Dostoyevski’nin “Ezilenler” adlı kitabından bir alıntı... Dostoyevski diyor ki, “... Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp, yemesi sizi mutlu ederdi...” “Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı...” “Yani başlangıç noktasını farklı seçersen, aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir. Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu hangi hikayeyi ne kadar süreyle takip ettiğine bağlıdır.”
Bir film makinesi kadar sahip olmak istediğim başka hiç­bir şey yoktu. Bir yıl önce ilk kez sinemaya gitmiş ve bir atla il­gili bir film görmüştüm. Sanıyorum adı Kara Güzellik'ti ve ünlü bir çocuk kitabından uyarlanmıştı. Sture Sineması'nda oynamıştı. En ön sırada oturup seyretmiştik. İşte benim için başlangıç bu oldu. Hiç sönmeyecek bir ateşle tutuşmuştum. Suskun gölgeler, soluk yüzlerini bana çevirerek işitilmeyen seslerle en gizli duygularımla konuştular. Aradan altmış yıl geçti ve hiçbir şey değişmedi; hala aynı ateş.
Reklam
Faşist kafa yapısı HİÇ değişmez !!
Prof. Mubahat Küyel’in yazdığı «Felsefeye Başlangıç» kitabından aldığımız şu bö­lümlere bakın:«Ehl-i Sünnet, Kur’anı Kerime olduğu gibi inanış ‘ah- kâm’ma uyanlardır. Şia, din başkanlığı meselesinde Ali’yi tutanlardır. Bunlar Ali’yi Tanrı mertebesine çıkaran Gali- ye’dir. Galiye’ye göre domuz eti ve şarap dince yasak (ha­ram) değildir, helâldir. Evli erkek ve kadının evlilik dışı cinsel ilişkiler kurması (zinâ) da helâldir. Din yasasının buyruklarını dinlememek gerekir.»«Bu teori (Alevilik kuramı) bütün sosyal düzenini, kut­sal kitaptan, Tanrının buyruklarından alan bir toplumda, böyle, teorinin vermiş olduğu imkândan yararlanarak, yü­rürlükteki siyasi gücü başka deyimle devleti ele geçirmek isteyen kişilerin kendilerini Tanrı olarak, biricik güç olarak sunabilmelerine çok elverişlidir. Özellikle Şii’ler arasında ‘Ben Tanrıyım (Enel-Hak)’, ya da ‘Cübbemin altında Tanrı var’ iddialarıyla ortaya çıkan bir kesim mutasavvıfın dav­ranış ve düşüncelerini ölüm karşılığıyla ödemelerinin gerçek sebebi bu olmalıdır. Ayrıca, devlet otoritesine karşı gelen bozguncu eylemler de, yine bu teori ile felsefe yolundan ya- sallaşmaya çalışmışlardır. (Pir Sultan Abdal, Nesimi, Sima- vi)» (Sayfa: 54).
Sayfa 197 - Çağdaş Yayınları 3. Baskı
İşte size Yaratılış kitabından güzel bir anakronizm. Bu kitap İbrahim’in develeri olduğunu söyler. Fakat arkeolojik kanıtlar develerin İbrahim’in öldüğü düşünülen zamanın ancak yüzyıllarca sonrasında evcilleştirilebildiğini gösterir. Ancak Babildeki tutsaklık zamanında develer evcilleştirilmişti ve o zaman Yaratılış kitabının gerçekte yazıldığı zamandı.
Sayfa 57 - Kuzey Yayınları (anakronizm: değişik çağları birbirine karıştırma, bir olayın çağıyla ilgili yanılma)Kitabı okudu
Ateşten Asa
Gideceği yer 'neresi olursa olsun' bu dünyadan katbekat daha huzurlu ve sakindi. Böyle inanıyordu. Fakat ölü adam, çok önemli bir noktayı es geçiyordu: Kötü bir son, iyi bir başlangıç getirmez! - Ateşten Asa kitabından.
Yargı YayıneviKitabı okuyor
Tarih insanların eseridir!!!
"İnsanlar,her biri bilinçli olarak kendi amaçlarını izlerler; tarihin seyri ne olursa olsun,kendi tarihlerini kendileri yaparlar; tarihi oluşturan şey,ayrı doğrultularda etki yapan sayısız irade ile bunların dış dünya üzerindeki çeşitli etkilerinin bileşkesidir. Burada önemli olan,birden çok insanın ne istediğidir; iradeyi belirleyense tutkudur,ya da düşüncedir. Tutkuyu ya da düşünceyi doğrudan belirleyen araçlar değişik niteliktedir. Bunlar bazen dış nesneler olabilir; bazen de gelecekteki mevki hırsı, 'gerçeklik ve adalet aşkı', kişisel kin,kişisel kapris gibi ideal ya da kişilik sorunlarıdır. Her biri tek başına,ya da birkaçı birlikte çoğu kez,elde edilmek istenilenden tamamen farklı,hatta tam tersi olarak sonuçlanır; bu nedenle bu iradeleri belirleyen nedenler,sonuç açısından belirleyici olmayıp,ikinci derecede önem taşıyan faktördür. Bununla birlikte,etkin insanların düşündüklerinde tarihsel nedenlerden hangilerinin bu güdüleri çağrıştırdığı sorgulanabilir." Engels,Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu Kitabından
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.