Batın

"İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır. ".
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Kişilik sayın bayım, en önemlisi budur işte..İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır..Çünkü herşey onun üzerine inşa ediliyor..
Tıpkı gözlerinin rengine benzeyen bir ruhu vardı..

Reader Follow Recommendations

See All
Dünyada eş yüzler olduğu gibi, eş ruhlar da vardır. Bunlar diğer ruhların kalabalığı arasında mütemadiyen birbirini ararlar. Yaştan münezzeh oldukları için yılların açtığı mesafe buluşmalarına mani değildir..
Sayfa 136Kitabı okudu
Belki namuslu bir insansın, ama namuslu bir insanım diye övünülür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir? Hatta temiz bir insan...
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Hikayemiz tek bir hikaye. Bütün romanlar bütün şiirler, içimizdeki hiç bitmeyen iyi kötü çekişmesi temeli üzerine kuruludur. Ayrıca bana öyle geliyor ki kötülük hiç durmadan yeniden canlanıyor.Oysa iyilik, erdem ölümsüzdür. Kötülüğün hep yeni, taptaze bir çehresi vardır, erdem dünyadaki herşeyden köklü ve saygındır...
Sayfa 455Kitabı okudu
"Onun gözlerinde kederle sevinç bir aradadır. Bir tuhaftır yüzü. Dünyada hiçbir göz onun gözü gibi insana candan, yürekten, okşayarak insanı sevgi ışığına sararak bakamaz." ...
"O çiçek yüzlü bir bahara benziyordu,her dalında başka renk, başka biçim çiçekler açan ulu bir bahar ağacına.."
"İnsanlığım lekeneceğine beni öldürün. İnsanların insanlara güveni kalmayacağına, bu dünyada güvenilir bir insanın bile olmayacağına insanların inanması, insanlığın ölümü demektir.Ben buna sebep olacaksam, ölmem daha iyidir... "
" İyi kimseler zulme karşı savaştadır. Dünya kurulduğundan bu yana güzel dünya savaştadır, kötü dünyaya karşı, çirkin dünyaya karşı. Hergün başka bir gün doğuyor, her gün yeni yıldızlar döşeniyor gökyüzüne, diyordu Dursun dede. Her doğan gün, her gece gökyüzüne yeniden döşenen yıldızlar savaştadır. Her sabah yeni çiçekler açıyor, dünkünden daha güzel. Yeni bebeler doğuyor, her gün, her gün eskisinden daha sağlıklı. Dünya her gün, her gün güneş doğarken deri değiştiriyor, yepyeni terü taze oluyor. İnsan, her insan eğer insansa, her gün, her gün tanyerleri ışırken yeniden doğuyor. Toprağa düşen her tohum, toprağı yaran her filiz yenidir. Gökyüzü her ışıyışında yeniden kuruluyor,dünya yeniden kuruluyor her tan atışında, tohum yepyeni uçuyor, su yepyeni akıyor, ışık yepyeni akıyor. İnsan yüreği yepyeni atıyor. Çiçek saygıya duruyor, yürek sevgiye duruyor, şıplayıp gelen ışık sevgiye duruyor. Ölüm yok, diyordu Dursun dede... İnsana ölüm yok. İnsan muhabbete, insan sevgiye doğuyor. İnsan sevgiye doğmuyorsa insan olamazdı, o zaman ölürdü işte... İnsan insana doğuyor."
Reklam
"İyilik de kötülükte içimizde, bizimle beraber doğdu, bizimle birlikte yok olacak. Önemli olan yaşarken neyi seçtiğin, hem cennet ödülü ya da cehennem cezası olmadan. Hem ölüp gideceğini bile bile. Perdenin ötesi diye bir yer olmadığının farkında olarak. Üstelik senden sonra gelecekleri hiç kıskanmadan, üstelik biz görmesek de onlar mutlu olsun diye çabalayarak. Benim payıma düşen de buymuş, teşekkürler hayat diyerek. Bence bütün yaşamak bu kadar basit, aynı zamanda bu kadar güzel, bu kadar heyecan verici. Bütün mesele sahiden alçak gönüllü olabilmekte. "
Sayfa 599Kitabı okudu
"Çünkü her varoluşun bir gerçeği vardır. Çoğu zaman mesele Tanrının ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı. Alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi."
"Her şeyin zamanı ve gök altında olan her işin vakti vardır. Doğmanın vakti, ölmenin vakti, aramanın, bulmanın, yitirmenin vakti vardır. Allah yükleyecek, biz taşıyacağız!"
"Ey oğul! Saygılı ol ki saygı göresin! Sözün dolusunu söyle ki dinletebilesin! Bundan böyle sana şarap içmek, kemik atarak kumar oynamak yoktur. Gammazlık, kasıntı, karalamak yoktur. Kıskanmayacaksın, kin tutmayacaksın, zulmetmeyeceksin! Yalan söylemek, sözden dönmek, namusa kötü bakmak gayet ayıptır ve de yoktur. Ellerin günahını görmezden geleceksin! Pintilik yoktur, hele hızsızlığı akla getirmek bile yoktur. Kuşanacağın kuşağın onurunu bil! Kılıç erliğine soyunmaktasın. 'Ali' den üstün yiğit ve de Zülfikardan üstün kılıç olmaz! denilmiştir. Çabala ki bu basamaklara yanaşabilesin! Kalk bakalım!"
"İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan yada yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini."
Eylül’dü. İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin, Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun. Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde. Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman. En çok sesini aradım. Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ. Gözlerini sildi zaman.. Dedim ya… Eylül’dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin. CEMAL SÜREYYA
Reklam
"Bülbül, güle o kadar aşıkmış ki, onun solup çürüyeceğini bildiğinden feryat figan eder, acı acı öter, en gözel şarkılarını ona söylermiş.Gül goncası da sabahlara kadar uyumadan, aşkı için niyaz eden, yalvaran bülbül nağmelerini duyduğu için tan yeri ağarırken açıp, gül oluverirmiş.Amma her aşkın çilesi vardır. Mutlaka vardır. Gül pek gözeldir, velakin diken doludur.Dikenler de bülbülün kalbine batar, onu kanatır durur.Bu hep bööle bööledir kızım iyi bilesin."
"Kalp ehli insana bakar, surete değil.Özü görür, kabuğu değil.Ayrım yapmaz,kem bakmaz, gıybet etmez. İnsan eşref-i mahlukat.Farklılılar sadece dışarıda;giysiler, pasaportlar.Ama yürek hep aynı. Her yerde."
Sayfa 305Kitabı okudu