Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
21 Ağustos 1915
Saat 7.30'da artan sis ve akşamın karanlığında, Mestantepe'nin önündeki mevzilerimizden baktığımızda, Yusufçuktepe'nin geniş ve çıplak zirvelerine doğru "haki" figürlerin süratli şekilde tırmanmakta olduklarını görüyorduk. Zirveyi ele geçirmiş görünüyorlardı, sonra da karanlık iyice çöktü. Ve sonunda bu çok sıkıntılı tepe ele geçirilmişti. Sevinç çığlıkları duyulmuyordu fakat mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Ancak bu coşkunun kısa sürede yok olacağını tahmin etmemiştik. Aniden zirvedeki iki mevziden çapraz ateşler başladı. Tüfek, makineli tüfek ve şarapnel ateşi ortalığı cehenneme çevirmişti. Daha erken saatte 87. Tugay'ın geri sürüldüğü gibi şimdi de Yeomanry'ler geri sürüldüler. Bu mevkide tutunmanın mümkün olmadığını anlayan General Marshall, başlangıçtaki hatlara geri çekilme emri verdi. Bitkin ve çok yorgun askerler gece karanlığında geri döndüler. Tepenin sağında bulunan bir alay, Yusufçuktepe ile İsmailoğlutepe arasında İbrikçe Çiftliği'nin yakınındaki sırtı ele geçirdi. Ancak İsmailoğlutepe'yi ele geçirdiklerini zannederek o şekilde rapor verdiler. Neyse ki hata erken fark edildi ve o sırt üzerinde imha olmadan sabahın ilk ışıklarında geri alındılar. Yusufçuktepe olarak bilinen bu tepeyi (ki 8 Ağustos Pazar akşamı bir direnişle karşılaşmadan sadece bir taburla ele geçirdiğimizi unutmayın) ele geçirmek için yapılan harekât bize yaklaşık 5 bin kişilik bir zayiata mal oldu.
1915 Çanakkale Seferi
1915 Çanakkale Seferi
Henry Woodd Nevinson
Henry Woodd Nevinson
Ay’a İtiraflar Bugün Søren abimin bir sözüne denk geldim. Verdiği akıl çarpıntısını özlemişim. Şöyle diyordu: "Kendiniz olmanın gerçekleriyle yüzleşin, çünkü ne olduğunuzu değiştiren şey budur." İnsan çok ilginç bir canlı. Bulunduğu her yerde besin zincirinin en üstünde bulunuyor. Daha doğrusu dominant bir şekilde doğanın sunduğuna tüm
Reklam
Gökler-yerler-alemler; yani 7 paralel evren ve Evrenimiz yoktu. 100 milyarlarca Galaksi yoktu. Katrilyonlarca yıldızlar yoktu. Karadelikler yoktu. Güneş sistemleri ve bizim "Güneş sistemi"miz yoktu. İnsanlar, cinler, hayvanlar ve bitkiler yoktu. Maddeler-atomlar-elementler yoktu. Protonlar, nötronlar, elektronlar, fotonlar ve çok sayıda
Bilmiyoruz üzerimize düşen tutulmayı, boşluktayız ve zifiri karanlık... Soğuk ve kaos hakim, kuşların bile kafası karışıyor. Her kuş artık kendi başına bir sürü ve bir çatışma halinde, gökyüzündeler. Soğuk, karanlık ve kaos, ya kuşlar. "Ama yersizdir korkmak... " Güneş yeniden parıldayacak o muteşem görkemiyle ve ısınmaya başlayacağız güneşin sıcaklığıyla. Ancak bu sefer o ilk sıcaklıktan, başlangıçtaki görüntüden farklı olarak göreceğiz onu. Bir tecrübe. Karanlığın en kasvetli halinden sıyrılıp gelmiş, büyük bir kaosun içinden çıkmanın rahatlığıyla şimdi ışıl ışıl parlıyor. Başlangıçtaki saflık yerini “şuurlu saflık’a” bırakıyor. İşte o zaman güneşle, tabiatla dans ediyor insan. Güneş tutulması yalnızca güneşe mahsus olamaz zaten, ancak insan hissedebilir bu soğuğu, kainatın mükemmel düzenine rağmen sadece insanın kendisi kaos halinde yaşar. İnsanın karanlıktan, bu tutulmadan kurtulmasının, aydınlığa ulaşmasanın tek yoludur “şuurlu saflık”. Karanlık Armoniler