"Başlarken yalnızsın, bitirdiğinde daha da yalnız." Hasan Ali Toptaş
Felsefenin insanlara, yaşamaya başlarken de, ölüme doğru girerken de söyleyecekleri vardır.
Reklam
Allah Resülü (sav), Allah’ın adıyla başlamayan her işin hayırsız, bereketsiz ve sonuçsuz olduğunu söyler. Mademki “Bismillahirrahmanirrahim” şeklinde telaffuz ettiğimiz besmele müminin her işe başlarken söyleyeceği parolası konumundadır öyleyse bu sözün anlamı üzerinde her şeyden çok durmak gerekir. Zira bu söz, belki de hayatımızda en çok söylediğimiz ve söylememiz gereken sözdür. “Söylediğimiz sözler: manasını, maksadını, mahiyetini bilmediğimizde sıradan ve kuru ifadelere, sloganlara, anlamsız tekrarlara dönüşür.”
Hıristiyan Avrupa karanlıktan çıkarken, İslam dünyası karanlığa girdi
İslamiyerin yükseliş devresinde, her ne kadar bilim karşı­sında olumlu işlev gören bir döneme rastlıyorsak da, bilim karşıtı tutum tüm dinlerin tarihine egemen olacaktır. Bunun sonucu bilimsel gelişmelerin içine girdiği durgunluk, İslamiyetin, 10, 11. yüzyılları hariç 15. yüzyıla, Rönesans'a kadar sürecektir. Rönesans'la birlikte, Hıristiyan dünyasında bilimsel gelişme önündeki engeller parça parça geriletilmeye başlarken İslam dünyasındaki durgunluk, günümüze kadar devam edecektir. Çünkü, İslamiyetin egemen olduğu toplumların iç dinamiği, Hıristiyan toplumlarda olduğu gibi, dini engelleri geriletecek bir etkinlik gösterebilmekten uzak kalmıştır. Dinler, doğanın yorumlanması, anlaşılması ve ona hükmedilmesini amaçlamaz. Tam tersine bu "boş ve aldatın" dünyanın, Allah'ın emirleri doğrultusunda en iyi "kul" olarak geçirilmesi ve "öbür dünya"nın sözde cennetine hazırlanıl­ması şeklinde, insan bilincini körelten bir işlev görür. Bilimsel gelişme ise doğanın anlaşılmasını, ona hükmedilmesini, bu dünyanın yaşam potansiyelinin en iyi biçimde değerlendiril­ mesini ve öbür dünya masallarıyla avunmanın boşluğunu ortaya koyar. İşte; nesnel olarak her gelişmede dinsel dogmaları etkisizleştirme işlevi gördüğü ve daha da ötesi, kör inanç yerine her şeyin sorgulanması gereğini ortaya koyduğu içindir ki bilim, ama özellikle de onun felsefesi dinler tarafından hep engellenegelmiştir.
Depresif olduğunuzda canınız neden şeker çeker?
Önemli bir amino asit olan triptofandan -proteinin bir yapıtaşı- ve vücudun sürekli olarak serotonin yapmak için bu hammaddeye ihtiyaç duyduğundan bahsetmiştim. Bildiğimiz gibi düşük serotonin depresif olmayla ilişkilidir. Öyleyse güne başlarken hangi kahvaltı türü beyninizin serotonin seviyesini yükselterek ruh halinizi düzeltir? Yüksek proteinli ya da yüksek karbonhidratlı bir kahvaltı mı? Mantıken fazla proteinin çok amino asit anlamına geldiği ve triptofan gibi fazla amino asidin de daha fazla serotonin anlamına geleceği düşünülebilir. Ama bunun tersi doğrudur. Serotoninin beyindeki seviyesi ve protein değil karbonhidrat yedikten sonra yükselir, yemekte triptofan olmasa bile. Bu akla yatkın olmasa da bunun basit bir nedeni vardır. Serotonin üreten protein yapıtaşı triptofan, kandan beyne insülinle taşınır ve insülin yalnızca karbonhidrat yediğinizde salgılanır. Depresif olduğunuzda tatlı bir şeyler istiyorsanız ve bu sizi daha iyi hissettiriyorsa, muhtemelen serotonin seviyesini artırmak için insüline ihtiyaç duyduğunuzu farkında olmadan öğrenmişsinizdir.
Felsefenin insanlara, yaşamaya başlarken de, ölüme doğru giderken de söyleyecekleri vardır.
Sayfa 16
Reklam
Peki, ümit ettiklerimden kaçı gerçek oldu? Ve artık hayatımın üzerine akşamın gölgesi düşmeye başlarken o hızlı geçen bahar fırtınasının geride bıraktığı anılardan daha canlı, daha değerli neyim kaldı?
Sayfa 94 - KapraKitabı okuyor
Ortalama 12-17 yaşları arasındaki gençler dükkânda işe başlarken yedi yıl buradan ayrılmayacaklarını taahhüt eden bir anlaşma imzalıyorlardı. Bu sürenin sonunda çıraklar yetenek düzeylerini kanıtlamak için bir ustalık sınavından geçmek ya da bir ustalık yapıtı ortaya çıkarmak zorundaydılar. Bu sınavı geçince gezgin sınıfına yükseltiliyorlardı ve öğrendikleri işi yapabilecekleri yerlere gitmelerine izin veriliyordu.
Sayfa 90
Ölümden Ölmekten Değil korkumuz Daha güzel bir dünya Yaşanılır bir vatan Diye başlarken şarkımıza Vurulup kahpe tuzaklarda bir geyik gibi Düşmek boylu boyunca Cepte vergi makbuzumuz
Sayfa 42 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Başlarken her şarkı güzel, her şiir anlamlı, her yol kutsal,... "Geçmişin yorgun bedeni üzerine serilmiş tazecik topraktan filizlenen İKİ DAL..." "Umut ve tutkuyla beslenen sevgi,(si)..."
Romanoku yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Seviş benimle," dedim emir verircesine. Ağır gitme planından vazgeçerek bacaklarımın ara- sına yerleşti ve birden içime girdi. Duygularım bir fırtına gibi beni yutuyordu. Bu hiç bitmesin istiyordum. Yakında gidecekti ve dayanmanın zor olduğu günlerde bu anın hatı- rasına tutunmak zorunda kalacaktım. Bir zamanlar yaşadı- ğım bu hayata
Sayfa 145
Parmağını içeride dolaştırıyor ve özel bir baskı noktası bulup başta hafifçe sonra daha da ısrarcı bir şekilde vajinamdaki titreşime doğru bastırıyor. Başım dönmeye başlarken nefessiz kalıyorum ve bedenim daha önceki şehvet dalgaları ile sarsılmaya başlıyor
İki satırı bir araya getirsem üçüncüsünde şaşırıyorum. Yine de kabul et bu kırık nâmeyi. Hitabı Sen, imzası, "Ben'im ben" olsun. Başlarken'di, bir de biterken olsun.
Sayfa 108 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Başlarken her şarkı güzel, her şiir anlamlı, her yol kutsal.
Sayfa 9 - Romanoku YayınlarıKitabı okuyor
Jeremy uzanıp parmağını makatımdan içeri sokuyor ve kaslarımı gerip bu sıkılığın onu reddetmesini bekliyorum. Şaşırıyorum ama parmağını sanki bekliyormuşum gibi zevkle içime alıyorum. Ah Aman Tanrım, bunu başarabilmek için bana ne yaptı? Parmağını içeride dolaştırıyor ve özel bir baskı noktası bulup başta hafifçe sonra daha da ısrarcı bir şekilde vajinamdaki titreşime doğru bastırıyor. Başım dönmeye başlarken nefessiz kalıyorum ve bedenim daha önceki şehvet dalgaları ile sarsılmaya başlıyor. Sonuç hoşuna gitmiş olmalı ki, yüzümdeki şaşkın ifadeye yamuk bir sırıtışla karşılık veriyor.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.