Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
Cahil Hoca; bir pedagoji kitabı aynı zamanda eğitim felsefesi dersinde okutulan bir kitap olarak da değerlendiriliyormuş. Bize de üniversitesi hocamız bu doğrultuda kitabı okuyarak bir özet çıkarmamızı istedi. Normalde kitapları, diş ağrısı gibi olur olmadık zamanlarda aklıma gelip de bana rahatsızlık verdiği için yarım bırakmam; ancak bu kitabı
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,268 okunma
Daha önce de belirtildiği gibi, olumsuz duyguların bastırılmasını zorunlu kılan bir ortamda yetişmiş olmak düşmanca eğilimlerin gelişmesine ve insanın kendisine yabancılaşmasına neden olur. O halde, olumsuz duyguların bilincinde olmayan bir insan için bu konuda bir çıkış yolu olabilir mi? Böyle bir soruya olumlu bir karşılık vermek, daha önce
Reklam
Bu nasıl bir çelişkidir yahu?!
Tarih: 8 Aralık 2013 Erdoğan Edirne'de kalka hitap ediyor: "Belli bir yılda üniversiteyi bitiren bitirecek, bitirmeyen kusura bakmasın. Kardeşim altı yılda bitireceksen bitir. Yedi yıl, sekiz yıl, on yıl sınırsız böyle bir şey olur mu? Öğrenci öğrenciliğini bilecek. Bu ülkede bu millet kendi vergisiyle parasıyla seni okutuyor, yetiştiriyor. Şimdi onun yasasını hazırlıyoruz; bitirdin bitirdin. Bitirmediğin takdirde artık güle güle." Peki... Adama sormazlar mı, sen kaç yılda bitirdin? Yedi yılda bitirdi! 1973-74 öğretim yılında başladı; 1980-81 yılında bitirdi.
Pdf, KırmızıkedikKitabı okuyor
Noktalama
ben nezaman attım şiirden noktalamayı? yanılmışım sevgilim, ara sıra nokta şart ben seni seviyorum - nokta ben seni çok seviyorum - ünlem ben seni çok çok seviyorum - ünlem üç nokta ağaçlar çiçeklendi - nokta kuşlar sevişiyorlar - ünlem üçüncü dünya savaşı - azıcık soru bu çocuk birgün büyür - nokta bu çocuk birgün şu kadar olur - ünlem "siyaset felakettir" mi demiş? - soru ünlem beş nokta belli ki siyasetten hiç anlamıyor siyasetten azıcık anlasaydı - virgül buralarda yatmazdı - virgül koca koca köşklerde otururdu - virgül bilmemnesiyle fındık kırardı - nokta evet evet en iyisi aşk şiiri düşünmek
Sayfa 171
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Reklam
Bir Kaç Naçizane Tavsiye
Ben ne istediğini bilen, ne istemediğini gizlemeyen ve benden istenilene de kendi nezdimde red veya onay verebilen bir kadınım. Benim tutarsız, Aklından, kalbinden ve ağzından ne çıktığı belli olmayan, saygısız ve toksik hiç bir sevgiye, ilişkiye, arkadaşlığa, dostluğa, insanı ilişkiye ihtiyacım yok olamazda. Kıymet vermeyi de öğrendim kıymet
Hiç nöbetçisi, vardiyacısı olmadan, adamsız bir vağur kaçar mı? Vapur gece bağlandıktan sonra vardiyacılar Beşiktaş’taki Yunus’un kahvesine giderlerdi. Vapur olur da, kopar gider de kaptanı ortaya çıkmaz mı? Benim gemime ne oldu? Hani benim gemim? Ben neyin kaptanıyım şimdi? Şimdi ben ne olacağım diye sormaz mı?… Vapurlar için kaptanlar mı önemlidir, kaptan için vapurlar mı? Bu vapurun alışılmış duygusallıklara karşı olduğu açıkça belli değil mi?
Kim bilir belki bir gün yine kesişir zaman, yine kesişir kaderlerimiz, belli mi olur?
Dünya Adil Bir Yer Değil
Bugün dünyadaki 35. yılım, doğum günüm. Cahit Sıtkı’nın deyişiyle: “Yolun yarısı”. Bu zamana kadar yaşadıklarımdan, şahit olduğum binlerce hayat hikâyesinden, kendimce okuduğum kitaplardan, dinlediğim müziklerden, izlediğim filmlerden bir terapist olarak şunları öğrendim: İnsan nisyanla malüldür ve fena halde hüzne, hüsrana mahkûmdur. Her hal
Reklam
İnsan davranışlarının ve ilişkilerinin gerçek anlamı ancak çaba göstererek anlaşılır.Mesela biri ölür ve sen bunu anlayamazsın. Gömülür, hâlâ bir şey hissetmezsin. Toplum içinde yas tutar, ağırbaşlı bir ciddiyetle önüne bakarsın ama evde esner, burnunu kaşır, kitap okursun; aklına ölmüş olan ve yasını tuttuğun kişiden başka her şey gelir.Dışarıya karşı belli bir duruş sergilersin, ciddi ve vakursundur ama içten içe hayretle hiçbir şey hissetmediğini, olsa olsa suçluluk duygusuyla karışık bir memnuniyet ve rahatlama duyduğunu fark edersin. Ve kayıtsızlık, derin bir kayıtsızlık.Bu bir müddet böyle sürer; günlerce, hatta aylarca. Dünyaya kendini farklı gösterir ve gizli bir kayıtsızlık içinde yaşarsın. Ve sonra, çok sonra, bir yıl sonra, ölen kişinin burnu düştüğünde, bir gün sokağa çıkarsın, başın döner ve bir duvara yaslanırsın; çünkü anlamışsındır. Neyi mi? Vaktiyle seni ölen kişiye bağlayan duyguyu. Ölümün anlamı mı. Toprağı tırnaklarınla kazıp ondan kalan ne varsa çıkarsan bile bir daha asla gülümsemesini göremeyeceğin, dünyadaki bütün bilgelik ve kudret bir araya gelse onun, yani ölen kişinin sokakta karşına çıkıp sana gülümsemesine yetmeyeceği gerçeğini.Ve ordu kurup yeryüzündeki bütün toprakları fethetsen, onun da bir işe yaramayacağını.İşte o zaman bağırmaya başlarsın. Ya da belki bunu bile yapmazsın. Sokağın ortasında, bomboş bir kafayla kalakalır ve dünya anlamını kaybetmiş, dünyada yapayalnız kalmışsın gibi bir eksiklik hissedersin.
Bir Japon efsanesine göre; bütün insanlar birbirine kırmızı iple bağlıdır. Bu ip; kaderimiz de karşılaşacağımız kişilerle bağlar bizi. Zaman, mekân ne olursa olsun enin de sonunda bu kişilerle karşılaşırız. Belli mi olur belki kırmızı ip, karşılaştırır bizleri… Göz göze geliriz, biz bizi anlarız! Anlar, konuşur, düşünce denizin de yüzmeyi öğreniriz birlikte. Birdenbire, 1‘den 1’lik oluruz!
"Fena oldum seni böyle görünce, içim acayip soğudu, nerdeyse tiksindim bile, seveceğim vardıysa da artık ha­yatta sevemem ama bakarsın severim de yani. Belli mi olur? Ney­sen o ol yav. Hah yav. Hah şöyle. Ama fazla sokulma. lçim kaldır­mıyo."
Sayfa 273 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
118 syf.
·
Puan vermedi
Genel olarak toplumumuz bir şekilde ünlü, herkes tarafından tanınan (bunun iyi ve kötü olması önemli değil), değerini sosyal medyada aldığı beğenilerle ölçen bireyler olmaya başladı. Ne kadar çok beğeni, o kadar ünlü gibi bir kıstas belirlemişler kendilerine. Son Fenomen Bükücü kitabı 128 sayfadan ibaret. Kahramanımız Balkabağının Rüyası ile
Son Fenomen Bükücü
Son Fenomen BükücüZafer Şahin · Elpis Yayınları · 20239 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.