Bugün en çok sevdiğim bir yazarın doğum günü. Ve iyi ki doğmuş diyorum. Çünkü, o hepimizin içimizdeki bir şeylerin tek kurtarıcısıydı. Ne desem az. Ama iyi ki doğmuşsun edebiyat adamı... Kendisini şu alıntılarıyla anmak istiyorum.
Eğitim sistemi kötü diyoruz ve öğrencilerinin neden sınavlarda gerekli başarı gösteremediklerini cevabını bulmuş gibi bu avuntunun arkasından saklanmaya çalışıyoruz.Oysa sistem sistemdir,iyi ve ya kötü ama o var,sistemi bozan da sistemi uygulayan kişilerdir Genelleme yapmayacağım fakat öğretmenlerin arasından öyle ''parlak'' olanlar var ki
Reklam
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Artık yalan söylemeyelim. Bizler,bu dünyaya hiç ölmeyecek gibi tutkuyla, bağ­lanmış zavallı insanlarız. Yaşattığımız her yalan, yok saydığımız yanlışları git­tikçe büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Birbirimizi hiç duymuyoruz. Kutsal diye kurduğumuz aile çatılarının altına duvar­lar örüyoruz. İçimizden gelen kelimelerin sayısı gittikçe azalıyor sözlüklerimizde. Yüreklerde ya da belleklerde değil; telefon ahizele­rinde, faks mesajlarında ve bilgisayar programlarında yaşıyoruz. Bereketi; para, döviz, hisse senedi, borsa kağıdı ve al­tın istiflemekte arıyoruz. Paranın çare olabileceği onlarca hastalık çocukların körpe bedenlerini kemirip eritirken; açlık insanları günden güne karanlığın kucağına çekerken ve yaşamak yürekleri sinsice daraltırken; bizler gündelik girdaplarda, birikim denen dolambaçlarda çürümekteyiz. Ütopyalarımıza kendimiz bile inanmıyoruz. Hatta sadece bugünün güvenliği için gerekli buluyo­ruz onları. Yarının uzaklığında aklıyoruz, kirli bugünlerimizi. Yaşıyoruz ve rahatsız değiliz yaşadıklarımızdan. {gökhan özcan}
Dünyada birçok insan, mutluluğu yada mutsuzluğu üzerine düşünmek istediğinde bir kitabın satır aralarında bu duyguya ilişkin bir cümle arar. Dünyaca ünlü yazarların, gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak bir hikaye arasında okuyucuya sunduğu bu cümleleri, kavramsal yönleriyle de ele alırlar. Otuz ünlü yazardan derlenen be 'mutluluk' kavramı
Reklam
5harfliler.com/yasar-kemalden-... YAŞAR KEMAL'i Anmak duygusuyla..... Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne: Seçme Yazılar, sayfa 41-45. Yapı Kredi Yayınları 2014 "Siz ne derseniz deyin, ben bıktım. Nah burama geldi. Neredeyse öfkeden, çaresizlikten boğulacağım. Kendimi kandırmaya çalışıyorum. İyi
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
BAHARDA CAN TEMİZLİĞİ Bahar geldi, hoş geldi. Sobalar, ısıtıcılar kaldırılsın ortadan. Boya, badana yapılsın, cam, kapı dip köşe silinsin. Kışlıklar kaldırılsın, yazlıklar dolapta alsın yerini. Çiçekler dikelim cam önündeki saksılarımıza. Mis gibi bahar havası dolsun ruhumuza, evlerimize. Nevruzlar, Hıdrellezlerle kutlayalım. Dilekler tutalım,
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.