Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yalnız o kadar değil, Alvah. Bir tek sen değilsin. Gerçekten istediğim bir işi, bir projeyi, bir ideali ya da bir insanı bulursam, bütün dünyaya bağımlı duruma gelirim. Her şeyin diğer şeylerle bir bağlantısı var. Birbirimize öyle sıkı bağlıyız ki! Bir ağın içindeyiz hepimiz. O ağ bekliyor. Ve hepimiz onun içine bir tek arzu nedeniyle itiliyoruz. Sen bir şey istiyorsun, o şey senin için değerli oluyor. Onu senin elinden kapmak için bekleyenler kim, biliyor musun? Bilemezsin. Belki çok karışık, çok uzaklarda olabilir, ama birileri onu kapmak için hazır bekliyor. Ve sen de onların hepsinden korkuyorsun. Büzülüyorsun, sürünüyorsun, yalvarıyorsun ve kabulleniyorsun... tek ki almasın, sende bıraksınlar. Bir de kimleri kabul ettiğine bak."
Bekleyenler için zaman bir türlü geçmek bilmez.
Reklam
Yürüyelim Seninle İstanbul'da...
youtu.be/-jYn3Cl1og0?si=...
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Kırmızıyı sevdiğini bilseydim hayallerim kıpkırmızı olurdu İstanbul hala güneşin ardında ufuklarında birkaç kara leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında
"Zaman bekleyenler için çok yavaştır, korkanlar için çok hızlı, yas tutanlar için çok uzun, neşelenenler için çok kısa; ancak sevenler için zaman, sonsuzluktur." William Shakespeare
Zaten günlük yaşamda bile, çok sıradan bir gün içinde dahi en az yüz kişinin şu zavallı yaşamınıza son vermeyi arzuladıklarını anımsamakta yarar var, örneğin, metroda kuyrukta sabırsızca sıra bekleyen ve engel olduğunuz arkanızdaki tüm kişiler, ya da evinizin önunden geçen ve kendi evleri olmayan tüm insanlar, siz çiş yaparken aynı işi yapabilmek için bir an once işinizi bitirmenizi bekleyenler, bir de tabii çcocuklarınız ve daha niceleri.
Zaman bekleyenler için çok yavaştır Korkanlar için çok hızlı Üzgün olanlar için çok uzun Ve kutlayanlar için çok kısa Ama sevenler için sonsuzdur
Reklam
Ân, Zaman, Hayat, Yaşayış, Unutuş, ve Unutuluş
Çocuk İsa yanında tahtalarla oynayıp duruyordu, o tahtalar az ilerde bir çarmıha çakılıyordu, Yakup bir yanında hasreti, bir yanında kavuştuğu Yusuf'u ile bir arada duruyordu, dünya hem kuruluyor hem yıkılıyor, an an içinde devriliyor, bir yerden bir buzul parçası eriyip düşerken büyük bir gemi batıyor, hiç sönmeyecek gibi yanan bir ateş birden sönüveriyor, en bilindik herkesin tekrarındaki bir söz aniden unutuluyor, yüzyıllar boyunca hatırlanmıyor, dikmek için yüzlercenin uğraştığı bir taş binlerce tarafından sökülüyor, bir anlık heyecan duyarken birisinin gözünün feri inançsızlıktan sönüyor, biri kapıda beklerken beklediği az ilerde can veriyor, ahiret için yaşayanlar ve bekleyenler varken ahiret bu ahirliğinden habersiz kendini taptaze duyarak her gün yeniden olgunlaşıyor, bir üzüm asması toprağa düştüğü an üzümün tanesi de bir ağza düşüyordu. Başını ânın içinde nereye çevirse geçmiş, gelecek şimdinin içinde koyulup açılan ama hep aynı kalan bir kıvamın içinde dönüp duruyordu. Her şey ama her şey bir ipe dizili serçelerdi, yan yanaydı. Sağındaydı on bin yıl evvel denen, solunda da bin yılın sonrası vardı, hepsi de şimdiydi. Bir ipte serçelerdi.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.