Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben diyorum bayram haftası, o diyor mangal tahtası.
Gerçek cömert, kendisine dönecek bir karşılık olmasa da insanlara faydalı olandır. Aslında veren el olabilmek bir lütuf olduğu kadar, vermeyi sırf Allah rızası için yapabilmek de Allah'ın kuluna büyük bir lütfudur.
Reklam
İnsanların birbirlerini kolayca ve çabucak yargıladığı, kimsenin kimseye ayıracak vaktinin olmadığı, gözlerin sadece bayram etmek için baktığı,dünyanın bir körler ülkesine dönüştüğü, acının ve sevginin pazarlandığı zamanlarda yaşadığını fark etmek,hangi yaşta olursa olsun, yaşlanmaya başlamaktır
:D
"...İşçi: Parayı ödemezsen bil ki tüm haklarım saklı Öyle bir haklı fesih yaparım ki alırım sendeki aklı Patron: Bilmem artık fesih geçerli mi haklı mı Para bende tutarım avukatı, o korur aklımı
Sayfa 230 - Seçkin
Allah'ı tanıyanlar için ateş bir azaptır Allah'ı bilen kişiler de ateşe azap verirler
Reklam
( Gurur kibir gösteriş gibi) Nefise arzulardan ve bir dahakilerden arındırılmış Salih ameller.
" Farz Allah'ı sohbet etmektir. Sünnet ise dünyayı terk etmektir."
" insanların helakı iki şeydendir Allah'a minnet etmemek ve insanlara hürmetsizliktendir."
Reklam
Insanların içinde Allah'a en yakın olan en fazla halkın yükünü çeken ve huyu güzel olandır
"Bize yakın olan bizden uzaktır. Bize uzak olan ise bize yakındır." Yani bize yakındır ama münkirdir. Bizden uzaktır ama bizi sevenlerdendir.
"O istiyordu ki her şey tam bir sessizlik içine gömülüp kalsın, hiç kıpırdamasın; ben de her şey bir bayram coşkunluğu içinde pırıl pırıl olsun, oynasın, zıplasın istiyordum."
Edep, Nezâket ve Terbiye
Osmanlılar'ın edep, nezaket ve terbiye husūsunda kaydettikleri seviye, hiçbir milletle käbil-i kıyas değildir. Onların muâşeret ādâbı, misli görülmemiş bir mükemmellik ve incelik arz eder. Bunlar, millet ve mez- hep ayrımı yapılmaksızın bütün insanlara karşı aynen riayet edilen rühi ve vicdanî bir kânun mesåbesindedir. Dolayısıyla Osmanlı
Sayfa 501 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
“Yenildik dediler.” diye tekrarladı. Hüzün sesini yumuşatmıştı. Gülümsedi. “Paydos der gibi.” Yine gülümsedi. “Hani bayram yerinde salıncakçı; yandııı der ya… tıpkı onun gibi; harp bitti dediler. Bir de baktık ki bizde ne kol kalmış, ne kanat. Hafız’ın oğlu Demirci Salih, Çolak Salih olup çıkmış. Sen olsan nişlersin? de bakalım Ali Emmi? Surat da kalmamış. Anamın halini bir gör. ”Padişahım çok yaşa!”. Ama böyle bağırma istiyor insan. Padişahım, madişahım ne olursa olsun bir şey için, biri için “Çok Yaşa!” diye bağırmalı insan.. Pek hoş oluyor yani… Kol bacak gitse de..
Sayfa 41 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.