Çocukluk yıllarıma geri döndüm, sobanın başında banyo yaptığımız güzel günleri özlediğimi farkettim. Kendi aile hayatından bölümlerle o yılları anlatmış. Güldüren yerlerde oldu. yazım tarzını beğendim. Yazarı tebrik ederim.
İyice saçmalamaya başladı düşlerim,
Ve gözyaşlarım uzun zamandır uğramadı,
En önce onlar terketti sanırım bu alabora olmuş sandalı,
Gizlenmişte olabilirler iki çürük tahta arasına,
Bilmiyorum ama bir ihtimal daha var
O da; şu ateş gibi vücudumda
donmuş olabilirler.
Donup kalmışlardır belki de gözlerimin arkasında.
Bakıyorum dünyaya hiç görmeden.
Bazen bana konuşanları duymuyorum,
Bazen gözlerim görmüyor,
dalıp gitmişim kendimi
kaybettiğim yere,
İstesemde bazen çağırmayınca siz,
Ben gelemiyorum geriye.
Orhan Kaya
Hangi sahte, acı kahkahaları atacağız peki? Kim inansa biz inanmayız bir kere.
Kaç sene taşırız acıyla içimizde birbirimizi başkalarıyla beraberken.
Bitmez ki bitiremeyiz...
TAZE ATEŞ
Görsem seni, yıllardır ayağımın altında gezdirdiğimi sandığım dünyam başıma yıkılacak biliyorum.
Ne yerçekimi kalacak ne yağmur yağacak.
Dünyam ters yüz olacak, varlığın içimi acıtacak, yokluğun yok olacak.
Unutsam keşke seni, arınır gibi günahımdan, huşu gibi ibadetimde.
Yazısız kaldık sanki kalem oynamıyor,
Aşk kokmuyor
Ankara'da kutladığımız "Emekçi Kadınlar Günü" kutlamamızdan bir bölüm.Ben de kısa bir konuşma ve kitaptan okuduğum bir bölümle bütün kadınların gününü kutladım.
facebook.com/askyukleniyorbu...
instagram/brckrmzgl
facebook/askyukleniyorburcukirmizigul adreslerinden takip edebilir kitabımı almak isterseniz de internetten bir çok siteden ve kitabevlerinden alabilirsiniz.
Yıllar önce hastanede çalışırken ağır hasta bir kız getirdiler.Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve "Eğer kurtulacaksa veririm kanımı." dedi. Kan nakli ilerlerken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı ama küçük çocuğun yüzü giderek söylüyordu. Gülümsemesi de yok oldu.Titreyen bir sesle doktora sordu: "Hemen mi öleceğim? " Küçük; doktoru yanlış anlamış, ablasına vücudundaki bütün kanı verip öleceğini sanmış, buna rağmen kanını vermişti.