Bedeni önemsemeyen, dini bütün ortaçağ adamı, mutluluğu ancak öldükten sonra, öteki dünyada beklerdi. Hatta bu dünyada ne denli acı çektiyse, öteki dünyada o denli sevineceğine inanırdı. Oysa kilisenin boyunduruğundan kurtulup, hem aklın egemenliğine her şeyden üstün tutan, hem de yaşamaktan coşkun bir haz duyan Rönesans adamı, yalnız gelecekte ve öteki dünyada değil, bu dünyada ve hemen mutlu olmak istiyordu.