ÜNLÜ MÜ ÜNLÜ 16 Yazarın “HADİ CANIM!” DİYECEĞİNİZ ÖZELLİKLERİ Ben yazılanların yalancısıyım:)) 1)Doğa tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller’in tüm bu eserlerini ,üzerinde sinekler uçuşan çürük bir elmayı koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci var. Ünlü şair yazmak için elmanın kâfi gelmediği zamanlarda banyoya
Yazmak için geçtim bilgisayarın başına, bilemedim ne yazsam. Başladım bir şekilde, kelimeler geldiği gibi dökülsün klavyeye, klavyeden ekrana, ekrandan siz değerli okurlarıma. Umarım sıkılmazsınız, hem beğenmezseniz bırakır geçersiniz bir sonraki iletiye. Yazmak bir ihtiyaç oluyor artık bende yavaş yavaş, bazen böyle gereksizce klavyenin tuşlarına dokunmak; harfleri, kelimeleri, cümleleri sıralamak istiyorum. Önceleri kağıda, kaleme dokunmak isterdim ama kalırdı onlar orada, bende, iki cilt arasında. Okumazdı kimse, tıklanacak bir "beğen" butonu yoktu sayfanın dibinde. Oysa şimdi öylemi, tanımadığım onlarca insan okuyor yazdıklarımı ama olsun beğeniyorlar işte... Beğenilme arzusu bazen yapay gelir ama teşvik eder insanı. Acaba büyük yazarlar eserlerini yazarken ne için yazdılar? Beğenilmek, ünlü olmak, unutulmamak, insanlığa faydalı olmak yada sadece para kazanmak için mi? Yoksa içten gelen, engel olamadıkları "yazma dürtüsü" mü? Onlarda teşvik beğenileri yada kendi zamanlarına göre moral, motivasyon, teşekkür mektupları alıyorlar mıydı? Peki kendi için yazanlar ne olacak.. Belkide başyapıt olacak nice eserler sandıklarda, depolarda, hatıra kutularında kayboldu gitti, yayınlanmadan... Siz ne dersiniz? Bir insan sizce ne için yazar?
Reklam
Günaydın sevgili okurlar. Son değişimleri sizinle paylaşmak isteriz. Profillerdeki kitaplık sekmesi baştan değiştirildi. Modern bir tasarıma kavuşturuldu. Mobil cihazlara tam uyum sağlandı. İşlevleri artırıldı. Örneğin artık okuduğunuz kitapları yazarlara ve bir çok farklı değişkene göre de sıralayabileceksiniz. Fark ettiğiniz üzere bir süre
Sevgi
Hepsini bir kenara bırak,kaygılarını, korkularını ve hüzünlerini .. Ve mutluluk çabayla değil içinin iç yanındaki sevgiyi farketmenle başlayacak,o yüzden anlamsız koşuşturmalarınıda bırak.. Sadece ve sadece senin yanında olan, senin içinde seninle herdem beraber olan Rabbini hisset.. Bütün beğenilme kahkahalarını bir kenara koy,ömrünün hiç solmayacak baharını başlat şimdi ... Seni sevmeler bitmezz bilirim Ey !Yedi göğün sahibi, Ey göğsüme baharlar devşirenim Sultanım... Pınar Önalan ...
ÜNLÜ EDEBİYATÇILARIN AZ BİLİNEN ÖZELLİKLERİ
I. Çirkinlik Sanrısı veya Beğenilme Tutkusu Kimi yazarlar dış görünüşlerine verdikleri aşırı önemle veya kendilerini çirkin bulmalarıyla hatırlanır. Türk edebiyatında Cahit Sıtkı Tarancı, Reşat Nuri Güntekin ve Ahmet Haşim gibi yazarların kendilerini çirkin buldukları bilinir. Hatta öyle ki Ahmet Haşim, dostları tarafından oldukça heybetli bulunan başı için özel bir şiir yazmış ve hiç beğenmediği kafasından “cehennemde yetişmiş bu kafa” diye bahsetmiştir. Öte yandan unutulmaz Sefiller’in yazarı büyük romancı Victor Hugo’nun dış görünüşüne çok önem verdiği ve yaşlanmanın etkilerini azaltmak için her sabah soğuk su dolu bir küvete girdiği aktarılmaktadır. Balzac da yakışıklı, güçlü bir beyefendi olarak edebiyat âleminin sayılı koltuklarından birinde oturur. Öyle ki Balzac’ın zamanında şairlerin ve romancıların zayıf ve güçsüz, hatta mümkünse veremli olmasının mesleklerinde başarı getirdiği düşünülüyordu. Ne var ki romantizm akımının yüksek yoğunluklu duyguları öne çıkarmasından kaynaklandığı anlaşılan bu yargı, kaslı vücudu ve dalgalı uzun saçlarıyla okurların olduğu kadar kadınların da ilgisini çeken Balzac’la değişmeye başladı.
Bayanları edepsizliğe iten en büyük şey beğenilme arzusudur.. Oysa ki herkesin görüp beğendiği şeyin hiçbir kıymeti yoktur ! Kendisini bakışlardan saklayan bayan kıymetlidir!... “Açık giyinmek özgürlük değil, kendini haram gözlere mahkum etmektir.!” Ümmü Seleme r.a
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.