101 syf.
·
Not rated
Bizim hikayemiz aslında bu işte. Yapılmamış hareketler . Söylemeyi ihmal ettiğim sözler. Bugün artık geçerliliği kalmamış, beni boğan sevgi patlaması. İyi Geceler Tatlı Prens Pierre Charras. s. 67 Anne- kız, baba-oğul çatışmaları edebiyatta, tarihte, mitolojide, sinemada hep karşımıza çıkan, üstüne bir şeylerin yazılıp çizildiği konular olmuştur. Aileler zamanında gercekleştiremedikleri hayallerini çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. Oysa çocuklar bizim kopyamiz değildir. Onlar başlı başına bir bireydir. Çatışmaların odağında genellikle bu düşünce biçimi yatar. Metinde yer alan baba karakteri de oğlunun kendinden daha başarılı ve saygın olmasını ister. Soğuk mesafeli bir babadır. Oğlu başarılı biri olur ama babasıyla olan mesafeyi bir türlü aşamaz. Sevgi sözcükleri, seni seviyorum cümleleri hayatlarının hiç bir noktasında yer almaz. Hep bastırılır içe atılır. Babanın yoğun bakımda ölümü beklemesiyle pandoranin kutusu açılır ve oğlun gözünden monolog halinde aile yaşamını, anne ve baba arasındaki ilişkiyi okumaya başlarız. Her satırın altında ertelenen günlerin, söylenmemiş sevgi sözcüklerinin pişmanlığını hissederiz. Hüzün, pişmanlık, keder birbirine karışır İyi Geceler Tatlı Prens kisa bir metin olmasına rağmen yoğun ve duygu dolu. Keşke dememek için belki de o andaki duyguyu yaşamalıyız kimbilir? Ertelemeden, bekletmeden. Çünkü bekleyişler acıtır. İyi okumalar
İyi Geceler Tatlı Prens
İyi Geceler Tatlı PrensPierre Charras · Can Yayınları · 201041 okunma
352 syf.
6/10 puan verdi
Halk Hikayeleri ve Masallar
Öykü kitapları okumayı seviyorum. Üç yüz, dört yüz sayfa boyunca tek bir evrene, tek bir ana karaktere bağlı kalmamak, meselenin on, on iki sayfada çözülmesi insana yormayan ve bekletmeyen bir tatmin veriyor. Kitaptaki çoğu öyküyü beğenmeme rağmen yer yer hayal kırıklığına da uğradım yalnız. Özellikle kitabı Neil Gaiman adını görüp almıştım ve kendisinin kitapta yer alan öyküsü hevesimi kırdı ne yazık ki. Bu arada çeviriden de pek memnun değilim maalesef. Eğer bu tarz farklı bakış açılarını gözlemleyebileceğiniz kolektif işleri seviyorsanız kitaplığınızda bulunsun. Ama benim için olmazsa olmaz bir çalışma değildi.
Lanetli
LanetliNeil Gaiman · Athica Books · 20248 okunma
Reklam
736 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 21 hours
10/100000 O kadar deliceydi ki kitap. Yorum bile yapamıyorum, yapamam. Sadece çok güzel olduğunu ve çok acı çektirdiğini söyleyebilirim. Ve neredeyse bir gün bile olmadı okuyalı. 700 küsür olan bir kitabı bu kadar kısa sürede bitirdiğim için beynim yanıyor biraz hala idrak edemedim bir çok şeyi. Bu ilk iki kitaptan da öteydi. Ve ben de gerçekten Erim'i değilde Tayga'yı seviyormuşum. Nova'nın hissetiklerini hissettim resmen. Umarım devamı için çok beklemeyiz ne kadar beklenmeye değer olduğunu bilsem de çok sabırsızım.
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024391 okunma
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
KATİL 2419 Herkese Merhabalar... Sizlere bana farklı bir okuma deneyimi sunan ve beni farklı bir maceraya sürükleyen kitap ile geldim. İlk başta yazarımızın samimi önsöz girişi ile kitap beni zaten yakalamış ve içine almıştı. Tutkudan bahsediyor. Tutku ile yapılan her eylemin kalbinde olan eşsiz güzellik ve kutsallığı uyandırdığı ile ilgili
Katil 2419
Katil 2419Abdurrahman Yücesoy · Esinti Yayınları · 202452 okunma
472 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
"Güce karşı savaşanlar gücü ele geçirdiklerinde ne yapar? Bağımsızlık ve özgürlük isteyenler neden başkalarının bağımsızlık ve özgürlüğünü elinden alır?” Sempatizan, yarı Fransız, yarı Vietnamlı isimsiz bir anlatıcının birinci şahıs ağzından anlattığı tarihi bir casus romanıdır. Anlatıcının Komutan olarak anılan bir adama yaptığı
Sempatizan
SempatizanViet Thanh Nguyen · Kafka Kitap · 2017115 okunma
99 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Bitirgen, “Pala Hayriye” serisinin ilk kitabı. Giriş kitabını ve diğer iki kitabı, geçen yıl okuyup şok beğenmiştim. Özellikle son iki kitap, beni canevimden vurmuştu. Bitirgen, “küçük ve tatlı” kayısı anlamına geliyormuş. Bu bilgiyi yazar satır arasında size veriyor. Ana karakterin, (Hayriye) tuttuğu günlüğüne verdiği isim, aynı zamanda babasının kendisine sesleniş şekli “Bitirgen.” Figen Şakacı’yı ilk kez okumuştum bu kitapla, o kadar sevdim ki çocuk dilini, seriyi bekletmeden okumuş, bu yıl ise ikinci kez okuyorum. O denli sevdim, etkilendim. Ana karakterimiz, ergenlik çağında, bol soru soran, meraklı ve kalabalık bir ailede kendisinin unutulup değersizleştiğini hisseden çok özel ve güzel yazılmış, incelikli bir genç kız. Bitirgen’in annesiyle olan ilişkileri, babasına olan düşkünlüğü ve çoğunlukla sevmediği ablası ve ağabeyi. Yazlık zamanında yaşadığı umutsuzluk, aşk sancıları ve güven problemleri üzerine, arka planda da 12 Eylül’ün gölgesinde (1980 Darbesi) yaşam mücadelesi veren siyasi ve toplumsal Türkiye panoramasını bir çocuğun gözüyle ancak anlayabileceği kadar silik (iyi anlamda) bir şekilde veriyor, bu da oldukça etkileyici doğrusu. Özellikle finale doğru karakterin geçirdiği evrim, çocukluğa veda eden düşünce yapısını, yazar çok iyi hissettiriyor cümlelerde. Figen Şakacı’nın serisini üst üste okuyunca, tam manasıyla çok iyi bir tek kitap okumuş gibi hissediyorsunuz. Çocukluğun sonu temalı kitaplar arasında benim favorilerime rahatlıkla girdi, üstelik serinin diğer kitaplarında üstüne koyarak ilerlemesi, okumak için müthiş bir bahane. Kaçırmamanız gerektiğini düşünüyorum. Okuyun, okutun.
Bitirgen
BitirgenFigen Şakacı · İletişim Yayıncılık · 2018270 okunma
Reklam
772 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.