Oh ! Ölüm belki de bir memlekettir. Işıkları söndürülmüş bir Paris kadar güzel, tayyare korkusundan ışıkları söndürülmüş Bir Paris'te bir çift Parsli kadar aşklarını düşünmeye çalışan insanlarla doludur; belki de ölüm şehri. Orada, belki de insan yalnız iskeletiyle güzeldir.Her şey kalbi atmadan, sükun içinde yapılır.Nehirler vardır ki kocaman ziftli kayıklarla geçilir. Nehrin öteki kıyılarında mor ışıklı asfalt caddelerde çıplak kadınlar dolaşır, Ölüm memleketi belki böyledir...
ŞİİR KERE ŞİİR HEP ACI EDER Acılar yeniden filiz verdi\yeniden yağmur yağdı toprağa annem yeniden dirildi\ gördüm yeniden kurum tutmuş toprakla sıvadım yüzümü benim için budur bahar budur ve söz burada kesilmezse bileklerimden akar kelimeler belki beni biraz daha\ biraz daha ve biraz daha uyutur budur işte anlayamadığım çünkü kelimeler nasıl
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Kitap diğer Elips Kitap yayınlarından çıkan tüm Aytmatov kitaplarındaki aynı uzun yazar hakkındaki güzelleme ile başlıyor. Bunun yerine yukarıda bahsettiğim şeyler hakkında kısacık bir bilgi yazısı ne güzel olurdu halbuki. Güzellemenin ardından sadece 18 sayfa süren Yıldırım Sesli Manasçı hikayesi geliyor. Manasçı, destanı günümüze kadar nesilden
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20183,900 okunma
302 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Aksiyon-Polisiye denince çoğu kişinin aklına neden Grange'in geldiğini bu kitapla anladım. Harika bir kurguya sahip. Kurgunun neredeyse hiçbir bölümünü önceden tahmin edemiyorsunuz. En beğendiğim taraflarından bir tanesi de mekan seçimi. Kitap dünyanın çok farklı yerlerinde geçiyor. Bu yerlerin her biri hakkında da detaylı bilgiler var. Gezi meraklısı olmayan bir okur bile bu yerleri gezmeyi rahatlıkla hayal edebilir. İsviçre, Belçika, Bulgaristan, Türkiye, İsrail, Orta Afrika, Güney Afrika ve Hindistan ülkelerinin her birinde -belki de unuttuğum ülkeler de vardır- geçen olaylar var. Bu ülkeleri kabaca da olsa tanıma fırsatı sunuyor. Özellikle ülkelerdeki insanların, yaşam tarzları, kültürleri hakkında bir ön bilgiye sahip oluyorsunuz. Bunların içinde en çok da Romanlar-Çingeneler anlatılmış. Bunların dışında bir de leylekler var tabi. Leyleklerin göç etmeleri başta olmak üzere bir çok özelliklerini tanıma fırsatı sunuyor. Yukarıda söylediklerim, bu güzel bilgilerin sadece bir kısmı. Kitabın en güzel taraflarından birisi bütün bu bilgileri güzel bir kurguyla yedirmesi. Dolayısıyla okurken hiç sıkılmıyorsunuz. Dili çok güzel. Olaylar kahramanın kendi ağzıyla anlatılıyor. Bence bu okuru daha çok içine çekmeyi sağlıyor. Velhasıl okumanızı şiddetle öneriyorum.
Leyleklerin Uçuşu
Leyleklerin UçuşuJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 202010.5k okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bir çocuk filminin son sahnesinde, bana çok yakın gelen bir cümle duymuştum: "iki tür hikaye vardır," diyordu filmin esrarengiz sihirbazı. "Gerçek hikayeler, ve gerçek olması gereken hikayeler. Bu izlediğiniz ikinci tür hikayelerdendi." J.R.R. Tolkien'in kült eseri Yüzüklerin Efendisi'de ikinci tür hikayelerden biri, belki de en güzeli anlatılmakta.
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318.7k okunma
Mantığınızın çıkar konusunda yanıldığını hiç düşünmediniz mi? Belki de insan yalnızca refahı sevmiyor, refah kadar da acılardan hoşlanıyordur. İnsanoğlu için acıların refah derecesinde yararlı olması da mümkündür. Şurası kesindir ki, bizler, acıyı bazen tutkuya varan bir sevgiyle severiz.. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya gerek yok; eğer siz de bir insansanız, azıcık da olsa yaşamışsanız, kendinize danışın yeter. Benim düşüncemi sorarsanız, yalnızca refahı sevmek ayıptır üstelik. Sonu iyi mi olur, kötü mü, orasını bilmem, ama bir şeyi devirip kırmanın bazen hoş bir yanı vardır. Bu bakımdan ne başlı başına refahı, ne acıları tutarım.
Reklam
Grek sahnesinin en üzüntülü kişisi olan mutsuz Oedipus, Sophokles'in elinde en soylu insan diye anlaşılmıştır. Oedipus, bilgeliğine karşın yanılan ve açması bir kimse olarak belirtilmiştir. Oedipus, sonunda, korkunç acıları yüzünden, ölümünün üstünden aşan büyülü, verimli bir gücü kendi kendini yıpratmak için kullanılır. Soylu insan suç işlemez, derin görüşlü ozanın bize söylemek istediği şudur: onun davranışıyla her yasa, her doğal düzen, belki de töresel evren çökebilir. Bu davranışla etkilerden daha yüksek büyülü bir çevre ortaya çıkabilir. Bu etkiler, çöken eskinin kalıntıları üzerinde yeni bir evren kurar. Dine çok bağlı bir düşünür olan ozan bize şunu söylemek istiyor: ozan olarak bize olağanüstü durumda korunmuş bir sorunlar düğümünü gösteriyor, yargıç bu düğümü yavaş yavaş, ilmik ilmik kendi özel yıkımı içinde çözüyor. Gerçek Helen sevinci, bu çatışımlı (dialektik) çözülüş içinde öylesine büyüktür ki, bu nedenle, düşünülen bir bayram alayı bütün yapıtı kaplar, bu topluluk konunun insanı ürperten şu varsayım doruğunu her yerde kırıp geçer. "Oedipus Kolonosta" da engin bir aydınlığa yükselen bu özdeş parlaklığı karşımızda buluruz, gelip çatan yaşlılık yüzünden zavallılığın taşkınlığı önüne dikilir, bu durum onunla ilgisi bulunan herkes için salt acıya katlanış demektir tanrısal bir ülkeden inerek gelen ve bize yönelen kahramanın edilgen salt davranışı içinde en yüksek etkinliğe ulaşan olağanüstü bir parlaklık vardır
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.