Benimseyemediğim bir kişisel gelişim kitabından öteye geçemedi.
Kitabı kesinlikle beğenmedim. Bir noktadan sonra aynı şeyleri söyleyip durması da rahatsız etti. Ben daha çok felsefe kitabı beklerken kişisel gelişim kitabıyla karşılaştığım için de sevememiş olabilirim. Daha iyi araştırmam gerekirdi. Ancak bir sağlıkçı olarak da beslenme konuları beni çok rahatsız etti. Hem bilimsel açıdan hem anoreksiyaya olan yaklaşım açısından gerçek dışı göründü. Ayrıca kitabın temel felsefesi olan ‘Her şeyin suçlusu sensin’ fikrini de kitap boyu benimseyemedim. Olabildiğince yemek yememek/tek öğün yemek, az uyumak gibi öğretiler ne herkes için uygun ne de bilimsel olarak incelenip doğru bulunmuş, sağlıklı olmadığı saptanmış.
Carpik Ask hakkinda dusunduklerimle ayni. Igrenc soylemler ve hitaplar var. Smut kitap kategorisinde iyi denilebilecek bir kitap fakat tek ozelligi smut olmasi diyebilirim. Begenmedim, tavsiye de etmem.
Korsan Kralının Kızı 2 / Siren Kraliçesinin Kızı
‘Ben ne okuyorum?’
Kitabı okurken tam olarak sürekli bu cümleyi söyledim. Gerçekten ilk kitaptan sonra dedim ki ‘harika bir kitap beni bekliyor, çifti daha çok okuyacağız, konu daha derinleşecek…’ hayır. Hiçbiri olmadı. Beklentimi hiç karşılamadı. Aşırı sıkıcı, olaysız ve sadece Alosa ve Riden’ın kavgaları ile geçen bir kitaptı. Çok saçma bir kitaptı ya, ben on mislini yazardım. Alosa’nın babasından kaçtıktan sonraki kısımlar aşırı saçma ve aceleye getirilmişti. Sürekli Riden’le kavga etmeleri, saçma sapan diyaloglara girmeleri, Alosa’nın erkeklerden üstün olduğunu kanıtlama çabası… Aşırı saçmaydı. Son sahnelerde babasıyla girdiği savaş o kadar yavan anlatılmıştı ki babasının öldüğünü söylemeden ben adamın öldüğünü bile anlamadım. Aceleye getirilmiş bir sondu. Ve ayrıca bie kitaptı. Beğenmedim keşke ilk kitabı okuyup bıraksaydım o kadar berbattı.
Üç puanım, Riden’a.
Konusu; Babasının haritayı annesini bulmak için olduğunu düşünen Alosa, yakın zamanda annesinin aslında uzun zamandır gemide olduğunu babasının ise sirenlerin yerini bulmak için haritayı istediğini ve kendini kullandığını öğrenir. Alosa annesini ve mürettebatını alarak babasının gemisinden kaçar ve baba kız arasında kovalamaca başlar.
Nilgün Harlan Coben; Çeviren: Elif Sezginci; Roman; Martı Yayınları; 2009, 427 sayfa (4) (Pzt. / 01.06.2009)
OYUNBOZAN başlıklı bu romanı devrettim. Sıkı bir roman okuyacağımı sanmıştım; aksine hayal kırıklığı yaşadım.
OYUNBOZAN romanını Akif B. arkadaşım tavsiye etmiş ve bizzat getirmişti kitabı
Oyunbozan ; kendisine teşekkür ediyorum. Romanın Türkçemize çevirisi iyi: Dört puanla değerlendirdiğim bu romana, en az yedi buçuk puanlık tercüme yapılmış. Kelime yanlışları var romanda fakat devrik cümle veya kuruluşu bozuk tek bir cümle yoktu; kolay okuyabildim. Elif Sezginci yedi buçuk puan verdiğim için bana kızmasın. Misal 123'üncü sayfada şöyle bir cümle var:
"Başlangıç olarak gevrek ördek parçaları ve çam fıstıklı kâğıtta güvercin yavrusu vereceğim." Cümle içinde geçen 'ÇAM FISTIKLI KÂĞITTA GÜVERCİN YAVRUSU' yemeğini görünce şaşırdım: Çam fıstıklı kağıt nasıl oluyor, diye..! Bir kaç yerde 'atmış' yazılmış, rakamdan (60) bahsediliyor, doğrusu "altmış" olmalıydı.
OYUNBOZAN romanının Yazarı Coben'in üslubunu beğenmedim hiç. Ortadan kaybolan bir kızın etrafında dönüyor hikâye ama kurgu alelade. Roman kahramanları silik tipler olarak kalmışlar; betimleme berbat, gözümde canlandıramadım bir tekini bile. Sadece kişiler mi? Betimlemeler de aynı akıbete uğramışlar.
Harlan Coben'in en iyi romanının KİMSEYE SÖYLEME olduğunu fark etmiştim bir zamanlar.
Harlan Coben Bir daha Coben'den okuyacak olursam "Kimseye Söyleme" adlı romanını okuyacağımı kendime hatırlatıyorum şu hâlde!
Kitap genel olarak duygusal açıdan olgunlaşmamış ve olgunlaşmış ebeveynlerin özelliklerini, bu ebeveynlerle büyüyen çocukların baş etme yöntemlerini, kişilik özelliklerinin neler olabileceğini iyi anlatmış. Ancak çözümleri şimdi paylaşacağım şimdi paylaşacağım deyip deyip sonra çok sıradan basit yöntemler paylaşmış. Sonlara doğru hayal kırıklığına uğrasam da başlardaki araştırmalar gayet iyiydi. Sürekli tekrara düşmüş o da bir süre sonra sıkıyor. Seanslarda danışanlara önerilir ama çok beğenmedim.