Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi
yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin,
uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini
düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen
bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın
yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına,
hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut
bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle
yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarına
yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek
manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden
sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar
edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf,
hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın
doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en
büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak
bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Küçük insan, arzularının her dediğini yerine getiren gelişimi ve eğitimi için bir şey yapmayan, günübirlik yaşayan kimseleri anlatır. Hayatına duyguları hakimdir. Büyük insan ise iradesini kontrol etmeyi başarmış, olgun ve kamil insan demekir. Hayatına aklı hakimdir. Büyük ve küçük insan arasındaki farklara bakacak olursak ilkinin derdinin doğruluk, ikincinin derdinin ise çıkarını düşünmek olduğunu görürüz. Büyük insan kendini ararken küçük insan başkalarını arar. Büyük insanın derdi iyilik yapma, küçük insan zengin olma sevdasındadır. Büyük insan sürekli kendini muhasebe ederken küçük insan kendini sorgulamaz. Çünkü kendilik bilinci bedeninden ibarettir. Aklını geliştirmenin gerekliliğine önem vermez.Ruhunun da gıdaya ihtiyacı olduğunu düşünmez. Her hâlükarda insan ne ederse kendine eder.
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek,yatmak,eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek(maddi veya manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu...