“Sen plastik çiçek misin ki her mevsim bahar yaşayasın? Tabii ki bu hayatta bazen kış bazen de sonbahar göreceksin, isteklerini elde etmek için sabırlı olmalısın.”
Hangi çinlinin bedduasını aldım acaba?
Çinlilerin bir bedduası varmış, kızdıkları kişilere "ilginç zamanlarda yaşayasın" derlermiş.
Reklam
Çinlilerin bir bedduası varmış, kızdıkları kişilere 'İlginç zamanlarda yaşayasın' derlermiş. Biz de hem ilginç hem de karışık zamanlardayız.
Sayfa 29 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Çinlilerin bir bedduası varmış, kızdıkları kişilere 'İlginç zamanlarda yaşayasın' derlermiş. Biz de hem ilginç hem de karışık zamanlardayız.
Sayfa 29 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Canlılar alemindeyse bizim dışımızda kimsede emeklilik diye bir olay görmeyiz. Bu garip uygulamayı biz icat ettik! Yaratılışımızdan gelmeyen bir şekilde, bazı görevleri ancak belli bir yaşa kadar yapabileceğimiz sistemlerin içine sokuluyor ve oralarda zorla çalıştırılıyoruz. Neden? Para kazan ki yarın rahat yaşayasın... Fakat o "yarın" geldiğinde genellikle sudan çıkmış balık gibi kalan, kendi başına ne yapacağını bilemeyen birçok yaşlı insan üretiyoruz. Eğer maddi bir birikimi varsa insan çoğu zaman ondan bile faydalanamıyor. Ömür boyu çalışmasının semeresini genellikle arkadan gelen çocukları, akrabaları tüketiyor. Böyle bir sisteme razı olmak deliliktir ama bazen yeterince uzun bir süreyle paylaşılan böyle delilikler "teamül" ve "norm" haline gelebiliyor.
Emeklilik Mi?
Canlılar alemindeyse bizim dışımızda kimsede emeklilik diye bir war görmeyiz. Bu garip uygulamayı biz icat ettik! Yaratılışımız dan gelmeyen bir şekilde, bazı görevleri ancak belli bir yaşa kadar apabileceğimiz sistemlerin içine sokuluyor ve oralarda zorla çaliştırılıyoruz. Neden? Para kazan ki yarın rahat yaşayasın... Fakat o "varın" geldiğinde genellikle sudan çıkmış balık gibi kalan, kendi başına ne yapacağını bilemeyen birçok yaşlı insan üretiyoruz. Eğer maddî bir birikimi varsa insan çoğu zaman ondan bile faydalanamıyor. Ömür boyu çalışmasının semeresini genellikle arkadan gelen çocukları, akrabaları tüketiyor. Böyle bir sisteme razı olmak deliliktir ama bazen yeterince uzun bir süreyle paylaşılan böyle delilikler “teâmül” ve “norm” haline gelebiliyor.
Sayfa 139 - Tuti KitapKitabı okudu
Reklam
“Annem kitaplara inanıyordu”, dedi Demirtay. Bizim de inanıp inanmadığımızı anlamak ister gibi baktı. “Bazı geceler elindeki romana dalıp beni unuttuğunda veya içtiği sigaraların sayısı arttığında, kalbinde yeni bir yara mı açıldı diye merak ederdim. Ben sormazdım, o da anlatmazdı. Suyun dibinde çırpınan, soluk almak için yüzeye ulaşmaya çalışan çocuk gibiydi. Ne suda boğuluyor ne de yüzeye çıkıp sokup soluk alabiliyordu. Hayallerle değil hesaplarla inşa edilen bu kente sitem ediyordu. İstanbul’u süslü kitap kapaklarına benzetiyordu. Üstündeki nakış ve motifler, insanı yanıltıyor, içindeki gerçekten uzaklaştırıyordu. Çocuk aklımla bazen soruyordum: Anne neden bu kadar çok çalışıyorsun? Demirtay, diyordu sen ileride rahat yaşayasın diye bir ev satın almak istiyorum. Sana şimdi iyi bir hayat veremiyorum, ama gelecekte mutlu olman için gayret ediyorum. Gelecek uzak görünmesin sana, aslında çok yakında. Kitaplardaki hayatları okuduğunda bunu daha iyi anlarsın. Annem böyle konuştuğu zamanlar onu sadakatle dinledim. Kitaplara inanmayı ondan öğrendim.
Sayfa 168
Yaratılışımızdan gelmeyen bir şekilde, bazı görevleri ancak belli bir yaşa kadar yapabileceğimiz sistemlerin içine sokuluyor ve oralarda zorla çalıştırılıyoruz. Neden? Para kazan ki yarın rahat yaşayasın... Fakat o “yarın” geldiğinde genellikle sudan çıkmış balık gibi kalan, kendi başına ne yapacağını bilemeyen birçok yaşlı insan üretiyoruz... Böyle bir sisteme razı olmak deliliktir ama bazen yeterince uzun bir süreyle paylaşılan böyle delilikler “teâmül” ve “norm" haline gelebiliyor.
Sayfa 139Kitabı okudu
Çinlilerin bir bedduası varmış, kızdıkları kişilere 'İlginç zamanlarda yaşayasın' derlermiş. Biz de hem ilginç hem de karışık zamanlardayız.
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.