Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Distopik Bibliyofil

Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi ter damlalarıyla alnında... barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Yurda yenilik getirmek, halka ışık götürmek yalnız sizde değil, eskiden beri her yerde zordur! Bizim mitolojideki Prometeus öyküsünü düşünün. O zaman ışık yalnız Tanrı Zeus’un sarayında var; başka hiçbir yerde yoktu. Akşam olunca insanlar karanlıkta kalırdı. Prometeus, Koca Tanrı Zeus’un sarayından ışığı çalıp ovadaki köylere dağıttı. Halkın kulübeleri de ışığa kavuştu. Tanrı Zeus, Olimpos Dağı’nın başından bunu görünce çılgına döndü. Nasıl olabilir? Kim yapar bunu? Araştırıp soruşturdu. Meğer Prometeus yapmış. Yakalatıp Kafkaslar’daki kayalardan birine bağlatıyor zincirle. On yedi gün arayla bir kartal gelip ciğerini gagalıyor. Yara kabuk bağlamak üzereyken kartal yeniden geliyor, yeniden gagalıyor. Çok büyük bir işkence. Sonunda Prometeus’un oğlu Herküles büyüyor da, babasının zincirlerini söküyor, onu işkenceden kurtarıyor. Halka ışık götürmek hiçbir yerde kolay değildir.
Soruyorlar ne kitabıdır gelen? Din kitabı mı? Hayır, din kitabı değil, okunacak kitaptır, bilgi kitabı. Yani insanı bilmezliklerden kurtaracak kitaplar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim halkımız çok yüzyıl öncelerinden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmış gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişlerdir onu. Bizim halkın durumunda olup da, uyanmak çok zordur!..
Reklam
Müziğin kederli tınısında ikimiz de sessiz denizlerimize dalıyorduk. Aynı deniz değildi artık içine daldığımız. İkimiz de artık, dalgaları aynı kıyılara vurmayan iki başka iç deniz sahibi olmuştuk.
Sevdiğimiz insanlar bir gün bizi sevmez olacaklar, eğer biz onlardan önce davranmamışsak tabii. Sonra el gibi yolda karşılaşacağız onlarla, bazen karşılaştığımızı bile fark etmeyeceğiz. Böylece akıp gidecek zaman. Bizim duvarlara yazdığımız ıstıraplı sevda sözlerini elinde kireç kovasıyla kapatan bir belediye işçisi gibi, kapatacağız ve gün gelecek, başka sevdalar için duvarlarda yer açıldığına sevindiğimizi fark edeceğiz.
Reklam
Kendini teselli etmek isteyen insanla, bedbaht etmek isteyen insanın yaratıcılığının sınırı yoktur.
İnsanın hafriyatı kaldırılmıyor, yıkılıyor ve o döküntünün üstüne yeniden inşa etmeye çalışıyor kendini, hep eğri büğrü ve çoğu zaman gecekondular gibi eklentili, yamalı, biçimsiz.
Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.