Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

albertus

Sabitlenmiş gönderi
... Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm. Ben, Yekta, bunu pek hoş buluyorum.
Reklam
Glendoline, okurun hayatına kendisi kadar hayranlık duyacağını varsaymıştı - ki ölümcül bir hatadır.
"seni insanların kastettiği anlamda yakışıklı bulduğumu söylemek istemedim. müşfik bir yüzün var. ama gözlerin - harikulade. çılgın, kaçık, orman yangınının gerisinden bakan bir hayvanın gözleri gibi. tanrım, öyle bir şey işte.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
insanlar ilginç geliyordu önceleri. ama sonra, ağır ve kesin bir biçimde, bütün kusurlar ve delilik çıkıyordu açığa. Ben onlar için giderek önemimi yitirirken onlar da benim için önemlerini yitiriyorlardı.
iyilik bazen cehennemin ortasında da çıkabilir insanın karşısına.
Reklam
"yazış biçimin," dedi, " öyle çiğ ki. Balyoz gibi, ama mizah ve duygu var..." "öyle," dedim.
"Acını hafifletmek istiyorum. Bu yüzden geldim, aptalca olabilir, ama başkalarına acı çektirmenin doğru olduğuna inanmıyorum..."
Aşık olmadığıma, dünyayla iyi geçinmediğime sevindim. aşık insanlar genellikle asabi, tehlikeli olurlar. perspektif duygularını kaybederler. mizah duygularını kaybederler. sinirli, can sıkıcı psikopatlara dönüşürler. katil bile olurlar.
... yapacak işleri yoktu, güneşin altında tembellik edip kendilerinden memnun görünmekten başka.
Dee Dee birer içki daha söyledi. "neden insanlara daha düzeyli davranmıyorsun?" diye sordu. "Korku" dedim.
?
Reklam
ama benim için iyi olanla ilgilenmiyordum. kendimi nasıl hissetiğimle ve kötü hissettiğimde buna son vermekle ilgileniyordum. tekrar iyi hissetmekle.
"din, insanın çare bulamadığı ve kendisine içten gelerek mucizevi bir biçimde yardım edebilen, bir aczin ifadesidir..."
düşüncenin radikalliği, şimdiki zamanın köklerini ne kadar derinden yakaladığında bağlıdır.
Örneğin Ernst Jünger'in İçsel Yaşantı Olarak Mücadele adlı eserinde, şöyle yazıyor: "Ataların sonsuz silsilesi, onun peşi sıra yerde sürüklenmekte. Bin tane bağ ve görünmez ip, yakalayıp bağlamış onu, balta girmemiş ormanın bataklığının kök dokusuna ki bu ormanın mayalı sıcaklığında kendi ezeli tohumu vücut bulmuş. Gerçi dürtülerin vahşeti, acımasızlığı ve gözleri alan rengi, toplumun ani istek ve hazlarının dizginlendiği binlerce yılda, pürüzsüzleşmiş, yontulmuş ve frenlenmiş, giderek artan incelik, onu durulamış ve ona asalet vermiş. Ama hala varlığının temelinde hayvansal olan özelliği uyumakta. İçinde hâlâ çok fazla hayvansallık var. [...] Alışkanlık ve hoşa giden biçimler kisvesine bürünen hayvansallık. Ancak hayatın dalgalı virajı ilkel insanın kırmızı çizgisine döndüğünde, maske düşer. Her zamanki gibi çıplak olarak ortaya fırlar, o, yani ezeli insan, yani mağara insanı. Bağlarından kurtulmuş dürtülerinin bütün dizginsizliğini sergileyerek. [...] Bu mücadelede zayıf olan yerde kalır, oysa galip, silahını daha da sıkı kavrar, öldürdüğü insanın üzerinden atlayarak, hayatın daha da derin kısımlarına, mücadelenin daha da derin bölgelerine doğru ilerler."
Sayfa 12
3.921 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.