- Bu devir de çocuk olmak ne zor. Çocuk kalabilmek, çocukça düşünmek, çocukça konuşmak ne zor. Herkes yaşından büyük, herkes yaşından olgun. Çocuk bile çocuk değil. Çok çabuk büyüdük, çok çabuk öldürdük, çok çabuk geçtik çocuktan. Olgunluğu, büyümeyi güzel şey zannedip satıverdik çocukluğumuzu. Oysa ki güzel olan büyümek değil, büyürken çocukluğumuzu unutmaktı. Ama biz asıl güzel olanı değil, güzel gözüktürüleni seçtik...
- Ayıplandık. Çocukken bile çocuk olduğumuz için ayıplandık. Çocukken bile büyütüldük. Abla, abi sıfatları konuluverdi isimlerimizin ardına. Çocukça bi şey yaptığımız da "yaramaz", yapmadığımız da ise; "artık büyüdü akıllı bi çocuk o" denildi...
- Çocukların da akıllı olduğunu, akıllı olmak için büyümeye ihtiyacımızın olmadığını öğretemediler bize. Ama TV'de hangi saatte hangi dizi, çizgi filmin olduğunu çok güzel öğrettiler. Saklambaç oynamayı, sokakta kirlenmeyi, elim sen de oynamayı, top oynamayı öğretemediler bize. Ama babamızdan gizli gizli sigara içerken nasıl saklanacağımızı, esvaplarımızın temizliğinin içimizin temizliğinden önemli olduğunu, yabancılara dokunmayı konuşmamız gerektiğini, sanal alem de oyun oynamayı çok güzel öğrettiler.
- Teşekkürler Anne. Teşekkürler Baba. Bakın ben "büyüdüm"...
- Vesselam...
Belki de bir 30 yıl vardır polisiye okumayalı. Feneryolu Cinayetleri'ni elime aldığım zaman aklımda bu vardı. Dolayısıyla bir önyargı. Kerim Ülkü’nün aldığı mektupla başlıyor roman. Kerim Ülkü romanın ölümsüzü. Ve Faruk Arman, bir polisiye yazarı da giriyor devreye birkaç sayfa sonra. Faruk Arman’ın dahiliyetinden sonra romanın sayfalarını
Herkese merhaba ve iyi bayramlar!
Bu seferki incelemem biraz uzun olacak çünkü bu zamana kadar hiç Orwell incelemesi paylaşmadım ve biraz yorum yapmak, incelemek istiyorum.
George Orwell’in diline Hayvan Çiftliği ve 1984 kitaplarından alışığım. Onun mizahi yerişlerini, otoriteyi eleştirmelerini okumak, taa o zamanlarda kaleme aldığı olayların
Evet sevgili dostlarım, bir kitabı daha bitirdim ve ÇILDIRIYORUM. Aman yarabbi o neydi öyle, MUHTEŞEM bir kitaptı.. yaa çok beğendim!! Şöyle bir derin nefes alayım ve incelememi yazayım.. sakin olmam gerekk!
Şimdi kitabın puanları birazcık düşüktü ve açıkçası takip ettiğim birçok kişi de beğenmemişti. O yüzden bir tık enerjim düşük başladım
Kitabı okuduktan hemen sonra ağırlıklı olarak duygularla yazılmış bu incelemeye, 1 sene sonra rasyonalite katarak küçük düzeltmeler yapıyorum.
İbrahim’in sorguda olduğu sıralarda, babasından birkaç isteği olmuştu. Fakat öncesinde, babası Ali Kaypakkaya, küçük oğluna söz verdiği için küçük oğlunun 19 mayıs gösterisini seyrediyordu. Bu sırada