etti- "herkesin sağ kurtulduğu bir masal değil. Sert, soğuk, umursamaz bir gerçek. Buradaki herkes evine dönemeyecek ... ya da evlerimizden geriye ne kaldıysa oraya. Ve sakın yanılsamaya kapılmayın, biz bu bölüğe adım attığımızdan beri savaştayız." Hafifçe öne doğru eğildi. "Yani kendinizi toparlayıp yaşamak için savaşmayacaksanız, hayır, başaramayacaksınız."
Olimpos YayınlarıKitabı okudu
227 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.