Bu yolda edebiyat çifte avantaja sahipti: Bir yandan, betimlediği şeyi bakışların sınayışına tabi tutmak zorunda değildi; öte yandan, bakışların engelini aşabilir, bize camın ardındaki kişinin pencereden giren şeyi nasıl karşıladığını ve bunun onun hayatını nasıl etkilediğini anlatabilirdi. "Sanki var olmanın tüm acılığı ona tabakta servis ediliyordu" gibi cümlelerle, okuyucuya tabağı göstermeksizin, acılığı çok daha iyi hissettirebilirdi. Ama sinemada acılık değil, tabak vardır/Ve
Sayfa 63 - Lemis Yayın
Ertesi zaman, ne geri kazanılmış aklın ne de beklenen felaketin zamanıdır. Bu, tüm hikâyelerin ertesi zamanıdır, hikâyelerin öngörülen bir son ve gerçekleşen bir son arasında kestirmeler açtığı duyusal yüzeyle doğrudan ilgilenilen bir zaman. Tüm beklentilerin beyhudeliğini telafi etmek için güzel cümleler kurulan veya güzel planlar çekilen bir zaman değildir. Bu, bekleyişin kendisiyle ilgilenilen bir zamandır.
Sayfa 62 - Lemis Yayın
Reklam
Tarr vs Flaubert
Özneler yoktur, diyordu romancı. Hikâyeler yoktur, der sinemacı. Tüm hikâyeler Eski Ahit'te anlatılmıştır. Aldanış olduğu ortaya çıkan bekleyiş hikayeleri. Asla gelmeyecek biri beklenir ama onun yerine her türden sahte mesih gelecektir. Ve O kendi yurduna geldiğinde, kendi halkı O'nu kabul etmeyecektir.
Sayfa 61 - Lemis Yayın
Şeytan, dört dönmektir. Önemli olan, onun verdiği umutsuzluk dersi değil, onunla birlikte dönen ışık ve hareketin olanca zenginliğidir.
Sayfa 23 - Lemis Yayın
O halde durumlar, zamanın resmî yayılışı ile değil, kendi içkin sınırı ile karşı karşıyadır yaşanan zamanın saf tekrara yaklaştığı sınır, sözlerin ve insan jestlerinin hayvanlarınkine meylettiği sınır.
Sayfa 13 - Lemis Yayın
Ertesi zaman, artık hiçbir şeye inanmayanların tekdüze ve hırçın zamanı değildir. Bu, inancın hayat onu diri tuttuğu sürece- boy ölçüştüğü saf, maddi olayların zamanıdır.
Sayfa 13 - Lemis Yayın
Reklam
303 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.