Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çinli bir köylünün oğlu doğunca komşular babayı tebrik için bebeğin başına toplanmış. Hepsi sevinçle "ne iyi oldu" demişler. Oğlu doğan köylü bu taşkın memnuniyet sözlerine "daha belli değil" diyerek cevap vermiş. Çocuk yedi yaşına geldiği zaman ağaçtan düşmüş ve bacağını sakatlamış. Bunun üzerine yine köylüler başsağlığı dilemek için eve gelip çocuğun çevresini almışlar ve çok üzüntülü bir ifadeyle "ne kötü oldu" demişler. Oğlunun bacağı sakatlanan köylü komşularının taşkın memnuniyetsizlik sözlerine "daha belli değil" diyerek cevap vermiş. Yıllar sonra köye asker toplama memurları gelmiş. Sözünü ettiğimiz köylünün oğlunun ayağının sakat olduğunu fark edince, onu askerlikten muaf tutmuşlar. Bunun üzerine komşular gözün aydın demek için tekrar köylünün evine doluşmuş, gencin askere alınmayışına çok sevinerek babasına "ne iyi oldu" demişler. Sakat bacaklı gencin babası önceki cevabını tekrarlamış: "Daha belli değil."
Başsağlığı şiiri
Ölümün sonsuzluğunu ömür diledi bize Kederi kirpiklerinde düğümlü o yaşlı kadın "İnsan bir güldür -dedi- hükmü bir mevsim Tanrı toprağının yaşını size versin."
Sayfa 17 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2012
Reklam
Efendimizi tanımadan kendimizce bir Hz. Peygamber portresi çizmek fevkalâde yanlıştır. Âlim bir zât bir başsağlığı ziyâreti vesîlesiyle Karadeniz'in bir beldesine gidiyor. Orada söz Hz. Peygamber'e geliyor. Âlim zât Efendimizin zevceleriyle münâsebetini anlatıyor, bu konudaki hassasiyet ve inceliğine dikkat çekiyor. Tam o sırada biri kızarak yerinden kalkıp gidiyor. "Niçin bu kadar kızdın?" diye soruyorlar. "Efendim" diyor, "Ne hakla Efendimizi kılıbık biri şeklinde târif edersiniz?" Adam kadınlara karşı kabalığını din zannediyor. Efendimizin bu husustaki inceliğinden rahatsız oluyor. Çünkü bilmiyor. Kâinatın Efendisi Hazret-i Resûlullah'ı bilmeden tanıyamayız. Tanımadan O'ndan örnek alma seviyesine yükselemeyiz.
Bir uygulama üstünden tanışmışlardı belli ki, ilk defa yüz yüze görüşüyorlardı. Başta adını koyamadığım bir tuhaflık hissettim dinlediğim sohbette. Sonra aslında sohbet filan etmediklerini farkettim. Sarışın olan on dakika kadar kendinden bahsediyor, sonra da koyu saçlı olan on dakika kendinden bahsediyordu. Böyle nöbetleşe konuşuyor,birbirlerinin sözünü kesiyorlárdı. Yanlarındaki masada iki saat oturdum; birbirlerine tek bir soru bile sorduklarını duymadim. Bir noktada koyu saçlı adam bir ay önce erkek kardeşinin öldüğünü söyledi. Sarışın olan üstünkörü bir başsağlığı bile dilemedi: Yine kendinden bahsetmeye koyuldu. Sırf Facebook sayfalarındaki durum güncellemelerini sırayla birbirlerine okumak için buluşmuş olsalardı bunda hiç farklı olmazdı, diye düşündüm.
Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Reklam
Cenaze Töreni: Tercüman, Cumhuriyet ve Yeni Asya gazetelerinin 13 Aralık 1975 tarihli sayılarında "Nihal Atsız Bugün Toprağa Veriliyor" başlıklı haberler vardır. Atsız'ın vefatını herkes duymuş, cenazesinin 13 Aralık'ta kaldırılacağını herkes öğrenmiştir. Atsız, Reşide Sançar'a "Kimseye haber vermeyin. Birkaç kişiyle
17.12.1975 tarihli Cumhuriyet gazetesinde de ailenin teşekkürü yer alır: "Nihal Atsız'ın ölümü dolayısıyla bizzat gelerek, telefonla ve telgrafla başsağlığı dileyenlere, başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere bütün yakınlarına ve sevenlerine, ayrıca ölümünden sonraki yardımları için Zeynep Kâmil Hastanesi yöneticilerine ve personeline en derin ve içten teşekkürlerimizi sunarız." "Eşi: Bedriye Atsız" "Oğulları: Yağmur ve Buğra Atsız".
#cuff
İnsanlığın ölümüyle ülkemiz,boşluğu doldurulması mümkün olmayan bir değerini kaybetmiştir. Gazetemiz,insanlığın yakınlarına başsağlığı ve sonsuz sabırlar diler.
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
988 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.