Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her güne sen diye başlarken Sensizlikle yumuyorum gözlerimi Ne kavuşmak vardı fıtratımızda Ne de ayrı kalmak
Öykülerime başlarken, son bir sözüm daha var: Don Camillo'ya karşı tutumumdan alınan bir papaz çıkarsa, buyursun, elinde bulunan en büyük mumunu kafamda parçalasın. Eğer Peppone yüzünden bana içerleyen bir komünist çıkarsa, o da buyursun, orağıyla çekicini sırtımda paralasın. Yok ama; Hazreti İsa'nın konuşmalarına gücenen biri çıkarsa, işte o zaman elimden bir şey gelmez. Çünkü bu öykülerde konuşan Hazreti İsa değil, benim İsam, yani vicdanımın sesidir.
Reklam
236 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabı genel anlamda çok beğendim ben psikoloji konulu kitapları severim ama sıkıcı doktor ağzından monoton şekilde ilerleyen kitapları değil onlar bana çok sorunlu biriymişim hissi verir bu kitapsa tam yaşayan kişinin ağzından sıkılmadan çekinmeden ve yormadan hikayemsi bir şekilde basit bir dille anlatılmış yani panik atak yaşamasanız bile yaşayan birisiyle karşılaştığınızda empati kurabilmenizi sağlayacak bu bir doktor ağzından yazılmış bir kitap değil yazarda şunu söylüyor kitaba başlarken ben doktor değilim yaşadığım tecrübe ettiğim şeyleri yazdım bu bir minik el kitabıda diyebiliriz eğer çevrenizde böyle bir durum yaşayan yada böyle bir durumu merak eden birisi olursa bence okumalı panik atak geçiren birine iyi bir arkadaş oluyor. İş hayatımızda yaşadığım onca stres, panik, kaygı dolu anların sonucunda bunu ortaya koyarsak ve birilerine söylersek nasıl bir karşılık alırız korkusunuda açıkcası ortaya koyuyor ne iş yaparsak yapalım yada tercihimiz ne olursa olsun hep onay almak zorundamıyız yada on saniyelik gurur verici bir an için neden kendimizi çıkamayacağımızdan korktuğumuz bir çukurun içine atıyoruz bunu hiç düşündünüz mü işte tamda bunu düşündürüyor kitap bize. Aynı zamanda bunları yaşayan bir tek değilim hissi gerçekten insanı mutlu ediyor gün içinde kafamızda bizi derin çukurlara sürükleyen binlerce düşünceyle biraz daha iyi anlaşabiliriz bunu öğrenmiş oldum biz bir maraton koşucusu değiliz ama koşmayı deneyip sevebiliriz değil mi?
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Claire Eastham
Claire Eastham
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum GalibaClaire Eastham · Okuyan Us Yayınları · 202222 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Merhaba Kısa ve üzücü bir kitap seveni olduğu kadar sevmeyeni de vardır elbette.. Duyguları eleştirmeyeceğim , engel olunamayan hisleri eleştirmek doğru olur muydu ? elbette hayır İsimsiz bir anlatıcı var kitap ta ; evli ve yabancı bir adam ve ona aşık , ondan vazgeçemeyen , bir aşık kadın var.. Bu aşk tutkuya mı dönüştü yoksa saplantıya mı? Kitaba başlarken önyargı, hatta hak vermeme düşünceleri oluşuyor ; sonrasında kadın karakterin bu durunu kendisine itiraf ederken kendisi ile nasıl savaştığını ve kendini savunmadığını okuyunca bu sefer de kadın için üzülüyorsunuz Yazarın kalemi ile tanışmama vesile olan bu kitabı merak edenlere tavsiye ederim
Yalın Tutku
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20223,872 okunma
Müştak Serhazin- Nüzhet Hanım
Mor menekşe... Nüzhet'in vazgeçilmez menekşe tutkusu. "Öldüğümde mezarımın üzerine menekşeler ekin..." demişti. "Renk renk menekşeler." Hayır, öyle duygusal biri değildi. Melodramdan hoşlanmaz, arabesk muhabbetlerden nefret ederdi. Sahiden mezarının üzerinde menekşeler istiyordu. Üstelik bunu söylerken hiç kederli de değildi, son derece doğal bir tavırla söylemişti bu isteğini. O zaman saçma gelmişti. Taze bir mezar, toprağın üzerinde menekşeler, altında Nüzhet... Hayır! Öldüğüne inanmadığımdan değil, onun ölümüne inanmanın nasıl bir şey olduğunu bilmediğimden. Nüzhet ve ölüm asla bir arada düşünülemezdi. Yeryüzünde, hayatı ondan daha çok seven birini tanımamıştım. Bunu bildiğim için "Mezarıma menekşeler ekin," dediğinde en küçük bir elem kırıntısı bile düşmemişti içime. Ne elem, ne bir burukluk... Ama şimdi, hiçbir zaman ölmeyeceğini düşündüğüm kadının cesedinin ardında böyle durmuş, onun olmadığı bir dünyada hayatın nasıl olacağını anlamaya çalışıyordum. Yanağımda bir sıcaklık hissettim. Nemli sıcaklık derimin üzerinde ince bir sızı bırakarak, dudağıma kadar ulaştı. Gözyaşımın tuzu belli belirsiz ağzıma yayılmaya başlarken...
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başlarken;
hüznümü şafaklara gizlerdİm yasaklanmış sözcüklere sararak
Sorgulamalarım ve varoluş sancılarım yaklaşık iki yılımı aldı. Ilk zamanlar kimseye anlatamadım bile, çünkü sorgulamak günahtı. Kuran'ın ilk cümlesi "OKU" diye başlarken kim bize sorgulamayı yasaklamıştı?
ASK
Nedir bu"aşk" pek bilmem. Kitap gibi galiba. Baslarken heyecan veriyor. Kalbimde kelebekler uçuşturuyor. Nefesimi kesiyor. Acaba ilerde ne olacak diye düsündürüyor. Sonra birden canımı yakıyor. Bitecegini hatırlıyorum. Bitmeye başlıyor. Iz bırakıyor. Bitiyor. Sonra eski bir dost olarak kalıyor. Ask bu galiba.
" Yaşadıklarım sadece öznesi olduklarım değil; sokakta gördüklerim, sessizlikte duyduklarımdır." "Başlarken her şarkı güzel, her şeyi anlamlı, her yol kutsal." " Ayaklarını yerden kesen aşk sandalıyla bir denizi aşmak..."
Romanoku yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Hayata başlarken büyüklerimizden ilk duyduğumuz şey ninnilerdir. Bunlar ise “Bir varmış, bir yokmuş…“ Diye başlar. Tüm zamanların tecrübesi bu cümlenin içine sinmiş gibidir. Hayat gibi, zaman gibi, geride biraktigimiz her şey gibi. Hayat bir varmış, bir yokmuş gibi. Bu bir “Var mıyız, yok muyuz?“ sorgulamasını yaratan başlangıçtır.”
Sayfa 27 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Felsefenin insanlara yaşamaya başlarken de,ölüme doğru giderken de söyleyecekleri vardır...
" Öyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, aşk olsa gerek... " Cezmi ERSÖZ
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.