Tedirgindim, varsın, içli sözcükler dudaklarımda gezinsin dedim, ve, ölmüş birine, ba­şımız sağ olsun diyen bir ses tonuyla, mırıldanarak yürüdüm: "Sondan bir önceki hece öldü, öldü o, evet öldü, zavallı He­ce," böylece, endişeden kurtulduğumu sanıyordum, gizli bir umudu da vardı, bir duayı genişleterek gömmek istiyordum tümceyi, korkunç! - kolayca tasımlanabilen ve gerilimli bir büyüyle ...
En sevdiğim Hayyam şiirleri 1
Bak,Ömür kervanı göçmekte nasıl Bitecek zevkle geçen günler ayıl Vakit ölmekte ko yarınki gamı Sun be saki geçecektir bu fasıl Büyükse de isyanım kötülüklerim Yüce Tanrıdan umut kesmiş degilim
Reklam
"Sensiz bir yaşam varmış öğrendim, Gidip el alemden şefkat dilendim, Yeni bir hayata doğru yöneldim, Başımız sağ olsun öldün bu gece."
Bireysel bir ahlâkın olmaması öyle çok şeyi etkiliyor ki… Mesela, birisi öldüğü zaman yakınlarına “Başın sağ olsun” diyoruz. İlk bakışta bu, hayatta kalana sağlık dilemek gibi görünse de aslında “Başımız sağ olsun” demektir. Yani kabilenin ‘başı’ sağ olsun. Gerisi önemli değil.
'Diyarbakır Halkına Eziyet Edeni Yakarım' Tüm teşkilata verilen emirdi bu. Biz polisler emir komuta zincirinde çalışırız. En üstte bulunan amire ulaşmak için sırasıyla bir üstümüzden başlar, birer basamak giderek en tepedeki amirimizi görürüz. İşte en alt kademede bulunan memurun bir üstü oradan sıra takip etmenizi gerektirecek tüm sinsile mecburiyetini kaldıran bir emniyet müdürüydü Gaffar Okkan. Doğu görevinde çalıştığım ilin sınır komşusu olan başka bir ilin emniyet müdürüyken bulunduğum ile ziyaret için geldiği zaman görmek için sokaklara koşar merakla kendisini izlerdik. Yeşilçam sanatçılarını aratmayacak şıklıkta giyim tarzı, korumasız halk arasında dolaşması, aracını şoförsüz kullanması daha bir çok tavrı tutumu alışılmışın dışında lüks gelirdi bize. Tıpkı kendisinin teşkilata lüks geldiği gibi.. 24 Ocak 2001, saat 18:50 telsiz kayıtlarında ilk selası verildi; 'Merkez, merkez! Saldırıya uğradık, saldırıya uğradık… m: Olay yeri neresi? Yaralı polis: Şehitlik mevki m: Zayiat var mı, zayiat var mı? Yaralı polis: Şehidimiz var. m: Sayın 3310'un durumu ne? Yaralı polis: Başımız sağ olsun...'' 3310, Okkan'ın telsiz koduydu... Kitap, Diyarbakır'ın hatta belki de Türkiye'nin en sevilen müdürünün Gaffar Okkan'ın hikayesi. Sekiz evladımızı toprağa verdiğimiz bu günde tüm şehitlere tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.. Dualarımız onlarla olsun.. Keyifli okumalar...
Dedenizi rüyasında gören var mı?
Bu sefer sesi karanlıktı, ağır bir yükü üzerime bırakarak ağlıyorken o dağılmışlıkta bir şey söyledi ; koyu, karanlık, boğuk bir şey : Deden öldü. Bu böyle mi söylenirdi? Böyle açık, böyle yalın, böyle düz... Hem öldü de ne demekti? Dünyasını değiştirmiş, vefat etmiş, ebedi aleme gitmiş olabilirdi. "Ölmek" dedem için ne garip bir
Reklam
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.