Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kitap her zaman yardıma hazırdır. Asla zarar vermez. Sen çabaladığında o da gayrete gelir ve sana kendisini açar. Sen usanırsan o da bıkar ve kendisini san karşı kasar. Ona yaklaşırsan sana yaklaşır. Uzak tutarsan uzaklaşır. Ne seni yanlışa sürükler, ne de bir sırrını ifşa eder. Ne senin koğuculuğunu yapar, ne de san laf taşır. "
Reklam
Bu acıklı mücadelemizden almamız gereken ders, bir birlik dersidir. Ya birleşeceğiz ya da yenileceğiz. Bizim irademiz, benimsenmeyenlerin, unutulanların, baskı altında kalanların iradesi, ortak bir inanç ve ortak bir amaçla bizi birbirimize sapasağlam bir kaya gibi kaynaştıracak. Her bir kişinin, kazançla, konforla, çıkarla ilgili kendi küçük sorunlarını bir tarafa bırakacağı zamana gelmiş bulunuyoruz. Şu an, her bir kişinin kendi benliğini koskoca bir akıntının içine katıp, yükselen o dalgaya kendini bırakması anıdır. O kabaran dalga hepimizi, isteyeni de, istemeyeni de kapıp geleceğe doğru sürükleyecektir. Dostlarım, tarih ne soru sorar, ne de onay verir. Dönülmez bir şeydir tarih. Tıpkı onu çizen kalabalıkların sesi gibi. Biz de o çağrıyı dinleyelim. Örgütlenelim kardeşlerim. Örgütlenelim. Örgütlenelim. Örgütlenelim.
Plato Film YayınlarıKitabı okuyor
Baskı altından kurtulan aşağılık bir insan, bu sefer kendisi başkasını ezmeye çalışır.
Milan Kundera "Hayat bir kere yaşandığı için yargılanamaz." diyor ama pek çok insan, kendi hayatlarını kısıtlayarak ve başkalarının hayatına baskı yaparak yaşıyor, kendilerini yargılamaktan korkan insanlar başkalarını yargılama eğiliminde olduklarından.
Şüphe, güvenin sıcak ve davetkâr kıvrımları arasına sızan bir yılandır. Bunu ne zaman yapmaya başlayacağı bilinmez. En küçük çatlağa baskı yapmaya başlar. Varlığını hissettiğinizde artık çok geçtir, yılanın boğumları çok derinlere nüfuz etmiştir. Sıkıca üstüne binip seni hapseder; amansız, yavaşça artan ve nefesini kesen bir sıkmadır bu..
Sayfa 201 - Sonsuz KitapKitabı okudu
Reklam
Ey iktidar! Bana yaptığın baskıyı azalt! Ötekine yaptığın baskıyı artır! Baskı mutlaka yapılmalıdır, ama bana değil de ötekine. Sonuç: Gerekli olan, isabetli olan, yerinde olan baskı ve şiddettir. Sadece şiddetin kime karşı gösterileceğini tartışabiliriz. Baskıyı tartışmasız kabul edeceğiz. Toplum eşittir iktidar. İktidar eşittir kuvvet. Hepimiz iktidara hizmet etmeliyiz. Hepimiz kuvvetin kölesiyiz. En makbul köle de benim veya biziz.
Dünyadaki hiçbir şey insan ruhunun üzerinde hiçlik kadar büyük bir baskı kuramaz.
Bravo !
Kürtler, Türklerle birlikte Türkiye Cumhuriyetinin bir parçası olmak istemiyorlarsa, bu benim anlayabileceğim bir şey. Ama tavsiye edebileceğim bir şey değil. Bir halkı veya bir halk aşamasına gelmiş, ayrı bir halk olduğu bilincini kazanmış bir topluluğu, karşı yönde bir iradesine rağmen, bir başka halkın içinde tutmanızın ne pratiği vardır, ne de ahlakiliği. Son tahlilde, bireyler gibi halklar ve ulusların da kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme haklarının olduğunu düşünürüm. Kürtlerin ayrılmaları durumunda Türkiye’nin çeşitli bakımlardan kü­çülmesi beni fazla üzmez. Kötü bir evliliktense çiftlerin birbirinden ayrılması daha iyidir. Bu sebeple üzülmem, kimseye kin veya öfke duy­mam. Kürtler benimle birlikte yaşamayı düşünmüyorlarsa bu onların doğal hakkıdır. Fakat bu ayrılmanın barış içinde gerçekleşmesini yeğle­rim. Halkların eğer böyle bir iradesi varsa bu iradenin silah veya baskı yoluyla değil, barış içinde ve hukuk yoluyla tezahür etmesini isterim.
"Duyarlığınız ne kadar büyük olursa baskı güçleri o kadar yırtıcı, dayanılmaz olacak sizin için..."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.