Ben; aynı şarkıyı 100 kere dinleme manyaklığı olan,sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına uyuz olan, buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan, kulağında mp3 ile gezerken klip tadında yürüyen, çift bölmeli çakmakta her iki tarafta gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan, girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan, masaya oturduğu zaman ilk olarak ayaklarını koyacak yer arayan, küçükken radyodan kaset dolduran, iki eli birden doluyken elektrik düğmesini burnuyla açıp kapayan, otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan, hayatında hiç lost izlememenin eksikliğini hissetmeyen, yolda giderken kaldırımdaki karo taşların çizgilerine basmamaya özen gösteren, gülünmemesi gereken yerde gelen gülme krizinin verdiği haz ve acıyı birçok kez yaşamış olan, bir türlü insanlara güvenmemesi gerekirken her defesında aynı hataya düşen, kazanmışlıkları ve kaybettikleriyle güçlenen hayatı sil baştan yaşamayı seçen koca dünyanın bir nedeni de ben olayım diyen bir insanım.
Annesine babasına karşı çıkan, kafasına esince evden kaçan çocukların vay haline. Bu dünyada başlarına asla iyi bir şey gelmez, yaptıklarına da er geç pişman olurlar.
Allah aşkına ey bedenim , kaç defa birlikte gezdik. Kim katettiğimiz mesafeleri hesaplayabilir? Gökyüzünün ve yeryüzünün nimetlerinden neler neler yedi? Ne nefesler alıp verdin! Sadece nefeslerini toplayabilirler , onlardan nice deprem ve fırtınalar yaratırdım. Fakat ey bedenim , biz fırtına ve depremler yaratmak için yaratılmadık , bilakis