Demek oluyor ki uzmanların tanıdığı insan somut ve gerçek insan değildir o sadece bir şemadır ve bu şemada her ilim tekniğinin oluşturduğu ayrı ayrı şemalardan meydana getirilmiştir bu şema aynı zamanda anatomisi parçaladıkları bir kadavra psikologların ve manevi hayata hakim olanların inceledikleri bir şuur ve iç gözlemin her birimize sırlarını açıkladığı bir şahsiyettir o dokuları ve vücudun sıvılarını meydana getiren kimyasal esaslar toplamıdır fizyolojistlerin birleşim kanunlarını incelediği besleyici sıvalarla dokuların halikülade bir toplamadır o şuur ve organların da bir toplamıdır ki zaman içinde uzanıp gider ve sağlıkçılarla eğitimciler onu iyi bir gelişmeye sevk etmek için çalışırlar o bir homo economiustur ki esiri olduğu makinelerin tüketmek zorundadır o aynı zamanda bir şair bir kahraman ve bir velidir o yalnız bilginlerin özel tekniklerle tahlil ettiği son derece ve harikulade kompleks bir varlık değil aynı zamanda insanlık eğilimlerinin arazilerinin arzularının bir toplamıdır.
Sayfa 41 - Ketebe yayınlarıKitabı okuyor
İşte gerek Batı'da ve gerek Doğu'da bulunmayan ve ilerdeki insanlık medeniyetinin temelini teşkil edecek olan ana unsur, medeniyetlerin ana unsuru olan unsur, temel, çekirdek unsur, islâmda vardır. O, nedir? O, bizim medeniyetimizin temel taşı olan, erdemdir (fazilettir), hakikattır. Yani biz hegemonya dâvasında değiliz. İnsanlığı tutsak yapalım ve hepsine tahakküm edelim, hepsine biz hakim olalım, bizim çıkarlarımız hepsinin çıkarlarının üstünde olsun gibi bir niyet sahibi değiliz. Peki islâm medeniyetinde fetihler yok mu? Vardır, ama bu fetihler istilâ amaçlı değildir. Her yere adaleti götürmek, fazileti götürmek, Allah'ın varlığının bilincini götürmek ve Allah'tan başkasına tapmama, Allah'tan başkasının önünde eğilmeme şuurunu, inancını ve idealini götürmektir asıl amaç. Bu sebeple, islâm devletleri de fetihler yapmıştır. Fetih kelimesi farkı anlatmaya yeterlidir. Zapt değil fetih. Fetih demek, açmak demektir. Neyi açıyorsun? Aydınlığa açıyorsun ülkeleri. Karanlıklardan kurtarıyorsun oraları.
Reklam
Sizce, insanlık tarihinin merkezinde yer alan coğrafyaya bugün neden "Ortadoğu" diyoruz? Japonya, hangi coğrafi tasnife göre "Uzakdoğu" kabul ediliyor? Tersinden düşünecek olursak mesela Amerika'ya niçin "Uzakbatı" demiyoruz?
TEK DİŞİ KALMIŞ BATI ÇETESİNİN TEK DİŞİ DE İBRETLİK BİR ŞEKİLDE KIRILDI Suçüstü yakalamak için suç işlemeleri adına süre ve olanak verildi onlara. Gözleri dönmüştü güç hayranlığı ile kör olan duyunçları sayesinde. Ne hukuk tanıyor, ne ahlak, ne insanlık ne de adalet tanımıyorlardı. Gök Tanrı süre dolduğunda planını devreye soktu. Mehmet
Batı’nın yüzleri..
Elbette Batı, biz Müslümanlara daima güzel insanlık idealleriyle gelmemiştir. Aksine, çoğu zaman sömürgecilik, işgal, yağma ve boyunduruk altına alma gibi insanlık dışı eylemlerle de gelmiştir. Problemin bir yönü elbette budur. Bir silahın namlusunun ucunda sunulan değerleri beğenip kabul etmeniz elbette çok güçtür. Ve Batılı güçler dar çıkarlarına hizmet eden emperyalizmleriyle, savunuyor gibi göründükleri yüksek insanlık değerlerine defalarca ihanet etmişlerdir. Bu yönüyle Batı’nın ikiyüzlülük tarihini ne kadar eleştirsek azdır.
İnsanlık, sonu nereye varacağı belli olmayan bir çıkmaz sokağa doğru sürükleniyor hızla. İnsanlığın geleceği de eşcinsel sapkınlık biçimlerinin her yerde propaganda edilmesiyle birlikte insan türünün geleceği de tehlikeye girdi. Batı uygarlığının varlığa ve insanlığa yaptığı bu çok yönlü ontolojik saldırıya karşı sadece İslâm direniyor; İslâm'ı dönüştüremedi Batılılar. İslâm dünyasını köleleştirdiler ama İslâm'ı protestanlaştıracak kadar İslâm'a diz çöktüremediler. Bütün dinleri asliyetinden, hüviyetinden ve tarihten (yaşayan varlık olmaktan) uzaklaştırdılar ama aynı şeyi İslâm'a yapamadılar.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.