Yelena Bulgakova, onun son günlerinde, anılarına “Yatağının yanı başında yere koyduğum mindere oturdum,” diye not eder ve şöyle devam eder: “Bazen bakışlarıyla bir şey istediğini anlatırdı. Ağrı kesici mi, yoksa içecek mi, yoksa içecek bir şeyler mi istediğini anlamak için sorardım. Çoğunlukla istediği bunlar olmazdı. O zaman “seninkini mi
"Kaybedenler"i buraya alalım! Hayata bakış açınız değişecek!
"Keşke" diyen biriyseniz,
Hayatın dönüm noktalarında hata yaptığınızı düşünüyorsanız,
Pişmanlıklarla doluysanız işte sizin için biçilmiş bir kaftan:
Gece Yarısı Kütüphanesi
Esere dair daha önce olumlu, olumsuz birçok eleştiri aldım. Ama ben kimi eserlerin insan seçtiğine inananlardanım. Şimdi eser bitti ve kendi kendime kurduğum ilk cümle ne oldu
Yağmur yüklüyorum yüreğime
İçimdeki ekinlerin bir gün ihtiyacı olur diye
Güneşi çalıyorum çocukların güleç yüzlerinden
Sonrasında yeşersinler diye.
Sokaklarda dolaşıyorum
Kalabalıklar içinde çapalıyorum ruhumun tarlalarını , kafelerde harmanlıyorum
Çarşı telaşında domates , soğan pazarlığında ekiyorum tohumlarımı.
Ne yalnızlığına bakıyorum ardımdaki yılların
Ne de yılgınlıklarına
Ne korkutuyor beni esareti anlaşılmazlığın
Ne de bir beklenti sonucu duyulan hayal kırıklıklarında alıyorum soluğu .
İnsan için olan her şey
Elbet yine insana döner bir gün
Ben tarlalarımı
Sizinle ekip biçiyorum...
22.07.2008
By J. Osterman
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
I didn't come into this world to "be an expectation".
I didn't come to this world to be someone else, to follow the rules, or to always hear the same song...