Oktay Baştürk

Çevresi ondan genellikle <iyi insan> diye söz ederse de, bu özelliği dışındaki kişiliğini tanımlayabilmekte güçlük çeker. Çoğu geçmişin uslu çocukları olan bu kişiler, çevrelerine sevgi karşılığı <rüşvet> dağıtırken, kendi kişiliklerinden vazgeçmiş olmanın yarattığı düşmanlık duygularını da sürekli baskı altında tutmak zorunda kalır ve kendilerine yabancılaşırlar.
Reklam
Kadercilik ve uyuşukluk, çevreyle başedememenin doğal sonuçlarıdır. Deneysel olarak aşırı yüklemeye maruz bırakılan bir kobay da sonunda sessizce bir köşeye çekilir ve ayaklarını ağzına götürerek amaçsızca çiğner.
Arzu oradaydı; asıl gerekli olan şey baskıları ortadan kaldırarak arzuyu bilince ulaştırıp en nihayetinde hastanın arzusunu gerçekliğine uygun bir şekilde gidermesine yardımcı olmaktı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uygarlık denen olgu, bizleri, öttükleri için güneşin doğduğunu sanan horozlarla dolu bir alana getirdi.
Çalışkan ve üretken insanın içinde her zaman koca bir tembel vardır ve bence önemli olan bu ikisinin birbiriyle uzlaşıp, çatışmadan birlikte var olabilmeleri. Tembelin egemen olduğu zamanlarda kendini suçlu hissetmeyen insan, kendi zamanının akışı içinde saati geldiğinde, çalışkan ve üretken yanıyla zaten yeniden buluşacaktır. “Yapmam lazım”ın yerine “yapmak istiyorum”u koyabildiğimizde, “yapmam lazım”ın insana yaşattığı, “kendine karşı işlenmiş varoluşsal suç”un gerilimi söner, “yapmak” yerini “olmaya” bırakır. Ancak, günümüz dünyasında pek çok insan, üst sistemlerin şartlandırmarı ve beklentileri sonucu, yaparak varolabileceği yanılgısını yaşamakta. Olabildiğimiz zaman zaten yapabileceğimizi bilmenin hafifliğini yaşayamadan, tanıyamadan.
Reklam
Reklam
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.