Fatih Sultan Mehmed Yunanca biliyordu ve Yunanca kitaplardan oluşmuş bir kütüphanesi vardı. Ünlü İtalyan hümanisti Ancona'lı Ciriaco Pizzocolli maiyeti içinde yer alıyordu, Bizanlı Kritovulos onun biyografisini yazıyordu portresini yapması için Italyan Bellini'yi görevlendirmişti.
Fatih'in 1461'den beri resmini yaptırtmak için İtalya'dan ressam istediği bilinmektedir. Nihayet ünlü Venedikli ressam Gentile Bellini gelmiştir.
Sayfa 225 - ISAM,2020Kitabı okudu
Reklam
İstanbul’un fethi görünenin aksine yeni bir Haçlı seferini erkenden önleyen stratejik bir adımdı. Fatih Sultan Mehmet’in “kızıl elma”sı, sanılanın aksine Osmanlı’yı Roma’nın devamı olan bir tür dünya devleti yapmaktı. Bizim İslamcıların tasvirlerinin aksine Fatih, İstanbul’u Avrupa’da katledilen Yahudi halkı için cennet yaptı. Gönderen değil aksine sürgünleri İstanbul’da toplayan Fatih, 1463’te Galata’da Carlo Martelli’nin evinde eğlenen hükümdardı. İstanbul Belediyesi’nin aldığı Bellini resmi örnek olsun, bizim gericilerin aktardığının aksine Fatih, İstanbul’u Rönesansçıların merkezlerinden biri yapmıştı. Batı’da kiliseyle kavgalı yenilikçilerin Fatih sempatisini biliyoruz; gittiği yol, haç ile hilali uzlaştıran güçlü bir milletler idaresiydi.
Fatih Sultan Mehmet sana bu yakıştı mı hiç? :/
Bellini tarafından yapılan portresini çok sevdiği, karılarından birine çılgınca âşık olunca, zihnini bu esaretten kurtarabilmek için onu hançerleyen Sultan Mehmet'e derin bir yakınlık besliyordu.
Sayfa 38 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Fatih'in İtalyadaki kültürel akımları korumak ve kendi topraklarında yaymak için tutarlı bir politikaya giriştiğini düşünsek bile, bu çabalarının ölümünün hemen ardından terk edildiğini de belirtmemiz gerekir. Tahta oğlu Bayezid'in geçmesiyle birlikte, saraydaki Bellini'nin portresinin de aralarında bulunduğu birçok sanat eserinin bir şekilde elden çıkarıldığını biliyoruz. Kruşev dönemini andıran bir deMehmedisation sürücinin yaşandığı ve Fatihin tepki çeken birçok politikasının ters yüz edildiği II. Bayezid dönemi, eğer varsa imparatorluğun Batı'ya açılan kültürel penceresinin de kapandığı bir dönem olacaktı.
İstanbul sarayına getirilen ve sonraları İtalya’ya kaçarak anılarını yazan Gian-Maria Angiolello’nın anlattığına göre, Sultan o dervişten hoşlanmıyordu, onun Çarşı’da fetihlerini anlatıp övmesini yasaklamıştı. Resim bittiği zaman Sultan, Bellini’nin bu derviş hakkındaki fikrini sordu. Israrı üzerine Bellini, gerçek fikrini ifade ile dedi ki, “bu bir divâne olmalı”. Sultan ekledi, “ben böyle bir deli tarafından methedilmek istemem”. Bellini yanıt verdi, “Öyleyse neden onu başşeyhiniz yapmıyorsunuz?”. Bunun üzerine Sultan, Bellini'nin dediğini yerine getirdi. Bu ilginç görüşmeden şu sonucu çıkarmak mümkün görünür: Fâtih dervişlere samimi olarak saygı duyduğu için değil, herhalde pratik siyasî düşüncelerle iltifatta bulunmuştur. Genç Fâtih’in Akşemseddin'le olan ilişkilerini de burada anımsamak yararlıdır. İstanbul'un fethinde evliyânın rolünü belirten şeyhe karşı Fâtih, onun fazlasıyla öne çıkmasına izin vermemiş ve sonunda Ak Şeyh, vatanı Göynük'e gidip inzivâya çekilmiştir. Bellini'nin resmini çizdiği derviş herhalde bizim Otman Baba olamaz; çünkü Velâyetnâme’ye göre, Otman 8 Recep 883/5 Ekim 1478'de ölmüştür.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
“Daha önce de yazmıştım bunu” diyordu Aziz Nesin. “Gördüğüm o belgenin Viyana’da hangi müzede bulun­duğunu, numarasını, tarihini, adını, sanını, sayfasını filan bütün ayrıntılarıyla yazmıştım. İşte, o belgede belirtildi­ğine göre, Bellini, İstanbul’daki çalışmaları sırasında gör­düğü bir olaydan etkilenmiş olsa gerek, bir kesik baş res­mi yapmış. Fatih, ziyarete gittiği bir gün Bellini’nin oda­sında o resmi görünce, “Kesik baş böyle olmaz” demiş, eleştirmiş. Bellini, “Ama ben böyle görmüştüm” filan diye­cek olmuş ya, ısrar etmiş Fatih. Sonra da hışımla buyur­muş yanındakilere; “Tez bir adam getirin bana!” demiş. Koşup getirmişler birini Bellini’nin atölyesine. “Uçurun şunun kellesini!” demiş Fatih. Şak diye uçurmuşlar ada­mın kellesini. Bellini’nin ayaklarının dibine düşen kelleyi göstermiş Fatih; “Gördünüz mü?” demiş. Bellini, hemen ülkesine dönmüş, sessizce. Yani, bizde insan kellesinin fi­lan da pek önemi yoktu. Zaten biliyorsun, kardeşini öldü­ren insandır Fatih. Taht için öz kardeşini öldürmüştür.”
Haklısın be reis :D
Bu devirde halk dervişi Kalenderi dervişi Otman Baba ve müritlerini ortadan kaldırmak için İstanbul'a sevk ettiğini de biliyoruz. "Bellini, Fatih'e şöyle demiş: "Siz, Büyük İskender'in bile başaramadığı önemli fetihler yaptınız. Bu dervişin yaptığı hakkınızda övgülerde bulunulmasını kabul etmiyorsunuz. Bu beni hayrete düşürüyor." Buna karşı Fâtih "Bu adamın aklı başında olsaydı, kendisi tarafından övülmeyi isterdim. Fakat bir mecnunun (deli) hakkımda övgülerde bulunmasını asla arzu etmem" diye cevap vermiştir.
Sayfa 516 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Fatih Sultan Mehmed
Bahçeleri ve resimleri severdi. Bu yüzden Yüce Venedik Beyliği'ne kendisine bir ressam göndermeleri için mektup yazmıştı. Venedik Beyliği tarafından, sanatta büyük bir uzman olan Domino Gentile Bellini gönderildi.
Sayfa 128
Fatih'in Yeni Saray'ının duvarlarını İtalyan sarayları gibi süslemek için Bellini'yi çağırdığı (Babinger, s. 76) kaydedilmektedir. Saray duvarlarını frescolarla süsleyen Bellini, Fatih portresi ile seçkin yerini almıştır. Bu arada ilave etmek gerekir ki II. Bayezid şeriatı ihya eden sultan olarak bu duvar resimlerini, frescoları söktürüp Kapalı Çarşı'da satışa göndermişti.
Sayfa 695 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 6. BaskıKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.