Gökyüzünde süzülemiyor, tanrısallıkla baş edemiyor, yaratılıştan daha güçlü olamıyoruz. Bir aldanıştır gidiyor. Gülünecek halimiz var. Üstelik dünyayı reddetmek de gücümüzün üstünde. Öyleyse herşeyi ciddiye al­maktan başka çare yok: İşte, böyle demek de bir o kadar gülünç.
Gözlerinizi Kapatın ve Düşünün...
Bir yanda deniz, bir yanda vahşi bir düşman! Dünyaya açılan tek kapınız kapalı... Sınırlı sayıda gelen yardımlara ulaşabilmek için eğlence olsun diye adam öldüren keskin nişancıları geçmek zorundasınız. İnsanlar bir yerde toplandığında üzerine bomba yağdırılıyor. Çocuklarınız sizden yiyecek bir lokma ekmek bekliyor! Bir çuval un bulabilmek için
Reklam
"Ben [...] kimsenin görmediğini gördüm. [...] Bütün bunlar benimle birlikte yok olacak," dediği yerde, Georges karşılık verir: "Kendimi, kimliksiz ifade ederek buradan çekip çıkarmaktan başka çare bulamadım [...] bulduğum yol, her şeye rağmen, bulabileceğim en iyi yoldu."
Binlerce askerine hitaben o büyük komutan şunları söylemiştir: "Ey insanlar! İşte önünüzde deniz gibi bir düşman, arkanızda düşman gibi bir deniz! Sizin için sabır ve sadakatten başka çare yoktur! Bilesiniz ki siz bu adada açların sofrasındaki yemekler gibisiniz. Düşmanınız sizi Ordusu ve silahları ile karşıladı. Onların silahları fazla, erzakları bol, sayıları çok... Sizin ise elinizdeki kılıçtan başka ağırlığınız ve düşmanın elinden alacağınız yiyeceklerden başka yemeğiniz yok! Hiçbir şey yapmadan şu durumumuz birkaç gün devam etse kuvvetten kesilir, olduğumuz yerde kalakalırız. Böyle olunca bizden şu an korkan düşman da halimizi görüp bize karşı cesaretlenir. Bu kötü akıbete düşmekten kendinizi koruyarak, şu azgın düşmana karşı gelin, görevinizi hakkınca yerine getirin. Bilesiniz ki daha zor olana Azıcık sabrederseniz daha lezzetli olan refahtan daha uzun süre istifade edersiniz. Bilesiniz ki sizi çağırdığım şeye ilk uyacak olan benim! Canınızı düşünerek benden yüz çevirmeyin. Siz de benden daha fazla bir zorluğa katlanmayacaksınız. Sizin payınıza düşenden daha fazla benim payıma düşmeyecek. Unutmayın şu an hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Böylelikle İslamiyeti bu topraklara yerleştireceğinize inanıyorum."
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
bir kere başlayınca sonuna kadar gidersin. başka çare yok.
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
Ne vakit hoşumuza gitmeyen şeyler olsa, kendimizi avuturuz: Bu yolu ben seçtim, yapacak bir şey yoktu, hayırlısı böyleymiş. Ne tuhaf.
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz Büyücüsü
'nü hatırlayın: "Bütün hayatımızı, aslında yapmaktan başka çaremiz olmayan şeyleri rızamızla seçmeyi öğrenmekle geçiriyoruz." Her daim bir çare vardır sevgili okur. Dün de geç değildi, bugün
Sık sık rastlanan «büyük aşk diye anlatılan (çok- luk film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi bi- çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri- nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi- yi putiaştırmak ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği
Sayfa 99
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.