Zafer Köse, 1970 yılında Bursa’da doğdu. 1992’de Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. Cumhuriyet, Vatan, Birgün, Radikal, Sol, Yurt gazetelerinde ve internetteki Sol Kültür, İlerihaber, İnsanokur, Kitapeki, Sevdalım Hayat yayınlarında kitaplar üzerine yazdı. Ayrıca, deneme ve öyküleri Sanat Cephesi, Bavul, Maviada, Nikbinlik, Bağlaç, Edebiyat Nöbeti dergilerinde yayınlandı. Evin Yolu kitabındaki bir öyküsü “Sınır Tanımayan Kelimeler” (Words Without Borders) oluşumu için İngilizceye çevrildi. Kuş Sesleriyle Direnenler, Yıllarca, Fabrika Yolu, Sarsılmak, Son Ozan Livaneli, Evin Yolu, Söz İstiyorum adlı kitapları vardır.
Yobazlığın nesine saygı duyacağım? Kadınların ikinci sınıf kabul edilmesini, kaderciliği, itaatin yüceltilmesini, böyle değerleri, "Bazı kişilerin inancı" diye, onların tercihi diye hoş görebilir miyiz?
Bir, "A'dan Z'ye Livaneli" kitabı olmuş. Zülfü Livaneli ile 8-10 ayı bulan bir zaman zarfında, muhtelif ortamlarda ve dönemlerde yapılmış nehir söyleşilerden oluşan bir kitap. Çok yönlü bir sanatçı olan Livaneli dünyasının kapılarını sonuna kadar açmış ve farklı konulardaki tecrübelerini, görüşlerini ve değerlendirmelerini sunmuş.
Elbette her görüşüne katılmayabilirsiniz ki, ben de öyle düşünüyorum. Ama neticede bu ülkenin en zor yıllarını yaşamış, hapis yatmış, sürgün yemiş, acılar çekmiş, poltikaya girmiş, yazmış, okumuş, söylemiş, kazanmış, zirveyi de görmüş bir sanatçı Livaneli. O yüzden söylediklerini önemsemek gerekir diye düşünüyorum...
Sarsıntı romanı iki bölümde ilerliyor. Darbe ve deprem sarsıntısı. Her ikisinin de baş karakter Serhan üzerinde ki etkilerini hikayenin içine girerek yaşıyoruz. Her satırda saf ve katışıksız umutla harmanlanan kitap 12 Eylül’ün sancılı dönmemlerine bizi götürüp 17 Ağustos depremi ile uyandırıyor. Yaşanan tüm olumsuzluklar tekrar gözümüzde canlanıp derin bir ahhh!! çekip yeniden içimiz sızlıyor yaşananlara…
"Kuşlar düşüp ölüyorlarmış.Düştükten sonra bir insan elini uzatırsa kanadına dokunursa bazen tekrar canlanıyorlarmış. Elini uzatan insan iyi kalpli ise, yerdeki kuşu görebilecek kadar cesursa hem de elini uzatıp dokunabilecek kadar insansa, o zaman iyileşebiliyormuş yaralı kuş.Yoksa iyileşemiyormuş.Bir daha uçamıyormuş yuvası da boş