Üç Saatlik Başkent Gezintisine Dair Notlar
Trenden indim. Bir şeyler atıştırıp eski gardan çıktım. Karşıya geçerken batçık olan yerde, kaldırıma trafo gibi bir şey koymuşlar, yayalar için engel olmuş. Bu kötü. Gençlik Parkı çok canlanmış, yemyeşil. Stadyumun iskeleti şekillenmiş. Taksiciler iyi niyetli, dolandırılma derdi yok. Bazı semtlerde çok tertipli, temiz ve bol ağaçlı geniş caddeler
Bu Milletvekili Ayrıcalığını Hiç Beğenmedim
Atatürk, hayatı boyunca insanlara makam ve mevkileri nedeniyle ayrıcalıklı davranılmasına karşı çıkmış ve toplumdaki bu ayrıcalıkları ortadan kaldırmak için mücadele etmiştir. Atatürk’ün halkçılık ilkesi kanunlar önünde eşit, sınıfsız ve ayrıcalıksız bir toplum yaratmak amacını gütmektedir. Aşağıdaki anekdot O’nun bu özelliğini çok güzel yansıtmaktadır. Atatürk, bir sabah Florya’dan Dolmabahçe Sarayı’na dönüyor. Yeşilköy İstasyonu’nun önünden geçerken birdenbire otomobili durduruyor ve başyavere: ''Sorunuz, tren var mı?' diye emir veriyor. O sırada tren hemen hareket etmek üzeredir. Hep birlikte otomobilden inip emrindekilerle birlikte trene biniyor. Karar ani verildiği ve uygulandığı için, bu trene biniş hemen hemen kimsenin dikkatini çekmiyor. Bir süre sonra, her şeyden habersiz olan kondüktör, Ata’nın bulunduğu kompartımana gelir. Kafileyi görünce çekilmek ister. Ata hemen seslenir: '' Görevini yap!.. (Emrindekileri göstererek) Bu efendilere niçin bilet sormuyorsun? '' Emrindekiler cevap verirler: '' Paşam biz milletvekiliyiz. Tren bileti almayız. Parasız seyahat ederiz!..'' Ata hayretle ve sinirlenerek: ''Bu ayrıcalığı hiç beğenmedim, der.'' Çok ayıp ve acayip bir usul. Çok güzel halkçılık!..''
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
"Dünya katliam ocağı olsa, ekmeği yarım kalıncaya kadar susar insan.. Bana sorarsan insan olmayı hiç beğenmedim ama iştende çıkamam.."
Kadının en eski ikilemi çocuk doğurmak ya da kendini öldürmek değil mi zaten. Ben böyle iki seçenek arasında gidip gelince neden şaşırdın canım. Her istek eyleme dönüşecek diye bir şey yok. Bak, hiç olmazsa ortaya bir sürü laf çıktı. Öyle ya da böyle, bugünlerde buna bile şükredeceksin. Yüreğimizi kırk yılda bir hızlandıran ufak heyecanları artık yazamaz olduk, biliyorsun. Sözcükler hemen geri gidiyor yuvasına. Yüreği tüketenler ise bak nasıl dilde. Mesela ben bir dostu özledim. Yarın da bu özlemi bir güzel allayıp pullayıp yazacağım. Hiç bitmeyecek yonttuğum kara imgeler. Sen de bir köşede durup izlersin, ah vah dersin belki. Aman, diğer seyircileri rahatsız etme de. Hem gözlerindeki bu fazlaca kaygıyı hiç beğenmedim. Sen bence ne felsefeden ne siyasetten ne de sanattan anlıyorsun. Temsil edileni bir çocuğun sezdiği kadar bile sezemiyorsun. Hadi başka sirke.
Sana Bir Sır Vereceğim
Sana Bir Sır Vereceğim
bir ṣey katmasa da bir kitaba zaman kaybı gibi bakmam hiçbir zaman... ama okumasamda olurdu kitaplarından desem yanlış olmayacak. Ben beğenmedim ama aldatmayı konu alan kitaplar ilginizi çekiyorsa okuyabilirsiniz.
Soru cevap etkinliği part 2 :)
Herkese merhabalar.Bugün bir soru cevap etkinliği ile geldim.Birkaç kağıt hazırladım.Yayınevleri,yazarlar ve karakterler hakkında.Hangisini çekersem onlar hakkında yorumlar yazacağım.Haydi başlayalım. :) Soru 1=Güneşi söndürmem gerek serisi. Ben cep boyunu almıştım ren yayınlarından.Birinci kitabını beğenmiştim.Ama bana fazla uzatılmış gibi
Reklam
811 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.