Bir sabah durakta, İngilizce bilen genç, samimi bir adamla birlikte otobüs bekliyordum. Köyde çalıştığını söyledi. Ne üzerine çalıştığını sordum, "Ankara Üniversitesi'ndenim, araştırma yapıyorum, " diye karşılık verdi. İşte tam bana göre ilginç bir şey var diye düşündüm. "Ne hakkında?" İngilizce verdiği cevabın Türkçesi şöyle bir şeye denk geliyor: "Ben yapıyor araştırma penis balı hakkında." Penis balı mı, vay anasını, işte malum egitimimde bir boşluk daha! "Biliyorsunuz penisin balını, değil mi?" diye bir defa daha yokladı. "Ooo, tabi, tabi," dedim dünyevi olan her şeye vakıfmışım edasıyla. "Türkiye'nin bu bölge penis balı meşhur çok," diye devam etti. Gereksiz gevezelik etmemek için "Tabi ki, tabi ki," diye tekrarlayabildim. Böyle bir şey olamaz diye düşündüm; ya ben aklımı kaçırıyordum, ya da o zaten kaçığın tekiydi. Tanrı'ya şükür otobüs görünmüştü, ama rampadan aşağı inip durağa kadar gelmesi sanki yıllar sürdü. Buna daha fazla dayanamacaktım. Otobüs durduğunda hemen basamağa yönelince arkamdan "Tabi aslında sadece penis değil..." dedi. "Tanrım beni kurtar!" diye dua ediyordum içimden, devam etti. "Penis Brutia balı..." Kendimi bir koltuğa atarken birden bütünüyle aydınlanmıştım. Genç adam penis derken aslında, "pinus"u kastediyordu; çamın latincesini yani. "Pinus Brutia" da meşhur kızılçam oluyor...
Çin'in Sung Dönemi'nin başarılarını sürdürerek dinamik ve ilerici bir toplum yaratmamasının nedenlerine bakılmalıdır. Matbaacılığa rağmen kitleleri 20. yüzyıla kadar okuryazar değildi. İmparatorluğun büyük kentleri nüfuslarına ve ticari canlılıklarına rağmen ne insanlara ve fikirlere sığınak sağlayan Avrupa kentlerinin özgürlük ve
Sayfa 216 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Reklam
Oğuzcum 14.bölümü noktalama işaretleri koymadan yazmış tam 76 sayfa
Ölü mevsimin mort sezonuna rastladınız beni daha önce görseydiniz daha önceleri neredeydiniz neden bana gülmeden cesaret verdiniz gülseydiniz dağılırdı derdiniz bilseniz ne rahat ederdiniz gülerdim tamam oldu artık size sen diye hitap edebilirim yorulmak bilmezdi gücünün son noktasına gelinceye kadar durmazdı vatandaşlarıma benzemiyorum kendimi
Sayfa 473 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Gözlerimi kapattım. Onu hayal ettim, oysa çok garip bir sey oldu. Onu Norveç'te, Kuzey Işıkları'nda ya da dünyanın bir başka yerinde hayal edemedim. Burada, odamda hayal ettim. Yanımda. Yatağımda oturuyoruz. Eli elimde, başı başıma yaslanmış. Ege benim yanımda. Bu hayalden çok öte artık. Sakalını kaşıyor, gülüyor. Sesini duyuyorum. Hani o bana dedi ya, "Seni o trene bindireceğim.' diye. O beni o trene bindiremedi, ama ben onu yanı başıma getirdim... İnanın bana, birinin yanınızda olmasına ne kadar ihtiyacıız varsa onu yanınızda o kadar kolay hayal ediyordunuz. Bunu siz de çok iyi bilirsiniz, çünkü ben hepinizin hayallerini biliyorum... Hiçbiriniz o hayallerde yalnız değilsiniz. Ve hayal ettikçe gerçekte de yalnız olmayacaksınız. Çünkü ben, șimdi Ege'yi yanımda hayal edip bunu bir kere tattım ya, artık kararlıyım. Bir gün o trene bineceğim, o şehre gideceğim...
Geleceğimizde İslam Var'dan Alıntılar - 34
Beşeri aşkın bu ilâhi anlamı, İslâm şiirini dünya edebiyatının en yüksek zirvelerinden biri yapan ve (İbn Sina ile süfilere pek çok şey borçlu olan) Maitre Eckhart'tan (İspanya'daki Salamanca Üniversitesi'nde süfilerin eserlerini Latince tercümelerinden okuma fırsatı bulan) Aziz Jean de la Croix'ya (Jan dö la Kruva) varıncaya
Şu an okuduğum kitap :))
"Bu arada elime geçen hemen her şeyi okuyordum; Ortaçağ halk öykülerinden tutun da Barbusse'ün Ateş'i ya da Erich Maria Remarque'ın Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok gibi yapıtlarına varıncaya dek her şeyi."
Sayfa 20 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 621 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.