Katlanıyor pervasızlık; umarsızlığa şevk, hızlanıyor akan kan; korkuya sevk!..
Şimdi ayrılık vakti, kaybedilen rehavetten, getirdiği usanç veren ağrılardan ırağa; kaldırıp gitmeli uzaklara, büyüyemeyen çocukluktan...
Feryat figan edilse de cesaret naralarından, son anda; ılık bir korkaklık cereyan eder, kırılırken beden, vedalaşırken iki sıkı dost, birbirinden... Öylesine acizlik, öylesine soğukkanlılık... Kenetlenen yaşamak hissiyle gelen.
Kırgınlıklarla dolu hayatımız,
En çok da kendimize;
Ellerimizden akarken zaman,
Korkarak bakıyoruz daima;
Düşerken damlalar gökten,
Isınırken içimiz haybeye güneşten...
Uzakta tüten bir ev içerisinde hayallerimiz;
Bir farklıyız, diğerimizden
Oysaki, kötümser bir benzerlik saklı
Hastalıklı içimizde...
Düşerken engebeyi kılan!