Konfüçyüs'ün şu sözü aklımıza gelsin "Hayat gerçekten basit, ama biz bunu karmaşık hale getirmek için ısrar ediyoruz." Gerçekten mutlu olmak istiyorsak hayatı sade bir şekilde yaşayalım 😊
Temmuz 1979'da, Kabil iktidarı ele geçirmiş Afgan komünistlerin elindeyken ve gerek İslam gerek yerel gelenekler adına onlara karsı çıkmak için silahlı hareketler örgütlenmeye başlarken, Washington kod adı "Siklon" olan ve isyancıları etkin biçimde desteklemeyi amaçlayan gizli bir operasyonu yürürlüğe koymuştu. Bu karar alınmadan
Başlarken neyinden hoşlandılarsa ondan nefret ediyorlar.
Güçlüysen seni sevmezler.
Zayıfsan seni sevmezler.
Zekiysen nefret ederler.
Aptalsan nefret ederler.
Ne istediklerini bilmeden yaşıyorlar.
Kaçırıldıklarını düşünen çocukların gizemli geçmişleri ve onları bekleyen sır dolu gelecek...
Türkan, yeni ve gizemli hayatına başlarken, Türklerin hattâ dünyanın ilk gizli teşkilatının içerisinde olduğunu elbette bilemezdi. Ama orada yetişecek bir Saka olacaktı. O Saka olurken, sizler, Türklerin kurduğu bu zamana kadar duyup bilmediğiniz bir yapının dünya çapında teşkilatlanışını, elemanlarını nasıl seçtiklerini, nasıl eğittiklerini, hangi yöntem, teknik ve kadim sırlarla bunu yaptığını, kuruluş ve varlığını sürdürme amaçlarını anlama şansı bulacaksınız.
Dün, bugün ve yarınlar ile ilgili algınızı değiştirecek bir kitap. Son derece zekice düşünülmüş bir kurgu, birbiriyle bağlantısında hiç kopukluk yaşamadan, sanki bizzat kendiniz yaşarmışçasına okuyacağınız olaylar ve onların Oluş şekilleri betimlemesi harikaydı.
Nefesimi tuttuğumu bile farketmeden okuduğum enfes bir roman.
“Başlarken neyinden hoşlandılarsa ondan nefret ediyorlar.
Güçlüysen seni sevmezler.
Zayıfsan seni sevmezler.
Zekiysen nefret ederler.
Aptalsan nefret ederler.
Ne istediklerini bilmeden yaşıyorlar.''
Çok meşhur kitapları olan yazarları hiç de bilinmeyen kitaplarıyla okumaya başlamak çok garip bir şey. Sanki uçakta yan yana denk gelip muhabbet etmişim de sonra bir öğrenmişim meğer benim uçak arkadaşım meşhur mu meşhur biriymiş. John Fowles'in Koleksiyoncu'nu da Fransız Teğmenin Karısını da defalarca duydum bir denk gelip okuyamadım.
“Başlarken neyinden hoşlandılarsa ondan nefret ediyorlar.
Güçlüysen seni sevmezler.
Zayıfsan seni sevmezler.
Zekiysen nefret ederler.
Aptalsan nefret ederler.
Ne istediklerini bilmeden yaşıyorlar.''
Naked (1993)
Herkesin dilinde olan birçok insanın fazlaca beğendi bir kitabı okumak için biraz geç kaldım sanki fakat inanıyorum ki her şeyin bir zamanı vardır bu kitabın da benim için zamanı şimdiymiş.
İlk başlarken büyük bir heyecanla başladığım için başlarda okumakta hiç zorlanmadım fakat ilerledikçe okumak oldukça güç oldu belirli bir yere kadar güçlü
Kırlarda böyle baharda
böyle ikindi üzeri
gökyüzünün aydınlığı bir sevda şarkısı gibi yumuşarken,
ağaçların gölgeleri
rahat ve serin
toprakta başlarken uzamaya,
daha genç
daha şehvetli
daha yeşil yaşarken
kuşları, boynuzlu hayvanları ve böcekleriyle otlar,
tembel ve bahtiyar
sazan balıkları gibi kımıldanırken su birikintileri,
bir saadetli hayıflanıştır insan yüreğinde
bugünkü dünyada bulunmanın kederi.
Nasıl yaşanacağı, neyle yaşanacağı benim tek derdim oldu. Dertlerin en temellisi, dertlerin en tedavisizi, tedavisi ölüm olanı, çaresi ölüm olanı geldi beni buldu. Bulduğuna da memnun oldu ki, bir daha hiçbir yere gitmedi. Ben hiçbir yere onsuz gidemedim. Nereye doğru hafiften kıpırdasam onu bavuluma serili, nereye uzansam onu az evvelden gelip yanı başıma serili buldum. Cam kenarında iken ben, o koridorda, masadayken ben, o çekmecede, olur da gülersem ben, o genzimde idi. Bir şeyi sevecek olsam, o itirazı olandı, otursam bahanesi olan, yatsam uykusu kaçandı, ben acıkırken o ağzını siliyor olurdu, ayakkabımı giyerken çekeceği sallayandı, ben başlarken kitabı bitiren, çıkarken inendi. Nasıl yaşanacak o biliyordu, yaşayamayarak diyecekti, onu da demiyordu.
Romanın sonunda "Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı." diyen Bay C. romanda kullanılan alışılmadık anlatım şeklinin anlaşılamayacağını adeta öngörmüş gibi.
Kitabı okumaya başlarken kullanılan kısa cümleler beni hem yordu, hem sıktı hem de kafamı karıştırdı; kim kimle konuşuyor, ne konuşuyor anlayamadım. Bu yüzden yarım bıraktığım bir kitaptı. Ama tekrar okumaya karar verdim ve bugün bitirdim. Zaman zaman kafamdaki canlandırmaların aniden yok olmasına rağmen roman, sonlara doğru insanı etkisi altına almaya başlıyor.
Son olarak şunu diyebilirim:
Kitaptan çıkmış insan. Okudukları ona bir şeyler yapmış. Sadece çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama....
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959.7k okunma
Hayat bir şekilde devam ediyordu..
Olacaklardan habersiz kendi kurduğu küçük dünyasında yaşamaya çalışıyordu. Bazen çok yoruluyor pes etmek istiyordu ama sonra aştığı diğer zorluklar aklına gelince bir kere daha başarabileceğine kendini inandırıyor daha güçlü devam ediyordu. Ne zaman tam anlamıyla güçlü olacaktı? Bu sorunun cevabını hiç bulamadı...
Yine bir sabah rutin hayatına başlarken aynı anda kendi kafasında yaşadığı dünyayı da düşünüyor gülmeyi başarıyordu. Evet bu gerçekten yapması gereken şey gülmek.