Hanımlar!
"Bu kadar acıdan sonra, bu kadar ayrılıktan sonra, yan yana çektiğimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluş günleri geldi. Siz, bu kurtuluş günlerim bize kazandıran aziz şehitlerin, gazilerin anaları, arkadaşları, kızkardeşleri!
Artık sevinin, sevinmek hakkınızdır, bayram edin, en büyük bayrama erdiniz; büyük bayramınız mübarek olsun!
"Anadolu Kadınları!
"Bu gaza diyarında bin seneden beri, ateş ve cenk yerlerine oğullarını koşturan Anadolu kadınları, bin senedir oğulları daima uzak yerlerde ölen, yetiştirdikleri oğullann mezarlan nerededir bilinmeyen Anadolu kadmlan! Kurtuluş günleri, kavuşma günleri geldi; sevinin, bayram edin!
Nihayet önde babalarımız, arkalarında çocukları, o farklı günün sabahına ulaşmış olanlarımız, her zaman gittiğimiz mahallenin camisine değil, uzaktaki birine, ulu camiye doğru, sıra sıra yürüyorduk. Ne kadar çarpıcı bir namazdı o! Buna rağmen, hocalar ne kadar uzun konuşuyorlar ve biz çocukları anlamaktan uzak duruyorlardı! Ama kanırtarak da olsa, o da geçiyordu. İnsanlar birbirinin hatırını sormak için ne kadar da oyalanırlarmış! Bir “bayramınız mübarek olsun!” demek için ne çok zaman gerekliymiş! Ama onlar da geçiyordu ve nihayet evlere dönülüyordu.
Tanrıların bile yumuşadığı bir saat var
Gün olur yanılır, suç işler insanlar,
Güzel adaklar, sunularla yalvarırlar
KURBAN yağlarıyla yumuşatırlar tanrıları.
Sayfa 81 - Metis Yayınları. 2. Basım. Mart 2022. Çev: Savaş Kılıç-Nihan Özyıldırım.
Kendinizden başkasını düşünenlerdenseniz… Elinizle, dilinizle, muhabbetinizle merhem olanlardansanız… Bayramınız mübarek olsun. Değilseniz… Ne konuşmaya ne bayramlaşmaya değer bir şey yoktur aramızda.