Küçük Prens'e bu kaçıncı kez başlayışım bilmiyorum. Fakat her seferinde yeni bir maceraya başlamak için elimi ne zaman raflara uzatsam, O'nu bir kez daha incelemeden, sayfalarında bir kez daha dolaşmadan edemiyorum. Küçük Prensle yolculuk yapmanın verdiği mutluluk, büyüklere birşeyleri anlatmanın verdiği zorluk ve hayata karşı tek bir pencereden bakmamamız gerektiği gerçekle bir kez daha karşılaşıyorum. Sanki her kitabın sonunda açıp bir kez daha Küçük Prens okumalıymışım, O'na uğramadan gidemezmişim gibi geliyor. Kitabın en başında "Bu kitabı bir büyüğe ithaf ettiğim için çocuklardan özür dilerim." diyor ya yazar, ben de bu kitabı okumayı , onlardan daha çok sevdiğim için çocuklardan özür diliyorum...
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015236,1bin okunma
Kitaba başlarken biraz önyargı ile başladım fakat okudukça kitap beni bir kadının iç dünyasında olan duygusal değişimlere, acılarına ,sevinç ve beklentilerine yöneltti. Yazarın kalemi ve anlatım tekniğinde de kendimi buldum diyebilirim. Tavsiye ettiğim güzel bir kitaptır. Okumanız dileğiyle kitapla kalın
Öncelikle, kitaba başlarken Osman Pamukoğlu'nun askeri geçmişinden ve tarihi bir konu içerdiğinden dolayı dilinin ağır olacağını düşünenler olabilir. Aksine her yaşa hitap edebilen akıcı bir anlatımı var.
Kitap, okuyucuları Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Tarihi olayları, kişileri ve önemli siyasi gelişmeleri gözler önüne sererek dönemin ruhunu başarılı bir şekilde okuyucuya aktarıyor. Ayrıca, kitabın içerdiği duygu dolu anlatımı ve Kerkük türküleri de dikkat çekici.
Kırık Hayal Kerkük, 1927 yılının Ekim ayında Falih Rıfkı'nın köşke çağrılması ile başlıyor. Mustafa Kemal Paşa, Falih Rıfkı'dan gizli tutulması şartıyla Kerkük-Musul hakkında bir dosya hazırlamasını istiyor. Falih Rıfkı, 3 hafta içinde istenilen dosyayı hazırlıyor ve İsmet İnönü ile görüşülerek 5 kişiden oluşan birlik, Kerkük ve Musul'da Arap ve İngilizlerin yaptıklarını araştırmaya başlıyor. Aynı zamanda Türkmenlere direniş için eğitimler veriliyor. Kitabın sonunda Mustafa Kemal ile birlikte alınan kararlar Türk ordusunu bekleyen Türkmenler gibi beni de üzdü.
"Kerkük Türk'tür, Türk kalacak!"
“Sabah namazına kalkmak aşk işidir…
Hiçbir bâtıl din, her gün ama her gün, ortalık ışımaya başlarken, kurt kuş uykuda iken, insanı ayağa kaldırmaya cesaret edemez”
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû..
Hadsizce inceleme demek yerine naçizane yorumum, kitabın zatımda oluşturduğu hissiyatlar diyelim ;
Öncelikle gerçekten böyle güzel bir eser bitirdiğim için çok mutluyum. İsmet özel kalbimde çok başkaca bir yere sahip. Yıllar evvel okuduğum iki mısrası yetmişti o günden sonra ne bulabildiysem
Şimdi ufak sedirdeki yastıkların arasında yan yana oturuyorduk. Rahat etmesi için arkasına, kolunun altına bir iki yastık sıkıştırdım. Sonra çayını takdim ettim. Astragandan yumruk kadar ufacık manşonunu yanına bıraktı. Ben bir kuştüyü yastığa yaslanmış, bu zarif güzelliği seyrediyordum. Bir aralık yine kadehini uzatarak:
“Biraz tutar mısınız?”