544 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 29 days
VAHŞİ ANNEYLE KONUŞTUM
Orta yaşa geldim sanırım.Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını bu kadar geç bir sürede okumuş olmanın üzüntüsünü hissediyorum.Bilmediğim, adını koymamış olduğum bir boşluk varmış hayatımda.Okumasaydım, eksik kalırdım.Bence tüm kadınlar bu kitabı okumalı.Çünkü hepimiz hayat yolculuğumuzda çeşitli dönemlerden geçiyoruz.Durmadan değişip
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217.9k okunma
Hepimizin de bildiği gibi, insanlarla anlaşmanın ve meseleleri çözmenin anahtarı iletişimdir, değil mi? Hepimiz, "Neden bu konuyu konuşmuyoruz?" deriz. "Konuştuğumuz sürece, bir ümit vardır," diye düşünürüz. Meselenin, eşinizle, patronunuzla, müşterinizle, ev sahibinizle,meslektaşınızla ya da çocuğunuzla ilgili olup olmaması hiç önemli değildir. İnsanlar, karşılarındakini dinleyip her şeyi açıkca, dürüstçe açıkladıkları sürece, her meselenin çözülece­ğine inanırlar. Buna bel bağlamayın.Gerçek hislerinizi, samimi fikirlerinizi ve gerçek niyetinizi açıklamak, sizi insanlarla her zaman için yakınlaştırmaz.Genellikle, tersi olur. Fakat, birbirinizi daha iyi anlayarak, daha olumlu adımlar atabilirsiniz. Konuşmanın başarılı olup olmayacağını ya da geri tepip tepmeyeceğini ne belirler? Strateji. Kitabımızın konusu da, strateji.
Reklam
İçimdeki geleceğe dair ümidimin kadayıf gibi tel tel dağılması yüreğimi üşütüyor. Tarihi şahsiyetlerle övünmenin sadakası geleceğe, öğündüğün tarihine ve şahsiyetine ne derece layık olduğun ile ilişkilidir. Lafla peynir gemisi yürütmek sanırım sadece bize özgü olsa gerek. Ne garip bir hal aldı bu millet. Engin Altan Düzyatan’ı Ertuğrul Gazi sanan, Halit Ergenç'i Kanuni zanneden, Arka Sokaklarda oynayan kişilerin polis olduğunu düşünen kitlenin A Haber izleyip ülkeyi 'Süper Güç' olarak görmelerine kesinlikle şaşırmıyorum. Sadece çok üzülüyorum... Ve maalesef hepimiz aynı gemideyiz batıyoruz ama umurunuzda değil.... //fvzbzkrt089620//
Biraz uzun ama okunmaya değer
YARISI OLMAYAN ADAM -YILBAŞI ÇAVUŞ Yazar: Ragıp Karadayı NOT: Merhume Ayşe GÖNEN Hanımefendinin yaşamış olduğu hatıradan hikâyeleştirilmiştir… *** Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği küçük ve şirin kazamızda huzur ve saadetle yaşayan, hâli vakti yerinde zengin bir aile sayılırdık. Memleketimiz; yedi düvele karşı mücadele ettiği büyük
"Batıyoruz. Hakkımızda hüküm verildiğini bilmemiz bi­le, öfkeye kapılmamıza yolaçıyor ve bu öfke bizi daha çok suç or­taklığına batırıyor: "Amerika'nın hiç bir şey söylemeye hakkı yok. Onların karaderililere yaptıklarını, biz de yapacak olsak!.." Doğru, Amerika'nın herhangi bir şey söylemeye hakkı yok. Sömürgeye sa­hip olmayan İsveç'in de. Hiç kimsenin bir şey söylemeye hakkı yok: bir şeyler söylemek görevi bize düşüyor. Oysa hiç bir şey söy­lemiyoruz. Bildiklerini her gün, ya da her hafta aktaran dürüst, yü­rekli haberciler var: bunların işini bitirmek, ya da hapisaneyi boyla­malarını sağlamak istiyorlar, böylece dinleyenler çoğalmamış ola­cak."
'İnsanlık yaptığı suçtan dolayı cennetten kovuldu. Şimdi tembelliği yüzünden geri dönemiyor,' diyordu bir dost. Bizler, hepimiz bataklıktan çıkmak için çabalayan insan türüyüz. Kendimizi kurtaralım derken daha çok dibe batıyoruz. Oysa yardım edip en yakınımızdakini dışarıya çıkarsak, o bizi orada bırakıp kaçmasa, elini uzatsa, hepimiz bataklıktan dışarıya çıksak. İşte o zaman tembelliğimizin, egomuzun üzerinde zafer kazanabiliriz. O zaman Tanrı kollarını açarak 'Hoş geldiniz cennete!' diye bizi karşılar.
Sayfa 66 - Cinius Yayınları
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.