ölümden
ölmekten
değil korkumuz
daha güzel bir dünya
yaşanılır bir vatan
diye başlarken şarkımıza
vurulup kahpe tuzaklarda bir geyik gibi
düşmek boylu boyunca
cepte vergi makbuzumuz
bundan işte korkumuz
canım oğlum
güzel yavrum
gözümün ışıltısı
bundan kaygumuz!
Üniversitenin kapıları açıldı, sınavlar başladı.
Öğrenciler eski hamamın eski kurnalarında terleyecekler gene...
Bunca işgal, bunca boykot, bunca gürültü ve lif lif ortaya dökülen çürümüşlüğe rağmen reform rafa kaldırıldı.
(...)
Eski hamam, eski tas...
Yalnız bir değişiklik oldu yeni mevsime girerken:
Deniz Gezmiş'i kovdular fakülteden...
Deniz Gezmiş'i belki tanımazsınız.Uzun boylu, dal gibi bir genç bu Deniz Gezmiş...
Namuslu, devrimci, heyecanlı bir genç...
İşgal hareketlerine, boykot hareketlerine katılmış, polisten cop yemiş, dayak yemiş, gık dememiş. Akranları gibi, o çay senin bu çay benim, o sinema senin, bu sinema benim diye gezecek yerde bir namussuz düzenin değişmesi için çırpınmış. Ve belki hatalar da yapmış bu arada, kusurlar, kabahatler işlemiş. Ama bataklık fırtınasının ortasında namussuzluktan bir türlü olağan saymayan yüreğiyle çabalamış durmuş.
İşte üniversitede sınavlar başlarken gazeteler Deniz Gezmiş'in Disiplin Kurulu kararıyla fakülteden kovulduğunu yazdılar.
Bre utanmazlar diyesi geliyor insanın.Kitap korsanı profesörü baştacı edersiniz, bir tek kitabı olmayan profesörü saygıyla eteklersiniz; nicesinin hırsız, namussuz olduğunu kapalı odalarda itiraf edip adamakıllı bildiğiniz halde sofraya oturup aynı çorbaya kaşık atmaktan utanmazsınız; reform dileklerini uyutur, cümle yalan dolan ve entrikaya eyvallah edersiniz de bir genç çocuktan mı çıkaracaksınız tüm üniversitenin günahını?
Bir insanın geleceğini karartmakla mı düzelecek üniversiteniz?
Hayat dediğimiz bir çeşit met-cezir galiba. Kâh gel-git, kâh başla-bit. Bu esas üzerine dönüyor dünya. Nasıl da buruk bitiyor bir şeyler, öbürleri başlarken her defasında coşkuyla.
Vaovvv! Başlarken emin değildim ama tam anlamıyla bayıldım. Kitap çok uzun süre aklımdan çıkmayacak. Sıradan bir romantik olmaktan çok uzak. Biraz dram, biraz okul zorbalığı, bedensel ve mental rahatsızlıkları da içinde barındıran bir romantik komedi. Kitabın her bir detayına sadece bayıldım. Yazarın diline ve akıcılığına, karakterlerin içsel kargaşalarına yani genel olarak çok beğendim. Çok katmanlı ve bir sayfa bile beni sıkmayan bir kitap oldu.
Görünüşte bir çiftlik ve içinde hayvanlar var. Başlarken bu şekilde sanıyorsunuz ama okudukça her hayvan aslında bi insanı anlattığını anlıyorsunuz. Bu şekilde de kapitalizmi. Aslında hayatı. Okurken aklınız karışmaz. İstenilen mesaj çok açık bir şekilde veriliyor bence.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247.8k okunma
Silinmiş Sahneler kitabını okuduk. Öncellikle kitaba başlarken ne olucak nasıl olucak silinmiş sahneler derken burda asıl anlatılmak istenen konu ne diye düşünmüştüm. Çünkü okumaya başlarken kitabım cümleleri kendine çekmeye başladığında okuma heyecanın da artmış oluyor.
Silinmiş sahneleri okumaya başlarken gayet akıcı ve anlaşılır bir dille yazıldigi için okurken bir kargaşa yaşamıyorsunuz.
Lakin kitabı okumaya başladığım andan itibaren kitabın karakteri ile sohbet ediyormuşum gibi bir hisle okumaya devam ettim. Hatta kitabın ilk sayfalarından birinde "Bazı şeyler bir tek bana mı acayip geliyor." Cümlesi bile bizim kendi aramızda sohbet ederken ki havayı fazlasıyla veriyor.Ve kitabın bir çok satırinda kafamın içindeki cümleler sanki sesli olarak bana söyleniyormus gibi bir hisle okudum.
Kitabi kısa bir şekilde özetlersek Sinemacı olma hayaliyle yola çıkan ama hayat yolunda çekilen filmleri dizilerin sansürleyen bir karaktere dönüşmesini konu alıyor. Hayatımızın nasıl bir yol aldığını nasıl bir döngünün içinde oldugumuzu anlatırken kendimizi de sorgulamamizi sağlıyor. Karakterin kafasının içindeki olayların gerçekle düş arasında kaldığını okurken anlıyor ve sizde bunu hissederek sanki karakteri siz yaşıyormuşsunuz izlenimini ile satırları okutuyor.
Son olarak kitabin sonlarına gelirken yazarın hayatımızın belli bir yaş aralığını bir döngü de hepimize göstermek için bu eseri kaleme almış olduğu hissi ile baş başa kaldım.
Ve Kitabın bir sonu yok...
"Müzik “ şairin düşünceleri”yle döllenmiştir. Hakiki melodi söz ve anlamdan hamile kalmıştır. Müzik her şeyden önce ifade’dir. (
(S:33)Başlarken
Yazar, kendinden zevk almaktan vazgeçemez. Üzerindeki ve yüzündeki sis bulutu, yaşamamış olmanın derin pişmanlığından olmalıdır diyen
"Güney Koreli, Filozof, Yazar"
Byung-Chul Han
Eğlence yaygınlaşıyor, yeni bir paradigma, yeni bir dünya ve varlık formülü olarak yükseliyor. Var olabilmek için, dünyaya ait olabilmek için eğlendirici olmak gerekiyor. Artık sadece eğlendirici olan hakiki ya da gerçek kabul ediliyor.
"“Hayatın pek çok zorluğunu dengelemek için cennet bize iki şey vermiştir: umut ve uyku.” Bu iki şeye Kant bir üçüncüyü, gülmeyi eklemekten yanadır.
(S:69)
Eğlencenin İyisi
Dili ağır zorlayıcı bır kitabı da okudum da, Küllüyatını tamamlamak adına
#Buyurun #OKUYUN derim yınede