Esere siyasi bir tahlil olarak bakabiliriz. Yazarın konuşmalarından oluşan bu eser, Hz. Ali'den başlayarak İmam Mehdi'ye kadar gelen süreci tek bir insan tavrı ile değerlendirir. İmamların her biri yaşadığı dönemin şartlarına göre strateji sahibidir. Yazar, mesela Hz. Hasan, Hz. Hüseyin döneminde yaşamış olsaydı onun gibi duruş sergilerdi der. 250 Yıllık İnsan ismi biraz da buradan gelir.
Herkes varmış da kendisi yokmuş, herkes tammış da kendisi
yarımmış,
herkes yolu biliyormuş da kendisi kaybolmuş gibi hissedersin bazen...
Parçası kaybolmuş bir puzzle gibisin ya bazen eksik ve tamamlanmayı bekleyen....
Anlaşılmayı beklenen...
🌾
İslam'ın kavranılması insanın önyargıları aracılığıyla değil, Kur'an-ı Kerim aracılığıyla başarılabilirse beklenen yararın elde edilmesi gecikmez. Kur'an-ı Kerim ise hem bakmayı bilenler hem bilme yeterliğinde olanlar için açık bir kitaptır.
Kendi manzarası kendine keder, hepten ağlayası var.
O ki bu gövdeden hiç gülmez bir mendebur çıkartmak için ne çok bekledi. Daimi, nazik bir sırıtma eşliğinde akıp gitti yılları. İyilikten umulan medet, gülüşten beklenen vaat...
Boşmuş hepsi.
çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerin olmayacaktı. büyüyen bir zihinden ve onu saran etten ibaret kalacaktın. sadece bir insandan doğmuş olmaktan dolayı senden beklenen görevlerin hiçbirini yerine getiremeyecek ve sana sunulmuş hiçbir haktan yararlanamayacaktın. çünkü kurallara odaklanmış olacaktın. diğer çocuklar saklambaç oynarken, sen
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
Ey ebedilikle aziz olan ve kullarını yok olmaya mecbur eden! Yerimi değerli kıl.
Ey her zorlukta kendisinden beklenen ve her kolaylıkta kendisinden umulan! İhtiyaçlarımı dergâhına arz ettim. (...) Umudumu boşa çıkararak beni geri çevirme.
Hz. Ali
Elbette öteki günler gibi bir gün olmayacaktı o gün. Çünkü meşakkatlerle geliyordu. Çünkü bekleniyordu. Her beklenen gibi, o da, sabırları kanırtarak bekleniyordu.
İnsanın hikâyesi, onu beklediği değil aradığı yerdeymiş. Meğer hikâye ancak bulmak istediğinde anlatırmış kendini. Mesele kime kulak vereceğini bilmekmiş.