Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kafi derecede güneş gördüm peşpeşe gün batımında solup gitti benim batmayan güneşim! ne yazık ki, güneyde! soldu
Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek
"O gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş; Birden, dağın sırtında atlılar belirecek. Atlılar put şehrine gediklerden girecek; Bir şehir ki, orada insan ayak üstü leş. Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş; Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek. Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş. Fertle toplum arası kalkacak artık güreş; Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek. Gökler iki şakkolmuş haberi bildirecek. Müjdeler olsun size; doğdu batmayan güneş!" N.F.K.
Reklam
Gün benim, batmayan güneş benimdir Sabır, kırılmayan merdivenimdir...
·
Puan vermedi
Ümeyyeoğulları, haramı helal saymadan, hiçbir din bağını çözmeden işi bırakmamışlar. Zulümlerine uğramayan bir ev, çadır, ova, yurt kalmamış. ''Allah'ım, onları sapıklıklarından kurtar, hidâyete ulaştır; böylece de bilmeyen, hakkı tanısın, sapıklıkta direnen, ondan vazgeçip ayrılsın.'' Hz. Ali, bir hutbelerinde
Nehcül Belaga
Nehcül BelagaAbdülbaki Gölpınarlı · Der Yayınları · 1990101 okunma
Bir defa en güzel, en iyi ve en doğru gerçekle yüz yüze gelen ve susuzluğunu orada dinlendiren büyük insanın gözüne, diline, eline bu ideal ve gaye olanın zevki tattırılınca bu insan, ayağı toprağa geldiği ve kendini bu gerçekle şuurlu bir şekilde temas kuramamış olan kütlenin içinde bulduğu zaman, başına iki çile birden sarılmış oluyor. Hem görüp yaşadığı o kemal âleminin hasretini çekmek, hem de insanlarla ilişiğini kesmediği, kesemediği için, o ideale ve kemale doğru yol alırken, onları da beraber götürebilmek... Bu büyük bir iş. Şüphesiz ki öyle! Ve bu büyük işi ancak insanlık tarihinde zaman zaman göze çarpan, kâh sürtünüp geçtiğimiz, kâh varlığından şuurlu bir şekilde haberdar bile olamadığımız mustarip yıldızlar başarabiliyor.
O gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş; Birden, dağın sırtında atlılar belirecek. Atlılar put şehrine gediklerden girecek; Bir şehir ki, orada insan ayak üstü leş. Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş; Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek. Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş. Fertle toplum arası kalkacak artık güreş; Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek. Gökler iki şakkolmuş haberi bildirecek. Müjdeler olsun size; doğdu batmayan güneş! Necip FAZIL KISAKÜREK
Reklam
|| •Batmayan Gün, Sâmiha Ayverdi
Bir saray, güzel bir kâşane; yalnız müzeyyen ve muhteşem kısımlardan mı ibarettir? Onun içinde izbesi, kömürlüğü, helası ve her türlü süfli kısımlar da vardır. Eğer bütün bunlar olmazsa o bina tam ve işe yarar mahiyette olabilir mi? Demek ki pis ve fena görülen şeyler de iyi ve faydalıymış. Bir ev için bir billur bardak ne kadar lazımsa çöp tenekesi, yerleri silen bir paçavra da o kadar lazımdır. Fakat birliğe yetişemeyen göz bunu böyle göremez ve bu manayı idrak edemez. Halbuki dünyanın kıvamı zıtlarla muhafaza olur.
Sayfa 144Kitabı okudu
"Şahsi kanatlarında çıkan netice şudur ki insanın kendi varlığı ve benliği ilahi varlık ve benlikte erimedikçe rûhî tekâmülü bulmak mümkün değil " |Sâmiha Ayverdi
Can çekişmek nedir, bilir misin İrfan? Can çekişmek, aşka kavuşamamaktır. "Aşka sâhib olan ölmez mi?" dersen, ölen hayvandır; aşk ölmez!
Herhangi bir güzeli , saçı ağaracak , yüzü buruşacak , beli bükülecek diye sevmemek mi îcap eder ?
Sayfa 285 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Asıl insan bilgi ve görgüdür.
Sayfa 281 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Mânâ zevki ile alış verişi ,herhangi bir meslekle bağdaştırmak müşkül değildir.Öyle kuşlar vardır ki, havada uçarken avını yakalar .Bunlar nafakalarını başka bir işle meşgulken topladıkları gibi ,hayâtın îcapları ile haşır neşir olmuş nice kimselerin de,bu meşgaleleri arasında mânevî gıdâlarını ele getirmemelerine şaşmamalıdır.
Sayfa 281 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Gayb ,bir kimsenin mukadderâtını ,o kimsenin filleri ve niyetleri üzerine hazırlar .İyilik olsun ,kötülük olsun ,yaptığımız işlerin elimize gelen faturasından başka bir şey değildir.Hâliniz ne ise ,bu hâlinizin müşterisi siz kendiniz olmuşsunuzdur .Yoksa gaybın zulmüne hükmetmemelidir.
Sayfa 255 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Meselâ bâzı vâhşi kabîleler vardır ki deri ile,yaprakla,örtünürler ,barınmak için de ağaç kavuklarına,mağaralara girerler .Halbuki ,medeni kimseler için mevsimine göre elbiseler ,kunduralar mesken olarak da köşkler ,konaklar,şatolar vardır.Aradaki bu yaşayış farkına rağmen ,insan hep o insan ..Fakat bir elbise ile bir yaprak ,bir ağaç kavuğu ile bir kâşâne bir midir? İşte Feylesofun cüz'î olan akıl ile kâmil insanın küllî aklı arasındaki huzur farkı da bunun gibidir.
Sayfa 193 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Medine sanki mücerret ruhların karargahıdır.
Sayfa 197 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.